Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Kendimi tutamıyordum. Sonraki konuşmalardan Ahmet'in yani Asan'ın cesedine ullaşamadıkları anlaşılıyordu. Ender'in toplantı belgeleri de bulunamamıştı. Ender'in naaşı ile aynı uçakta geri döndük. İki aydır yaşadıklarımın etkisinden kurtulamamıştım. Ender'in öldüğüne inanamıyordum. Ahmet ya da adı her neyse, ona olan duygularım gerçekti ve içim çok acıyordu. Suçluluk duygusu ile yaşadığım hayal kırıklığı beni çok sarsmıştı. Kapının çalınması anılarımdan uzaklaştırdı. Gelen bir kuryeydi. Elinde küçük bir kutu vardı. "Figen Koçak siz misiniz?" diye sordu.
"Evet, ama..." sözümü tamamlayamadan kâğıdı uzattı ve imzalamamı rica etti. Paketi alıp masaya koydum. Bir yerden bir şey beklemiyordum. Gönderenin adı da yoktu. İçini açıp öğrenmekten başka yapacak bir şey yoktu. Kutuyu açtım, içinde safir bir kolye ve küçük bir kart vardı. Kartı okuyunca sandalyeye yığılıp kaldım.
"Canım, kırmızı elbisene yakışır diye düşündüm. İkisini senin üzerinde görmek için sabırsızlanıyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/95345178-288-k994318.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALAN AŞK
Mistério / SuspenseFigen, Savunma Bakanı Müsteşarı olan kocası Ender ile bir gemi yolculuğuna çıkar. Bu gezi aslında İtalya Savunma Bakan Yardımcısı ile yapacağı gizli toplantı için bir paravandır. Ender'in kumar tutkusu ve iş yoğunluğu birbirlerinden uzaklaşmalarına...