Medyayı ben deyince açın. İçmedim yok bu benim kendi kafam...
Q) Gitmeliyim. Hem amacım kendimi geliştirmek değil mi? ** (iki yıldız)
Tabiki de gidecektim. Sonuçta ne kadar farklı şirketin altında imzam olursa o kadar iyi olur.
-"Peki efendim" dedim ve Iseul'ün yanına gittim.
-"Iseul-ya bu adam beni bir yerlere gönderiyor. Organlarımı falan satmayacaktır değil mi? Bak para etmez benden demesi" dedim ve hafiften kıkırdadım.
-"Yha seni başka şirkete gönderiyorsa bu sana güvendiğini gösterir. Woah cidden. Yıllarımı verdim ben ben buraya. Sen daha geleli bir hafta oldu. Kötü kız seni" dedi yalancıktan bir trip attı.
-"Iseul belki sana dondurma ısmarlarsam beni affedersin ha?" deyip hafif bir şekilde sırtını yumruklayarak aegyo yaptım.
-"Onu o zaman düşünürüz bakalım. Hadi git" dedi. Gülümsedim ve ihtiyacım olan eşyaları çantama attım. Ve aşağıya indim.
W) Kesinlikle olmaz. Eğer gidersem konseptimi mahvederler. Kalıp onlara önderlik etmeliyim. * (bir yıldız)
-"Efendim. Gitmeyi çok isterdim ama derginin bu sayısındaki konsept bana ait ve-"
-"Ve ne!" diye birden bağırdı. Biraz(!) boş bulunduğum için yerimde sıçradım. Ve konuşmaya devam etti. "Yoksa senin konseptini mahvederler diye mi korkuyorsun. Onlar profesyonel" dedi. Sinirden alnındaki damarlar belli olmuştu.
-"Evet efendim haklısınız özür dilerim" dedim ve odadan çıktım. Hemen masama geçip ihtiyacım olan şeyleri çantama attım ve Iseul'e el sallayıp çıktım.
*** (ortak bölüm)
Arabaya bindim. Ve o anda üstümde olanlara bakmak aklıma geldi.
Yo hayır. Ben bu gün de hayvan gibi çalışacağız diye rahat giyinmiştim. Biliyorum çuval giysem yakışıyor ama şu an bu şekilde bir şirkete stilist olarak gidemem. Arabayı süren kişiye;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Seçimim!
FanfictionBu hikaye yazarın değil. Okuyucunun kendisinin yönlendirdiği bir hikaye. Nasıl mı? Gel ve öğren... Sana öküz gibi çarpan birine nasıl tepki verirsin? Ya da bir anda omzuna dokunan bir ele? Peki bu tepki senin hayatını belirleyecek desem. Bence o...