Bir zengin kız
Bir zengin oğlan
Tek ortak noktaları bitmek bilmeyen egoları. Bu ikilinin tanışması bile garipken bakalım yaşamları nasıl olacak
İki rakip şirketin çocukları. İkiside üniversite son sınıf öğrencisi. Aslında aralarında pek bir yaş...
Evin hali aşırı derecede romantizm kokuyordu. Mutfağa doğru gittiğimde romantik bir masa hazırlanmıştı. Hemen elimi masaya götürmüştüm ki arkadan bir ses "Aklından bile geçirme" diyordu. Arkamı döndüğümde Hera vardı. "Ama çok açım" dedim. "Banane Mehir. Git pizza sipariş et. Bulut ve benim için bu masa. " dedi. Gözlerimi devirdim. Pis aşıklar. Odama çıktım ve pizza sipariş edip televizyon izlemeye başladım. Yarım saat sonra pizzam geldi. Odama geçip açtığımda kalp şekilli bir pizza çıktı. Evren bana sinyal yolluyordu. Ama ben inatla ters tepiyordum. Banane abi yapmıyorum sevgili falan. Pizzayı bitirip çöpe attım ve pijamalarımı giyinip yatağa yattım. Uyudum uyudum ve uyudum. Ve sonra o salak telefon sesi. Gözlerim kapalı açtım. "Her kimsen uykumu böldün ve çabuk telafi et" dedim. "Mehir benim Pars" dedi. "Kim Pars" dedim. Telefondan bir gülme sesi geldi. Komik olan ne? "Ne istiyorsun?" Dedim. "Eee şey bilmiyorum" dedi. "İyi sen bulunca ara ben uyumak istiyorum" dedim ve kapatıp uyudum. Sabah uyanınca rutin işlerimi halledip siyah deri eteğimi giyip üzerine kısa beyaz bir gömlek giydim. Ayakkabı olarak siyah dolgu topuklu sandaletlerimi giydim. Pembe bir ruj sürüp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Güneş gözlüklerimi de alıp aşağıya indim. Hera'ya ve Bulut abime baktığımda kahvaltı yapıyorlardı. Bende oturdum ve kahvaltı yapmaya başladık. "Mehir biz yola çıkıcaz" dedi. Çay içiyordum ve yere püskürtüp öksürük krizine girdim. "Mehir iyi misin? Bulut pat diye söylenir mi! Ben söyleyecektim iki dakika susmuyorsun." Diye konuşmaya başlayan Hera bir yandan da sırtıma vuruyordu. Bulut abim Hera'ya göz devirmekle yetindi. Krizi atlatınca yemeğe devam ettik ve bitincede havalimanına gittik. Onları uğurladıktan sonra okula gittim. Dersi kaçırmıştım. Gitme amacım bölüm değiştirmekti. Mimarlık bölümüne geçip yeteneğimi kullanacaktım. İşimi bitirince de mimarlık sınıfına geçtim. Ders varmış. Boş bir yer buldum sanıyordum ama son anda bir kız geçti. Bende yanına oturdum. Kız çok değişikti. Benim gibi. Pembemsi saçları vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kız ile zevklerimiz benziyordu. "Ben Mehir" dedim elimi uzatarak. "Bende Nilperi" dedi ve gülümsedi. Bende gülümsedim ve hoca geldi. Daha sonra etrafa bakındığımda gördüğüm kişi ile şok oldum. PARS ın burada ne işi var!?! Ben ona saşkınlıkla bakarken beni gördü ve şaşkınlıkla bakmaya başladı. Sonra telefonunu aldı ve birşeyler yazmaya başladı. Benim mesaj sesim duyuldu açıp baktığımda " Benim sınıfımda ne işin var?" Dedi. "Mimarlık sınıfına geçiş yaptım" yazıp gönderdim. "İyi halt yedin" diye bir mesaj geldi. "Bir sorun mu var?" Diye yazdım. Başını olumsuz anlamda salladı ve önüne döndü. Bende omuz silkip önüme döndüm. Dersi dinlemeye başladım. Ama bir türlü oladlanamıyordum. Çünkü Pars her 31 saniye de bir bana bakıyordu. "Bana bakmayı kes"" diye bir mesaj attım. "Sana bakmıyorum ki yanındaki Nilperi ye bakıyorum" diye bir mesaj attı. Kocaman gözlerle ona bakarken o sırıtmaya başladı. " Tamam tamam şakaydı" diye bir mesaj attı. "Dön önüne!!" Diye mesaj attım. Tam böyle odaklanmıştım ki zil çalmıştı. Apar topar kitaplarımı toplayıp sınıftan çıktım. Omzumda bir el hissetttiğimde arkamı döndüm. Tek kaşımı kaldırıp Pars'a bakmaya başladım. "Öyle bakma. Küstün mü bana?" diye sordu. "Neden küseyim ki?" Dedim. "Şaka şeyinden dolayı." Dedi. "O kadar önemsemiyorum seni" dediğimde "peki" dedi ve arkasını dönüp gitmeye başladı. "Pars dur ben öyle demek istemedim. Dur gitme" dedim ve peşinden koşmaya başladım. Yanına vardığımda nefes nefese kalmıştım. Ne ara bu kadar uzaklaştı. Neyse konu sapmasın. "Pars beni dinle" dedim. "Ne var Mehir?" Dedi. "Ben öyle demek istemedim. Yani şey özel hayatın beni ilgilendirmez demek istedim" dedim. "Bana neden açıklama yapıyorsun?" Dedi. "Çünkü beni yanlış tanımanı istemiyorum" dedim. "Bırak da ona ben karar vereyim" dedi. "Ne yani kız gibi trip mi atacaksın?" Dedim. "Bunu da nereden çıkarttın?" Dedi. "Boşver" dedim. Arabama doğru yürümeye başladım. Arabama binip eve sürmeye başladım. Telefonum çaldı. Arayan Pars'tı. "Efendim" dedim. "Aramızdaki sorunları düzeltmek ve arkadaş olmak amacıyla akşam bir yemeğe çıkmaya ne dersin" dedi. "Zeytin dalı mı uzatıyorsun?" Dedim. "Bi nevi zaytin dalı. Neyse geliyor musun?" Dedi. "Adresi mesaj at" dedim ve kapattım. Eve gelince hemen odama çıkıp kısa bir duş aldım ve giyinmeye başladım.
