Basketbol Maçı

260 14 5
                                    

Bu gün doğum günüm olduğunu ablamın masama bir notla birlikte bıraktığı günlüğü gördüğümde hatırladım. Beni ablam kadar iyi tanıyan hiç kimse yoktu. Üzüldüğümde tebessümlerin altından ağladığımı bir tek o bilirdi. Bu hediye ne kadar farkında olmasam da çok ihtiyacım olan bir şeydi..

Her sesini duyduğumda tiksindiğim üvey annem şimdi de misafir geldiğini söylüyor. Hemen üzerime eşofmanlarımı giydim hoş geldiniz deyip yukarım çıkarım zaten diye düşünmüştüm, salonda Berkelerin olduğunu görene kadar.. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Hemen odama koştum. Çok sevdiğim kırmızı, siyah tonlarının bulunduğu  kareli gömleğimi ve siyah kalem eteğimi giydim.

Aşağı indiğimde şaşırmış gibi yapmalıyım diye düşündüm. Neyse ki bu konuda sıkıntı çekmeyeceğim. İlk okulda tiyatro kulübündeydim.

Berke'nin kahkaha atmamak için kendini zor tuttuğunu fark ettiğimde bu yeteneğimin ilk okulda kaldığını düşündüm. Gözlerimi Berke'den ayırdığımda kim olduğunu ve neden burada olduğunu bilmediğim bir kızın Berke'nin ağzına düşmek üzere olduğunu gördüm. Bu durumdan rahatsız olduğumu ne kadar belli etmek istemesem de bu benim icin hiç kolay olmadı...

Ablam elinde okey takımıyla geldi.Ben, Berke, babası ve onu bir saniye yalnız bırakmayan ismi hala meçhul olan kız oynamaya başladık. Okey oynamayı da hiç beceremem! Berke oynuyor diye oturdum masaya. İlk el çok kötüdü. İkinci el ve üçüncü el de hatta Berke ve babasının masanın altından birbirlerinden habersiz bana taş vermelerine rağmen. Neyseki dördüncü eli alabilmiştim. Oyun çok eğlenceli olmaya başlamıştı. Berkeyle sürekli gülüşüyorduk. Babası da bana baktığında göz kırpıyordu. Kaç el bitirdim hatırlamıyorum.

Sonunda masadan kalkabildiğimizde babam kahve yapmamı istedi. Zaten güzel kahve yapardım ama bu sefer daha özenle hazırladım. Berke'nin beceriksiz olduğumu düşünmesini istemem...

Aptal ben aptal aptal aptal! Kahveyi Berke'nin üstüne döktüm bu sefer de. Nasıl bakarım yüzüne bilmiyorum. Tescilli sakar olduğumu düşünüyordur artık herhalde. Kahve de çok sıcaktı. Basketbol topunu attığım zamanla aynı senaryo yaşandı. Kekeleyerek özür diledim, sorun değil, dedi. Annesi Berke'den daha çok telaşlanmıştı. Apar topar eve gittiler... Çok yorulmuştum, kafamı yastığa koymamla uyumam bir oldu.

Ertesi gün öğleye doğru ablam Berkelere gideceğimizi söyledi. " Abla dün Berke'nin üzerine kahve döktüğü hatırlamıyor musun nasıl geliyim?" gibi itirazlarıma rağmen ablam benim de gelmem konusunda kesin kararlıydı.

Bu sıcakta kat kat giyindim. Berkelerdeyken bu yaptığımın ne kadar gereksiz olduğunu fark ettim. Berke çok nazikti her zamanki gibi.

Gene çok güzel bir gün geçirmiştim.Eve geldiğimde ertesi gün Berke'yle basketbol maçımız olduğu için erkenden yatmaya karar verdim.

Bir pazar sabahı daha...Bugün ablamla dışarıda kahvaltı yapmaya karar verdik. Güzel bir kahvaltıdan sonra Kızılay'da dolaşmaya başladık. Ablam alışveriş yapmayı çok severdi.Bugün ablamla dışarı çıkmakla yanlış yaptığımı düşünmeye başlamıştım. Akşamki maça yetişememekten korkuyordum.

Daha önce "Günaydın sakar kız..:)" şeklinde mesaj aldığım numaradan "Maçtan önce bir şeyler içmeye ne dersin?" mesajını gördüğümde çok heyecanlandım. Bana mesaj atan kişinin Berke olduğunu öğrenmek beni çok mutlu etmişti. Her şey iyi hoş da ablamı nasıl bırakacağım derken telefonu çaldı. Ablamı sinemaya davet etmişler bana sorun olup olmayacağını sorduğunda zaten yorulduğumu, evde dinlenmek istediğimi söyledim. Ablamla ayrıldıktan sonra hemen Berke'nin mesajina cevap verdim. Bir saat sonrası için buluşmaya sözleştik.

Kafeye gittiğimde Berke oradaydı. Garson 'a çilekli milkshake istediğini söyledikten sonra"Sen ne istersin....?" dedi. İsmimi söylemek istediğini ama hala bilmediğini fark ettim ve "Ece" dedim. " Sen ne istersin Ece?" diye tekrarladı. Ben de çikolatalı milkshake içeceğimi söyledim. Masada pek fazla konuşmadık...

Bugün pazar olduğu için okulun spor salonu kapalıydı. Berke maçı nerede yapacağımızı ayarlamış.

Maç sırasında Berke çok ciddileşmişti. Bütün duygularından arınıp tamamen maça odaklanmış bir görüntüsü vardı. Bu benim hiçbir zaman beceremediğim büyük bir zaafımdı.

Bir basket bile atamamıştım. Berke açık ara farkla aldı maçı. Birden iddia aklıma geldi. Ne yani ben şimdi bir ay Berke'nin kölesi mi olacaktım?

Aşkımı Yazsam Roman OlurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin