「EXO OC LONG STORY ✔」

Wu Yifan (KRIS).

Hayatının en zor günlerini yaşıyordun. Annenin, babana söylediği bir yalan gün yüzüne çıkmıştı. Baban ne sana ne de annene nefes aldırıyordu. Yalanın içeriğini bilmesen de baban her şeyi kontrolü altına almış ve  seni okuldan eve hapis etmişti. Okula gittiğin zaman sürekli partiden partiye koşan insanları görünce imreniyor ve insanların dertleri olmamasına şaşırıyordun. Ve sürekli paraları olmasına da..

2 yıldır Kris denen bir çocuktan hoşlanıyordun. Senin yan sınıfında olan ve biraz sessiz  bir çocuktu. Okuldaki olaylara karışmaz, kimseye bulaşmaz ve kimsenin de ona bulaşmasına izin vermezdi. 

Yakışıklı ve fit vücutlu biriydi ama seni etkileyen şey bu olmamıştı. Bir gün, hep  bindiğin otobüse binmiştin o da aynı otobüsteydi ve beraber inmiştiniz. Biraz ileride bir köpeğe doğru koştuğunu görmüştün.  Köpeği seviyordu  ve onunla konuşup  yemek veriyordu. Okulda kimseyle konuşmayan bu sessiz çocuğun köpekle oynarken mimikleri ve güzel kalbi sana çok dokunmuştu.  

Daha sonraları onu izlemeye karar vermiştin. Yemekhaneden en son hep o kalkar ve tüm çöplerini toplar atardı. İnce davranışları sebebiyle artık ondan hoşlandığını kendine itiraf etmiştin. Konuşamamak, yanına yaklaşamamak gibi olumsuz durumlar da imkansız kıldığı için kalbin onu daha çok istiyordu. Onunla konuşmak istesen de bitmesinden korkuyordun. 3 ay 4 ay çıkacak ve ayrılacaktınız.. Daha lisedeydiniz sonuçta. Sonra aşk acıları, ağlamalar.. Bunun gibi olayları kız arkadaşlarından dinlemiş ve çok saçma olduğuna kanaat getirmiştin. Bu yüzden susuyor ve geçmesini bekliyordun.

Okulun çıkışında küçük bir çocuğu ağlarken görünce kendini karışmamaya zorlamıştın ama bu olaya karışırken bulmuştun kendini. Lisenizin karşısında bir ilköğretim vardı ve küçük olduğu belli olan bir çocuk burnunu tutarak ağlıyordu. Ona ne olduğunu sordun.  O da arkadaşıyla kavga ettiğini söylemişti. İnanamamıştın. Küçücük çocuklar bile kavga mı ediyordu artık? Onun elini yüzünü yıkamış ve ağlamasını durdurmuştun.  Sonra ona güzel bir dondurma ısmarlamış ve evine yollamıştın. Şimdi daha iyi hissediyordun.

1 aydır durum böyleydi. Yasağınız kalkmamıştı. Artık çıldırmamak için kendini zor tutuyordun. Okulunuzun her sene düzenlenen çay partisine gitmek bile sana iyi gelebilirdi. Ama bunu ne annen ne de baban onaylıyordu. Yine sinirle solumuş ve okulun yolunu tutmuştun. Bu sefer okulda bir değişiklik vardı. Mesela Kris'in bir kızla konuşması gibi.  TANRIM BU DAHA ÖNCE HİÇ OLMAZDI. Kris'i başkasıyla konuşurken görmezdiniz mesela. O kızla konuşurken gülümsüyor, jest ve mimiklerini de oldukça sık kullanıyordu. Kıskançlıkla kavrulduğunu hissetmiştin. Kız gittikten sonra kendine engel olamayarak Kris'in peşinden koştun ve kolunu tutup kendine çevirdin. Oldukça şaşkın görünüyordu.

''Kimdi o kız ? ''

''Sen kimsin? ''

''SANA KİMDİ O KIZ DİYORUM. ''

'' BANA BAĞIRARAK KONUŞMA. SEN KİMSİN KIZIM ! ''

Kris, kükreyerek konuştuğunda ne yaptığının yeni farkına varmıştın. Bu sefer mahcup gözlerle ona bakmaya başladın.

''Ben özür dilerim.. Şey.. Ben.. Ben uzun süredir senden hoşlanıyordum da.. Yani. İstemsizce olan bir şey. ''

Sonra ne dediğinin farkına varınca dilini kanatana kadar ısırmak istedin. 

'' Pekala. ''

Kris, sana sadece pekala demiş ve gitmişti. Bu iyi bir şey miydi yoksa kötü bir şey miydi anlam veremiyordun. AMA SONUNDA KONUŞMUŞTUNUZ.

Pekala..

Pekala..

Hayatının sonuna kadar bu güzel kelimeyi unutmayacaktın. İlk konuşmanızdı..