Babamın Ölümü

475 20 5
                                    

O top nasıl Berke' nin burnuna gelmişti, anlayamadım. Nasıl olur da topu her eline aldığında basket atan ben, topu Berke'nin burnuna atabilmiştim? Utançtan yerin dibine girmek istedim. Nasıl bu kadar beceriksiz olabilirim? 

O kan Berke'nin burnundan mı akıyordu? Kandan hep korkardım zaten, ama bu sefer daha kötü olmuştum. Burnundan akan kan benim yüzümdendi. Kelimeler düğümlendi dilimde... Kekeleyerek " Ç-çok özür dilerim" diyebildim sadece. Ellerim titremeye başladı. Nasıl bu kadar çok kanıyabilirdi ki burnu?

Tekrar özür diledim. Neyseki bu sefer kekelememiştim. Bana bakıp " Sorun değil." dediğinde kalbim durdu zannettim. Bi insan nasıl bu kadar sıcak bakabilirdi? Masmavi gözleriyle gülümsüyordu. Birden " Ne kadar aptalım ya! " deyiverdim. " Gerçekten sorun değil." dedi. Eğer burnu bu kadar kanamasaydı sorun olmadığına inanabilirdim ama hala kanıyordu.

Özür dilemekte ısrar ettiğimde" Gerçekten kendini affettirmek mi istiyorsun?" dedi. Başımı evet anlamında salladım." O zaman yarın saat 5'te basketbol maçına var mısın?" dedi. Cevap vermeme izin vermeden " Tekrar burnumu kanatmamak şartıyla." dedi gülümseyerek. Göz kırpıp gitti.

Hemen lavaboya koştum, elimi, yüzümü yıkadım ve yanaklarımın utançtan kızarmış olduğunu fark ettim.Şu an daha çok utanıyorum.

Gözüm birden saate kaydı. Önce farkedemedim ama saat gerçekten 10 olmuştu. Ne yani ben 3 saattir burada mıydım? Ah Berke keşke gülümsemeseydin. Hayallerimden sıyrılıp üstümü değiştirdim.

Okuldan çıkarken Berke' nin kapının önünde olduğunu gördüm. Gene yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. Berke saate bakıp " 3 saat, 12 dakika, 38, 39, 40 saniyedir buradayım, ne yaptın okulda? Aa dur ben tahmin edeyim, yarın maçı kaybetmemek için alıştırma yaptın değil mi?" dedi ve güldü.

İğneleyici sözlerinden rahatsız olmuştum tabii ki ama bu kadar güzel gülen birine kızabilir miydim? zannetmiyorum. Birden ağzımdan " Neden bekledin?" çıkıverdi. Aslında bunu söylemeyi hiç istemezdim, kendimde olsaydım. Ama gülümseyen mavi bakışları bana dönükken mümkün olduğunu zannetmiyorum. Bir süre güldü, tavrım o kadar komik miydi? Kızmak istedim ama hemen kapattım ağzımı. Gene saçmalamak istemiyordum.

"Seni eve bırakmayı düşünmüştüm ama istemiyorsun sanırım" dedi. " Yarın 5' te unutma" diye ekledi gülümseyerek. Tam giderken "Berke!" diye seslendim. Niye dedim ki sanki? Gerçekten aptal gibi davranıyordum. Hemen olayı toparlamaya çalıştım "Şey... Ben biraz korkuyorum da .." dedim. Berke yanıma geldi ve evimin nerede olduğunu sordu. Yol boyu hiç konuşmadı.Arada gülüyordu ve ben de istemsizce gülümsüyordum. Evin önüne geldiğimizde ne diyeceğimi bilemedinm ve sadece gülümsedim. Tam arkamı dönmüş, merdivenlerden çıkarken "Önemli değil!" dedi. Merdivenleri daha hızlı çıktım. Hemen kendimi yatağıma atmak istiyorum...

Sabah erkenden uyandım. Ablamın oyuncağı elinden alınmış küçük bir kız çoçuğu gibi ağladığını gördüm. Babamın öldüğünü söylediği an dünyam başıma yıkıldı. Konuşamadım, boğazımda büyük bir acı hissettim. Nefes alamı...

Aşkımı Yazsam Roman OlurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin