Bölüm 1/ İkna etme meselesi

347 9 3
                                    

"Anne lüüüütfen gideyim" dedim dudaklarımı büzüştürerek. "Olmaz kızım olmaz" dedi annem. "Baban asla izin vermez, hele abin küplere biner" diye devam etti. Gözlerimi devirmekten kendimi alamadım. "İyide anne üniversite orada ben ne yapayım" dedim. "Olmaz kızım ya evlenir kocanla gidersin ya da bu evden burnunu bile çıkartamazsın. Ana babadan ayrı yaşamakta neymiş öyle" dedi. "Offfff" dedim ve odama çıktım. Ne evlenmesi ya! Ben daha okuyacağım. Gerçi onlarda bana evlenme oku diyorlar ama olsun. Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm. Mavi saçlarım yeşil gözlerim ince belim ve ince bacaklarım vardı. Lanet girsin çok seksiyim. Tanıştırayım egom. Benim ikiz kardeşim. Olmazsa olmazım egom. Üzerimi değiştirip yeşil mini eteğimi ve beyaz kısa tişörtümü giydim. Saçlarımı fransız örgüsü yapıp hafif bir makyaj yaptım. Telefonumu ve çamtamı alıp çıktım. Garaja girdiğimde bugün hangi arabama binsem diye düşündüm çünkü zenginlik. Üzeri açık kırmızı BMW me binip yengemin yanına doğru sürmeye başladım. Evlerine vardığımda kapıyı Bulut abim açtı. "Hera evde mi?" Diye sordum. "Sanada merhaba mavi kafa" dediğinde gözlerimi devirdim. Yıllardır saçımla dalga geçiyo. "Of abi ya bi bıkmadın" dediğimde sinsice sırıttı. "Hera içeride" dedi. İçeriye gidip 'Hera yengeee' diye bağırdım. "Efendim Mehir" dedi. Ne kadar kibar bi yenge. "Alışverişe gitmiyor muyuz?" Dedim. "Tamam gidelim sen biraz otur ben de giyinip geleyim" dedi ve odasına çıktı. Bende salonda masumca uyuyan yiğenim Alis'e bakmak için salona gittim. Ayyy ne kadar tatlı bu kız. Hera biraz sonra indi. Sapıklar gibi ıslık çaldım. Taş gibi kadın yeminle. Arabalara bindik ve AVM ye doğru gittik. Girince de girilmedik mağaza bırakmadık. Abiyelerden tut çoraplar bile aldık. 4 saatin sonunda nihayet ellerimizde yığınla poşetle AVM den çıktık. Vee kapıda magazin. Yine mi yaa. Sahte bir gülümseme takındım ve gazetecilere baktım. Hera ya baktığımda o da benim gibiydi. Gazeteciler yanımıza geldiğinde ilk önce bana dönüp "Mehir hanım, Hera hanım ile alışverişten mi dönüyorsunuz?" Dedi. AVM de ne yapılır ki. "Evet, Hera ile görümge günü yaptık." Dedim. Hera'ya da birkaç soru yönelttiler ve gittiler. "Yorucuydu ama güzel şeyler aldık" dedi. "Bence de" dedim ve vedalaşıp arabalara dağıldık. Eve gidince poşetleri çıkartmak için sarfettiğim güç ölüm gibi bişeydi. Of of. Sonra kendimi yatağa attım ve uykuya daldım.
***
Kaç saat oldu bilmiyorum ama uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu. Daha çok bağırış sesiydi. Aşağıya indiğimde karşımdaki manzara lanet okudum. Ünversite'den gelmişler. E tabi 1 aydır okula gitmeyince. Babam beni keser valla şu köşkün temeline gömer. "Hocaam" dedim hocaya yavru kedi bakışlarını yollayarak. "Kaçağımız da burdaymış" dedi. Ağzına kürekle vurayım senin hoca gibi. Hoca konuştukça ben battım. Ve sonuç;"İstanbul'a gidiyorum" yaaa yaşasın. Şimdi siz nasıl gittiğimi merak edersiniz. Iıı banane merak edin söylemeyeceğim. Odama çıkıp internetten uçak bileti aldım ve bavulumu hazırlamaya başladım.
'Havalimanı'
Nihayet İzmir'e veda ediyordum. Ailemle vedalaşıp uçağıma bindim. Elveda İzmir. Bekle beni İstanbul Mehir Aras geliyooooo. 45 dakikalık bir yolculuk ardından İstanbul'a inmiş bulundum. Şimdi ise evime gidiyorum. Daha sonra da üniversiteye kayıt yaptırmaya gideceğim. Evimin önüne geldiğimde dibim düştü. İzmir'de ki gibi olmasada saray yavrusu gibi bişeydi. Hemen girdim. Dizayn tam da istediğim gibiydi.  Zaten üniversite son sınıf olduğum için öğrenci evi gibi de değildi. Buraya yeni bir hayat kurmaya geldim. Odama gidip yerleştim ve duş alıp üzerimi giyindim. Havalar biraz soğuk olduğu için dar siyah bir pantolon ve bol  siyah bir tişört giyinip hırka giydim. Daha sonra vestiyerden arabanın anahtarını alıp okula kayıt yaptırmaya  gittim. Okul çok büyüktü. Açıkçası yürümeye üşendim şuan. Daha sonra üşengeçliğimi üzerimden atıp arabadan indim. Okulun içine girip biraz dolaştım. AVUB bölümünü bulunca gülümsedim. Yakında bende burada olacaktım. Oradan ayrılıp kaydımı yaptırdım ve arabama geri döndüm. Markete gidecektim. Evde hiçbirşey yoktu. Arabayı markete doğru sürdüm. Girince her şeyden bol bol aldım. Ve eve geri döndüm. Salona geçip televizyon seyrettim. Saat geç olunca da yattım. Sabah kapı sesiyle uyandım. Uykumu bölen mal kim! Merdivenlerden uçarcasına bir hızla indim ve kapıyı açtım. Kapıyı açtığım anda şok geçirdim. Hera yengemin be işi vardı burada? Yanında da Alis ve Lara vardı. Suratına baktığımda bıkkın bir şekildeydi. "Hera ne oldu?" Dedim. "Sanada merhaba Mehir. Bizi içeri alacak mısın?" Dedi. Aval aval bakmayı bırakıp kapıdan çekildim ve içeri geçtiler. Ellerinde bavullar vardı. Kesin yine Bulut abimle kavga ettiler. Hay lanet. Ne olurdu güzelce anlaşıp konuşsaydınız da bu Mehir'i yormasaydınız. Hera salona geçince kapıyı kapatıp yanına gittim. Uyumuş iki kız kardeşleri odalardan birisine yatırıp tekrar salona gittik."Hera noluyo neden apar topar geldin?" Dedim "İstemiyorsan giderim Mehir!" Dedi. Gözlerimi devirdim."O anlamda demedim. Bulut abim bişey mi yaptı.?" Dedim. Kafasını olumlu anlamda salşayınca işler belli oldu. O sırada telefonum çaldı. Arayan Bulut öküzüydü. Abi bozuntusu. Benim güzeller güzeli yengemi üzen hain. Hera telefonumun ekranına bakınca 'eğer burada olduğumu söylersen seni boğarım' bakışı atınca korka korka açtım. Karı koca psikopat bunlar. "Abi dersteyim görüşürüz." Dedim ve kapattım. Ama bugün cumartesiydi. Ne biçim bir yalan söyledim ben. Of of. Ne boklar yedim yine. Hera'ya baktığımda pür dikkat Müge Anlı izliyordu. Bende mutfağa gidip kahvaltı hazırladım.  İşim bitince Hera'ya seslendim. O da geldi ve kahvaltı yaptık. Daha sonra duş almak için odasına çekildi. Bende odama çıkıp duş aldım ve deri bir tayt giyip üzerine beyaz bol bir gömlek giydim. Saçımıda tepeden bir topuz yapıp kırmızı bir ruj sürdüm. Aşağıya indiğimde Hera bebeklere mama yediriyordu. "Hera nasılsın?" Dedim. "Gayet iyiyim Mehir. Biraz gezsek mi buraları?" Dedi. "İyi bir fikirdi. "Tamam ben çantamı alıp geliyorum." Dedim ve odama çıktım. O sırada telefonum çaldı. Veee arayan Bulut abimdi. Tedirgin bir şekilde açtım. "Efendim abi" dedim. "Mehir Hera yok hiçbiryerde bulamıyorum. Bana küstü gitti. Sen nerede biliyor musun?" Dedi. "Abi yine ne yaptın Hera'ya. Bilmiyorum nerede. Bi bitmedi şu öküzlüğün." Dedim. Usta bir yalancı olduğum için hemencecik inandı. Sonra vedalaşıp telefonu kapattık. Hera yanıma geldi. "Hadi Mehir ağaç oldu çocuklar" dedi. "Hera abim aradı. Onunla konuştum. Pişman olmuş öküzcük." Dedim. "Sürünsün." Dedi ve aşağıya indik. Alis ve Lara uyumuştu. Bebekleri de alıp arabama bindik. İlk önce AVM'leri gezdik. Daha sonra kız kulesine ve galata kulesine gittik. Şık bir restoranda yemek yiyip eve geri döndük. Hera bebekleri yatırıp geri döndü. "Onu affedecek misin?" Diye sordum. Başını ellerinin arasına aldı ve konuşmaya başladı. "Bilmiyorum Mehir. Belirsizlik içinde kaybolmaktan nefret ediyorum ama bilmiyorum. Lanet olsun." Dedi. "Boşanacak kadar ileri gitmedi değil mi?" Dedim. "Boşanamayız ki iki tane çocuğumuz var." Dedi. "Bahanelerin arkasına sığınmadan dürüst bi cevap ver Hera" dedim. "Mehir onu seviyorum ama beni çok kırıyor. Bir hayli de üzüyor." Dedi. Ah benim öküz abim. Ah benim salak abim. Ah benim mal abim. Ne halt etmiş bu kadar ya. "Kahve ister misin?" Dedim. "İyi olur" dedi. Kahveleri yapıp yanına geldim. Beraber içtik. Saat de geç olunca odalara dağıldık. Bende biraz kitap okuyup yattım.
***
Sanah yine bir kapı sesi ile uyandım. Ama kapı kırarcasına çalıyordu. Bir günümde olaysız geçsin diye iç geçirip aşağıya indim. Hera da uykulu gözlerle bakıyordu. Kapı deliğinden bakmaya yeltendiğimde abimi gördüğüm an çığlık atmamak için ağzımı kapattım. Hera da bakınca hemem odasına kaçtı. Bende bekletmeden kapıyı açtım. "Abi senin ne işin var burada?" Dedim. "Hera burada mı Mehir?" Dedi. "Abi yok dedim ya" dedim ve içeriden bebek ağlama sesi duyuldu. "Bu ses ne Mehir?" Dedi Bulut abim. "Televizyon izliyordum açık kalmış abi." Dedim. "Git kapat" dedi. Hera'nın odasına girip telaşla Hera ya baktım. "Hera niye susmuyo" dedim. "Acıkmış" dedi. "E mama ver o zaman" dedim. "Odada mama mı var?" Dedi. Gözlerimi devirdim. Biz böyle tartışırken abimin sesi duyuldu. "Mehiiir" dedi. "Efendim abi" dedim. "Bu bebek sesi gerçek. Evde bebek saklıyorsan eğer sen gebertirim Mehir." Dedi. Ben tam ağzımı açmıştım ki Hera odadan çıkıp bağırmaya başladı. "Sen zaten anca kes biç gebert öldür. Sen zaten hep böyleydin. İnsanlara sevgiyle yaklaşmak yerine şiddete başvururdun. O taş kalbin bir türlü sevgiye ısınmadı." Dedi. Biraz ağır olmadımı ya. Abim şaşkınla "Hera" diyebildi sadece. "Senin burda ne işin var?" Diye devam etti. "Abi tek takıldığın nokta bu mu?" Demekten kendimi alıkoyamadım. "Sen sus yalancı" dedi. "Ben yukarıdayım" deyip yukarı çıktım. Pijamalarımı çıkartıp pembe elbisemi ve siyah deri ceketimi giyindim. Ayakkabı olarak siyah topuklu ayakkabılarımı giyindim. Aşağıya indiğimde hala kavga ediyorlardı. "Brn çıkıyorum" dedim. Umursamadıklarına eminim. Arabama bindim ve deniz kenarına sürdüm. Birisi daha vardı. Lanet olsun. Yanlız değildim. Tam arabama geri binecekken "Heyy dursana!" Diye bir ses geldi. Hay lanet yine me oldu. "Bana mı seslendin?" Dedim. "Burada ikimizdem başka kimse olmadığına göre" dediğinde gözlerimi devirdim. Sırıtmaya başlamıştı. "Ne var peki" dedim. "Arabamın benzini bitti. Senin benzinin var mı?" Dedi. "Bir insanın benzini neden deniz kenarında bitsin ki?" Dedim. "Bitti işte var mı yok mu?" Dedi. Bagajımdan bir bidon benzin çıkarttım. "Al" dedim. "Çok kibarsın. Teşekkürler" dedi. Arkamı dönüp gidecekken yine seslendi." Adın ne?" Dedi. "Mehir" dedim. "Güzel isimmiş. Ben Pars Karaman." Dedi. Uuu sen sevdiğim isim. "Tanuştığıma memnun oldum Pars." Dedim. "Bende memnun oldum Mehir" dedi. Ben bunu bir yerden tanıyorum. Gözüm ısırıyordu. Gözlerimi kıstım ve düşünmeye başladım. "Karaman Holding'in mimarıyım. Babam o holdingin sahibi." Gözlerimi kocaman açtım. "Vallaha mı?" Dedim. "Vallaha" dedi. "Desene rakip şirketlerin çocuğuyuz" dedim. "Yoksa sen Mehir Aras mısın ?" Dedi. "Ta kendisi" dedim. "Demek o kız sendin." Dedi. "Kim bendim?" Dedim. Konuşmaya başladı. "Bir yıl önce İzmir de üniversiteden çıkıyordun. Çarpışmıştık" dedi. "O pis sen miydin?" Dedim. "Pis derken." Dedi. "Aptal senin yüzünden kolum kırılmıştı. " dedim. "O kadar naif miyidin sen?" Dedi. "Ben naif değilim sen ayısın." Dedim. "Senin anne tarafın avatar mı? Bu saçların ne böyle?" Dedi. Çok iyi konu değiştiryordu. "Sanane ya" diye çıkıştım. Arabama doğru yürümeye başladım. Arabama binip çalıştırdım ve gazı kökledim. Oradan ayrılırken ayağımı gazdan çekmedim. Evime geldiğimde sessizdi. "Hera" diye seslendim. Ses gelmedi. "Bulut abiii" diye seslendim yine ses gelmedi. Odalarına girdiğimde sarılıp uyumuşlardı. Gülümsemekle yetindim. Daha sonra fotoğraflarını çekip sosyal medya hesaplarımda "en sevdiklerim" yazıp paylaştım. Daha sonra odama çıkıp üzerimi değiştirdim ve yatağıma yatıp uyudum.
***
Sabah alarm sesi ile uyandım. Lavaboya girip rutin işlerimi hallettim. Daha sonra tekrar giyinme odama dönüp kot bir şort giyip üzerine beyaz kısa bir tişört giydim. Saçlarımı bol bir şekilde bağlayıp kırmızı bir ruj sürdüm ve beyaz spor ayakkabılarımı giyip güneş gözlüklerimi taktım. Aşağıya inip kahvaltı yaptım ve arabama binip okula gittim. Abim ve Hera ya bakmayı umuttuğum için kendime saydırmayı ihmal etmedim. Ne yaptılar ki acep. Okula vardığımda arabamı parkettim ve okula doğru yürümeye başladım. İçeriye girince AVUB bölümünü bulup sınıfa girdim. Çok ta kalabalık değildi. Sıralardan bir tanesine oturup kitaplarımı masanın üzerine koydum ve hoca gelene kadar telefonumu açtıp sosyaş medyada gezindim. Hoca geldiğinde dersi anlatmaya başladı bende dinlemeye başladım. Sıkıcı bir şekilde anlatıyordu. "Mehir kalk bu soruyu yap" dediğinde uyuşuk adımlarda tahtaya gittim ve soruyu çözüp yerime oturdum. Nihayet o lanet zil çalmıştı. Uçarcasına bir hızla sınıftan çıktım ve arabama binip eve geri döndüm. Eve girdiğimde gördüğüm manzara beni çıldırtmaya yetti.
Yazar notu: Arkadaşlar ilk bölüm böyle oldu. Umarım beğenirsiniz. Vote yapmayı unutmayınız.

Kiralık Koca Aranıyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin