Hayatımdan bihaber olduğum 6 yıl;
Başka bir ülkede psikologlarla geçirdiğim günlerimin, krizlerimin başlangıcı , kendime yabancılaşmamın ve müziğe başlamamın özeti. Hepsi geçtiğim 6 yıl içine sığmıştı. Bir bana yer yoktu bu 6 yılda.
Sahi mezara girmemiş miydim zaten? Kendimi aramam bile boşuna.
Ailemden uzaklaşmam. Babamın neredeyse aylarca yüzünü görmemem de bu 6 yılla birlikte gelmişti.
Aldığı onca şey varken yıllar neden bize bir şeyler vermiyordu?
Şu an bakıştığım tavan varlığımın soğukluğunu son derecede kanıtlıyordu.
Her an üzerime çökebilecek gibi duruyordu. Bu ise beni korkutmaktan çok heyecanlandırıyordu.
Çünkü her an nasıl öleceğini düşünen biri için bunlar heyecanlı şeylerdi.Tavandan gözlerimi çekip biraz gözlerimi yumdum. O an zihnimde canlanan tek şey Baray'ın ışıl ışıl parlayan gözleriydi.
Göğsüme saplanan acıyı görmezden geldim.Kelebeklerin tıpkı onun gibi olduğunu düşünürdüm. Zarif ve sonsuz...
Sanırım bu benzetmem onun kelebekleri çok sevmesinden de kaynaklanıyordu.
Adının anlamının sonsuzluktan gelen birinin kelebekleri sevmemesi mümkün olmazdı herhalde.
Yalnız ,O sonsuzluğa kelebeklerden daha çok yakışıyordu.Onun aksine kelebekleri kıskanırdım. Bu dünyaya fazla katlanamaları gerekmiyordu. Benim istediğim özgürlüğe kelebekler sahipti.
'Şimdi ölsem..' diye başlayan gecelerim vardı benim.
Hiçbirinden de sağ çıkamadım zaten.Aslında tam da bana göre birşeydi bencilce davranıp ölmeyi istemek. Ya da kısa yoldan kurtuluşa kavuşmak. Benim için bu kadar kolay olmamalıydı.
Ölümün bana kucak açmadığını biliyordum. O bile istemezdi beni.
Bu yüzden hiçbir yere ait olmayıp ölmeden çürüyüp gidecektim.
Vücudumun soğukluğu bir ölüden farksızdı.
Parmak uçlarım kesiklerinin üzerinde gezince soğukluk ile beraber ürpermiştim. Hafif bir sızı geçti üzerlerinden.
Günlerdir yapabildiğim tek şeyin nefes alabilmek olduğunu farketmiştim.
Bu kadar battığımı daha önce hissetmemiştim.
Daha dibi yokmuş gibiydi.
Yıldönümü yaklaşıyor olmalıydı.Hazırlanıp okula gitmeliydim. Daha önce söylenen ve öğrenciler icin hazırlanmış olan programları öğretmenlerden almalıydım.
İnsanlarla iletişimim hiçbir zaman iyi olmamıştı. Bu yüzden öğretmenlerle konuşma işini ertelemek istiyordum.
Ancak yakın zamanda Annemin benimle eğitim durumum hakkında konuşacağını düşünüyordum. Yani bundan kaçış yoktu.Geleceğimi yaşamayacak olan insanların belirlemesi ne kadar doğruydu bilmiyorum. Sadece beni daha iyi kullanabilecekleri bir araca dönüştürmek istiyorlardı.
Ben ise kimseye bulaşmadan ilerlemek istiyordum.
Bu dünyada izlerimi bırakmıştım. Bu dünyadan o izlerle beraber yok olmayı ne de çok isterdim.
Ama buna cesaretim var mıydı?
İstemek yetmiyordu.Bana salt acıyı hissettiren şu dünyadan yok olabilir miydim?
Gün ağarmaya başlıyordu. Yarım saat sonra hazırlanıp basit bir kahvaltıniçin aşağı inecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİMSİ
Mystery / ThrillerAnlamını hatırlamak dahi istemediğim bir isme sahiptim. Bir de mühürlerim. Canımın ölümünü izlemem ölüme sevdalanmama sebep olmuştu. Kanlı bedenim hep kıyafet olmuştu ruhuma. Zihnimde salt acıdan başka birşey hissedemezken çıkagelen tarifsiz d...