The Platonic Lover 💫 1

172 7 0
                                    

Yağmurun altında hızlı adımlarla kendime sıcak bir yer bulmaya çalışıyordum. Hiçbir taksi durmuyordu, ayrıca bu yağmurda eve gidene kadar zaten hasta olurdum.

Sokak lambalarının oluşturduğu loş ışıkta kapanmış bir marketin tabelasını gördüm ve hemen altına girdim. Hâlâ hava soğuktu, ama en azından yağmur gelmiyordu. Ellerimi ceplerden çıkarıp hızlı hızlı birbirine sürttüm. Sonra biraz olsun ısıtmak için üfledim.

Orada ne kadar kaldım bilmiyorum ama yağmur durup eve geldiğimde sabaha yaklaşmış olduğumuzu fark ettim. 

Şaraplara karşı olan ilgim bugüne kadar benim tek ve en önemli tutkum olmuştur. Sırf evimde bittiği için özel olarak yurtdışından getirdiğim şarabı almak için evden çıkmış ve yağmura yakalanmıştım. Ama o bebek şuan elimdeydi!

Üstümdeki her şeyi çıkardım. İç çamaşırlarım da dahil. Sonra odama çıkıp siyah iç çamaşırı takımını giyindim, üstüne de bol beyaz bir gömlek geçirdim ve bodrum kata indim. 

Elimdeki şarap ile uzun koridorumun sonundaki dev iki kapıya ulaşınca hızla kapıları açıp içerideki şarap cennetime girdim. Burası benim içki mahzenimdi. Özellikle şaraplarla doluydu ve Dünya'nın en pahalı ve özel içkileri buradaydı, binlercesi. Benim içki mahzenimdeydi. Elimdeki bebek ile bardaklara ilerleyip doldurdum ve kendimi onun tatlı-acı karışımı tadına bıraktım. Gözlerimi kapattım ve kafamı biraz geriye atarak memnuniyetle gülümsedim. 

Kesinlikle hasta olmama değecek bir tattı bu!

Birkaç bardak daha içip şarap şişesini büyük raflarımdaki binlerce pahalı içkinin arasındaki yerine bıraktım. 

Mahzenimle vedalaşıp yukarı çıktım ve Friends'in herhangi bir bölümünü açtım. Mutfaktan atıştırmalık cipslerimi alıp koltuğuma kuruldum. Yarın okul vardı, ama bence biraz da olsa geç yatmanın hiçbir zararı olmazdı. Zaten sabah olmak üzereydi.

🙊🙊🙊

Biraz geç yatmanın, hatta sabaha karşı yatmanın çok büyük zararları varmış. Mesela uykusuzluk gibi. 

Bilmem kaçıncı kez yataktan kalkmaya çalıştım ve bu sefer başardım. Yorgunluğumun arasında aynaya baktım. Gözlerim yeni uyandığım için biraz şişmişti, birazdan geçer. 

Banyoya girip yüzümü yıkadım, sonra kurulayıp nemlendiricilerimi sürdüm. Rimel ve hafif kırmızı tondaki rujumu da sürdüm ve banyodan çıktım.

Dolabımın önüne geçip siyah göğüs kısmı normal, karın kısmına doğru iki kalın parçaya ayrılıp beli saran bir üst, altına da birkaç yerinde ufak yırtıklar olan kot şortumu giydim. Ayaklarıma siyah catlerimi geçirdim, saçlarımı açıp kremledim ve elimle hacim verdikten sonra çantam ile telefonumu alıp evden çıktım. 

Bahçeden de çıktıktan sonra ilk gördüğüm taksiyi döndürdüm ve binip okulun adresini verdim.

Yarım saat sonra taksi okula geldiğinde parasını verip indim. Okul bahçesine girdim ve etrafıma göz attım. Herkes bir şeyler konuşuyordu. Merakıma yenik düşüp bir grubun yanına gittim.

"Neler oluyor?"

"Bilmiyorum." dedi ezik Stella.

"Sen zaten neyi bilirsin ki?" diyerek göz devirdim ve Jones'a döndüm.

"Sen duymadın mı Marley? Okula yeni çocuklar gelecekmiş."

"Neden bu kadar konuşuluyorlar ki?"

"Ben de tam olarak anlamadım, lise 3 de neden okul değiştirsinler ki?"

"Belki eski okullarını beğenmiyorlardır diyeceğim ama o zaman neden 3 yıl okumuş olsunlar?"

The Platonic Lover 💧 ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin