「EXO OC LONG STORY ✔」

Byun Baekhyun.

Tüm aile üyelerini çok seviyordun ama dedene ayrı bir düşkünlüğün vardı. Onun ölmesini kaldıramamıştın. Boş zamanlarında sürekli mezarlığa gidiyordun. Orada dikkatini çeken bir şey vardı.. Bir adam.. Sürekli bir mezarın başında duruyordu. Ağlamıyordu ya da konuşmuyordu.. Ya da hiçbir şey.. Sadece duruyordu. Ne zaman gitsen istisnasız onu orada görüyordun. Artık onun mezarlıkta yatıp kalktığını düşünmeye başlamıştın. 

Yine o gün gelmişti.. Mezarlığa gittiğin gün.. O çocukla, bu sefer konuşacaktın. Onu ve hikayesini merak ediyordun. Dedenden dönüşte o mezarlığa uğradın. Yanılmamıştın.. Oradaydı!

''Merhaba ben .. ''

Seni duyduğuna emindin. Tepki vermemesine sinir olmuştun.

''Ne zaman mezarlığa uğrasam sizi burada görüyorum. Burada yatıyor olabilir misiniz? ''

Güzel bir gülümseme de sunmuştun. Hala dikkatini çekmiyordun. En sonunda gözlerini sana diktiğinde karşında oldukça yorgun bir yüz görmüştün. 

''Bana bulaşmanı tavsiye etmiyorum.''

Bu kadar.. Kısa ve net cevap.

''Acı çekiyorsun.. ''

Sadece bunları söyleyebilmiştin. Karşındaki mezarlığa baktığında ölen kişinin bir kadın olduğunu anlamıştın. Seninle aynı yaştaydı ölen kişi.. 1993'lü. Ve 2015 senesinde ölmüştü. Sevgilisi olduğunu düşünmüştün.

''Sevgilin miydi? ''

Yine bir umut sormuştun.

''Neden bu kadar çok konuşmak istiyorsun? ''

En sonunda gözlerinin içine bakarak seninle  konuştuğunda nedensizce sen de bu kadar çok sevilmek istedin. Hayatında hiç aşık olmamıştın ve kimse de  sana aşık olmamıştı.  Ama bunun muhteşem bir şey olduğunu düşünmüştün. Sen de aşık olmak istiyordun.. Ve bu, ölen kızın sevildiği kadar sevilmek.

''Belki  ben de bu kadar çok sevilmek istiyorumdur. ''

Sözlerin yüzünden histerik bir kahkaha atmıştı.

''Sevilmek mi istiyorsun? Siz kadınlar, hepiniz çok bencilsiniz. ''

Seni tanımıyor olmasına rağmen senin hakkında yorum yapması sinirini bozmuştu.

''Bencil olduğumuzu düşünüyorsun ama bir tanesinin mezarından asla ayrılmıyorsun! ''

Yakana yapışmıştı. Evet işte şimdi korkutucu görünüyordu.. Sonra seni yavaşça bıraktı.

''Birilerinin hayatına zorla girmeye çalışanına da ilk kez rastladım doğrusu. Biri seninle konuşmak istemiyorsa sen de istememelisin bence. ''

Söyledikleri doğruydu. Ondan uzaklaşmıştın. Eğilerek ondan özür diliyordun.. Nedensizce gözlerin yaşla dolmuştu. Ona göstermeden buradan uzaklaştın. Kendine söz verdin. Bu adama bir daha yaklaşmayacaktın.

...

O olayın üzerinden 2 hafta geçmişti. Dedene gitmeyi özlemiştin. Çiçeklerini alıp dedene gittin. Mezarına çiçeklerini bırakıp konuşmaya başladın.

''Seni çok özlüyorum dede. Bazen düşünüyorum da sanırım en çok sana yakın hissediyormuşum kendimi.. Seninle oyunlar oynamayı özledim. Beraber yemek yapmayı da.. Dizileri  birlikte izlemeyi özledim. Her dizi karakterine laflar hazırlamanı, hiç kimseyi sevmemeni özledim. Öyle güzel huysuzluklar yapardın ki.. Sanırım yaşlanmak çok kötü bir şey. Sürekli her an ölüme hazırmışsın gibi hissediyor olmalısın.. Bana sürekli beni yalnız bırakma demeni şimdi daha iyi anlıyorum. Seni yalnız bırakmıyorum. Olduğun yer nasıl.. Daha iyi mi? ''