15. Bölüm "Üniversite"

290 39 3
                                    

"Nasıl geçti ?" Diye meraklı gözlerle soruyordu. Tabikide güzel geçmişti. "Tabiki güzel geçti." Dediğimde bana sarılmasını beklemiyordum. "Biliyordum. Zeki olduğunu biliyordum" dedimde kafasına vurdum. "Dalga geçme zaten zekiyim" dedim. Güldü. "Tamam" dedi.

"Hallettin mi hadi gidelim götüm dondu" dedim. "Tamam halettim geliyorum" dediğinde "hadi" diyip kapatım telefonu. Soğuk baya bastırmıştı. Jinyoung geldiğinde ellerimi cebimden çıkartıp ona uzattım kağıdı verdi. Alıp baktığmda bişey anlamasamda okuyup ona geri verdim. "Neyse" dedi ve elimden kağıdı alırken eli elime değdi ve "ellerin baya üşümüş" dedi. "Evet dondum diyorum ya" dediğimde kıkırdadı. Elimi tutmasını beklemiyordum. "Biri görücek" dedim etrafıma bakınırken. "Çok fazla insan yok hava sisli zaten kimse farketmez" dedi. Pekala.

Bir kafeye girdiğimizde elini bırakıp içeri girdim oda arkamdan girdi ve cam kenarında olan bir masaya oturduk. Garson geldiğimde Jinyoung "iki sıcak çikolata" diyip bana geri döndü. "İçersin dimi ?" Dediğinde onayladım ve garson gitti. "Eee nasıl bi his ?" Dedi. Anlamadım.
"Efendim ?"
"Üniversite diyorum pazartesi başlıyorsun diyorum." Dedi. Ah tamamen aklımdan çıkmış televizyonda yine Raymond Tuan vardı. O dikkatimi çekmişti. Televizyona baktığımı farketince Jinyoung'da televizyona döndü. "Ah yineme şu adam" diyip geri önüne döndü. "Çok ilgimi çekiyor" dedim. O arada önümüze iki sıcak çikolata bırakıldı. "Üniversite nasıl bir yer bilmediğim için yorum yapamayacağım" dedim. "Tanrıya şükür benimle tanıştın dostum. Üniversite dediğin yeni bir ülke gibidir trilyon tane insan vardır ve herkes birbirini tanıdığı için olur olmadık zamanda gelen o yeni öğrenciye yaratıkmış gibi bakarlar ayrıca tek kalırsın çünkü sene başında gelmedin." Dediğinde gitmekten vazgeçmiştim ki "ama işte ben varım o yüzden rahat ol" diyip arkasına yaslandı ve sıcak çikolatasından bir yudum aldı. "Vay be tamam" diyerek kıkırdadım. Oda güldü. Şu güzel gülüşünü heryerde sergileme Jinyoung herkes sana ve o güzel gülüşünün çarptığı dudaklarına bakıyor.



Pazartesi

"Kalk hadi uykucu"
"Hahaha Jinyounahahahah yapmahahaha" gıdıklamayı kestiğinde ani bi hareketle üzerine çıktım ve gıdıklamaya başladım. Bileklerimden yakalayıp beni yatakta hareketsiz halde tuttu. "Ya çok kötüsün!" Dedim gülümseyerek. Yamuk bir gülüş attı ve dolabımın başına dikilip siyah kot çıkarttı üstünede boğazlı siyah bir kazak çıkarttı. Jinyoung yatağımı toplarken bende benim için çıkattığı kıyafetleri giyiyordum. üstümü değiştirken arada bana baktığını farketsemde umursamadım. Sonuçta arkadaşız.

"Maskeni takmayı unutma" dedi. "Tamam" dedim ve ceketimi giydikten sonra portmantodaki kutudan maske aldım ve taktım. Oda taktıktan sonra arabaya doğru ilerledik.

Okulun önünde durduğunda saçlarımı düzelterek arabadan indim. Jinyoung'da inip arabayı kitledi ve okula girdik. Gerçekten anlattığı gibiydi. Çok fazla insan vardı ve herkes bize bakıyordu. "Gerilme" diye fısıldadı. "Pekala" dedim ve kimseyle göz teması kurmadan merdivenlerle jinyoung'un peşinden ilerliyordum. Bi dersliğe girdik ve en arkaya oturduk. Maskesini çıkartıp cebine koydu bende çıkartıp masanın üzerine koydum. Cebinden telefonunu çıkartıp birini aradı ve onunla kısa bi konuşma yaptıktan sonra bana döndü ve her zaman olduğu gibi ingilizce konuştu. "Hoca gelmicekmiş" dedi ve ayaklandı. Bende kalktım. "Gel seni bizimkilerle tanıştırayim" dedi. Onaylar biçimde kafamı salladıktan sonra maskeyi cebime sokup arkasından ilerledim.

"Selam JB Youngjae nerde ?" Dedi Jinyoung sandalyeye otururken. "Hasta gelmedi" dedi. Jinyoung "hımm geçmiş olsun" diyip beni gösterdi. "Mark, yeni kayıt aynı zamanda arkadaşım" dedi. JB bana döndü ve elini uzattı. "Ben I.m Jae bum ama JB derler" dedi. "Bende Mark tanıştığıma memnun oldum" dedim. Gülümseyerek karşılık verdi.

Sürekli bana bakması rahatsız etmişti. Ona baktığımda lafa başladı. "Ben seni biyerden tanıyorum" dedinde afallamıştım. Bunu beklemiyordum. Jinyoung konuşmaya daldı. "Nerden ?" Dedi. "Los Angeles, Kalifornia'dan" dediğinde Jinyoung bana baktı bende ona. "A şey bilmiyorum" dedimde Jinyoung kahkaha attı. Bende gülmeye başladım.

Zor durmuştuk. Jb bize anlamdızca bakarken jinyoung açıklama yapmıştı. "Biz ilk tanıştığımızda burası hakkına hiçbir bilgisi yoktu ne sorsam a şey bilmiyorum diyordu o yüzden bi gülme geldi" dedi tebessüm ile bende onayladım. Jb de güldü. "Ben hatırlayamadım" dedim bozuntuya vermeyerek. Jb saatine baktıktan sonra "neyse" diyip ayaklandı. "Derse girmem lazım çıkışta bişeyler yapalım dersiniz kaçta bitiyor ?" Diye sordu Jinyoung bana döndü onay bekliyordu. Onayladığımda "öğleden sonra" dedi. "Tamam o zaman bişeyler yaparız yada Youngjae'nın yanına gideriz Yugyeom'da orda" dediğinde Jinyoung "aa Yugyeom geldimi Almanya'dan" dediğinde Jb onayladı ve gitti. "Onlarlada tanışırsın çok eğlenceliler hepsi tanıdıkça alışırsın" dedi. Gülümsemekle yetindim.

Gün içinde birçok insan Jinyoung'a selam vermişti. Kimisi ufak sohbetlere girmişti.

Dışarı çıktığımızda yavaş yavaş yeni yağmaya başlamış olan karın eşliğinde jb'nin tarif ettiği eve yürüyorduk. Arabayı okulda bırakmıştık çünkü zaten ev çok yakındı.

Eve geldiğimizde bahçeye girdik ve zili çaldık evdeki hizmetli kapıyı açıp bizi içeri buyur etti. Girince ayakkabılarımızı çıkarttık. Ceketimi çıkartıp verdim ve Jinyoung'un arkasından ilerledim. Salonda yatan çocuk bizi görünce kalkmak için yeltenmesiyle jb'nin onu geri yatması bir oldu.  hepsi koltuklara oturunca bende jinyoung'un yanına oturdum. "Geçmiş olsun Youngjae iyimisin biraz daha ?" Dedi Jinyoung. Youngjae "iyiyim ya kuzenimin evhamlığı" dediğinde jb, "yugyeom geldi demiştin nerde ?" Dedi. Jinyoung'da katıldığını belirtti. "Yukarıda" diyip hizmetliyi çağırdı. "Yugyeom'a haber verirmisin ?" Dedi. Hizmetli onaylayıp yukarı çıktı. Jinyoung beni tanıştırdı. "Mark, bu Youngjae jb'nin sevgilisi ayrıca grubumuzun en küçüğü" dedi. "Tanıştığıma memnun oldum Mark" dedi. "Bende" dedim gülümseyerek. "Mark'ta okula yeni kayıt oldu ayıca benim arkadaşım" dedi. Yugyeom dedikleri çocuk gelmişti sanırım. "Vaay yeni aday yani" demişti jinyoung bozulmuştu. Jb'nin ters ters yugyeom'a baktıpını fakrettim. Yeni aday ?
"Almanya nasıldı ?" Diye sordu Jb "güzeldi." Diyerek Youngjae'nin yanına oturdu. Jinyoung,"sadece arkadaşım okula yeni kayıt oldu" dedi beni kastederek. "Ben yugyeom Youngjae'nin kuzeniyim tanıştığıma sevindim" dedi. "Bende Mark. Bende sevindim" dedim. Biraz sevmemiştim Yugyeom'u.

Yugyeom'un kolu çarpında Youngjae'nin kolası üzerine dökülmüştü. Jinyoung hemen sehpadaki peçeteyi uzatmıştı. Tedirgin tedirgin Youngjae'ye bakıyordu. Yougyeom Jinyoung'un haline bakıp güldü ve bana dönüp "sakın Jinyoung yanındayken biyere bişey dökme temizlik hastası, orası tertemiz olana kadar uğraşır" dedi. Şimdi anlamıştım neden o halıdaki lekeye bu kadar taktığını. Hastaydı. Jinyoung konudan rahatsız olmuşa benziyordu. Neden onun hakkında bilgi edinmemi istemiyordu anlamıyorum. Neden sadece bana karşı böyle. Arkadaşlarının hepsi onun hakkında birçok şey bilirken bana arkadaşım demesine rağmen benim bişey öğrenmemi istemiyordu.

Loss of Memory || MarkjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin