♡one♡

44 1 0
                                    

Onu ilk gördüğüm yer sık sık uğradığım bir kütüphane olmuştu. Adını bilmiyordum ama ilk gördüğüm anda etkilenmiştim ama bunun bir önemi yoktu çünkü bir günlük gördüğüm biri olacaktı. Bir daha ne zaman nasıl karşılaşırdık bilmiyorum. Özellikle ben bu kütüphaneye her gün gelsemde onu ilk kez burada görmüştüm. Belki de buraya sadece gezmek için gelmişti. Bugün tekrar gidecektim. Onu bir daha görür müyüm diye değil. Okul tiyatrosunda "Romeo ve Juliet" oyununda Juliet olacaktım. Ve kütüphaneden o kitabı bulabilirsem biraz bilgi alacaktım. Tabi Romeo da çok sinir olduğum biri olacaktı. Micah... Ben ilk gönüllü olmuştum. Sonradan o olmuştu. Sanırım bana aşıktı. Ama ben değildim. Sonradan o gönüllü olunca ne kadar çekilmek istesem de ve bunun için Bayan Andrea'ya defalarca yalvarıp ayaklarına kapanıp numarasını alıp gecenin yarısında mesajlar atsam da bu tiyatro için tek gönüllü ben ve Micah olduğumuz için Bayan Andrea'yı asla ikna edemedim. Belki bu yüzden Bayan Andrea notumdan bile kırabilirdi. Micah ile "Romeo ve Juliet" i canlandıracağımızı hatırladıkça deli oluyordum. Eğer öpüşme olursa ki zaten olacak bunu yapamazdım. Bu iğrenç bir şeydi. Konu nereden buralara geldi bilmiyorum ama gelmesin lütfen. Daha fazla düşünüp kendimi üzmek istemiyorum.

⇦⇧⇨⇩⇦⇧⇨⇩⇦⇧⇨⇩

Kütüphaneye gelmiştim. Yaklaşık 15 dakikadan sonra kitap elime gelmişti.

"Sonunda!" diye bağırdım. Herkes sessizdi. Ben bağırınca herkes bana baktı. "Fazla mı bağırdım ne" diyerek yerime geçtim.

Ben kitaba yoğunlaştığım sırada bir ses "O kitabı okuduktan sonra ben alabilir miyim acaba?" diye sordu. Bu bir erkek sesiydi kafamı kaldırıp sesin sahibine baktığımda o karşımda duruyordu. Onu ilk gördüğüm yer olan burası ve adını bilmediğim o! Midemde kelebekler uçuşurken "T-tabikide alabilirsin" dedim.

"Ne zaman bitirirsin?" diye sordu.

"Aa şey, şey bilmiyorum aslında bundan biraz bilgi alacağım. Okul tiyatrosu için Juliet olacağım da."

"Anladım. Pekala benim acelem yok."

"Peki o zaman"

"Tiyatronu izlemek isterdim doğrusu. Canlı bir 'Romeo ve Juliet' tiyatrosu çok güzel olurdu."

Bu dediği şey gerçek miydi? Tanrım ölüyorum galiba.

"Ee gelsene o zaman. Hem ben de yanımda bir misafirin olmasından mutlu olurum. Hatta keşke Romeo sen olsan."

Az önce ne dedim ben Romeo sen olsan mı dedim.

"Ne? Romeo ben mi olayım?"

"Yani Romeo'yu oynayacak kişi okulda en sinir olduğum kişilerden biri de. Onunla öpüşmektense seninle öpüşmeyi tercih ederim.".

Neler saçmalıyorum ben!! O yüzüme tuhaf tuhaf bakarken cümlemi nasıl düzeltirim diye düşündüm.

"Yani o anlamda demek istemedim. Seninle öpüşmek istediğimden değil. Sadece sen Micah'ya bin basarsın. Yani seninle öpüşmek daha iyi olabilirdi. Çünkü sanırım onunla tiyatro için bile olsa öpüşmek ölüm gibi. Hatta bunu düşünmesi bile midemi bulandırıyor. " hepsini bir solukta demiştim.

"Anlıyorum. Bir Romeo canlandırmak gerçekten harika olurdu. Ama sanırım aynı okulda değiliz ve ben 11. sınıfa gidiyorum."

"Ben de 11. sınıftayım! Hangi okul?"

"Luna Lisesi" dedi.

O az önce ne dedi? Bizim okulun adını mı söyledi?

"Ne dedin ne dedin ne dedin?" dedim.

"Luna Lisesi'nde okuyorum dedim." dedi.

"Yani bizim okulda okuyorsun ve benimle aynı yaştasın ve ben seni hayatımda ilk kez görüyorum."

"Ah evet daha bu şehre taşınalı 4 gün oldu. Okula kaydoldum ama henüz gitmedim."

Tanrımmmmm kalp atışlarımı duyabiliyordum.

"Peki hangi sınıftasın?."

"Sınıfımı bilmiyorum."

"Tanrım inanamıyorum! Tiyatro kulübüne yazılmalısın. Hem bu sayede Romeo olman için Bayan Andrea ile konuşuruz."

"Çok isterim Romeo'yu canlandırmayı."

"Sırf Romeo olman için Bayan Andrea'nın ayaklarına tekrar kapanabilirim. Lütfen ol lütfen ol lütfen ol."

"Pekala o zaman şu tiyatro işini Bayan Andrea ile konuşalım. Ben de gönüllü olduğumu söylerim."

"Ne sen ah Tanrım gerçekten mi?"

"Neden olmasın?"

"O zaman tamam."

"Yarın okulda görüşürüz. Ben servisle gideceğim" dedi.

"Bende servisle gidiyorum. Belki aynı servisteyizdir." dedim.

"Belki. Şimdi gitmeliyim yarın görüşürüz" dedi

"Dur bir dakika" dedim

"Evet?"

"Adın ne?"

"Alex. Senin?"

Alex♡♡ ne güzel ismi varmış.

"Venus. Ama kısaca Vee derler."

"Tanıştığıma memnun oldum Vee"

"Ben de "

"Dur neden numaranı vermiyorsun?" diye sorarak telefonunu uzattı.

Numaramı telefonuna yazdım.

"Vee" diye kaydetti.

"Ben de numaranı alabilir miyim?" diye sordum cesaret edip.

"Tabii" dedi. Telefonumu uzattım.

Numarasını yazıp verdi. Telefonuma kaydettim.

"O zaman yarın görüşürüz. Keşke gitmesende buradan çıkıp bir yerlerde bir şeyler içsek"

"Çok isterdim ama kuzenim 2'de burada olur. İngiltere'den geliyor da."

"Pekala yarın okulda görüşürüz. Hakkında herşeyi bilmek isterim. Yakın arkadaş olabiliriz."

"Yarın herşeyi ayrıntılı konuşuruz."

"Tamam o zaman" dedim gülerek.

"Görüşürüz"

"Öpüşürüz" Ne öpüşürüz mü dedim ben az önce. Ciddi misin Vee?!

"Ne?"

"Aa şey görüşürüz diyecektim aslında"

Güldü

"Pekala. Öpüşürüz" dedi.

Şuanda yüzümün kızardığına emindim.

"Herşey için teşekkür ederim Alex."

"Önemsiz"

Ne ara bu kadar yakınlaştık bilmiyorum tanışalı yarım saat bile olmadı oysaki.

Bugün hayatımın en güzel günlerindendi.

Ve en önemliside onunla "Romeo ve Juliet" i canlandırıp üstüne öpüşeceğimize hala inanamıyordum.

ADMITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin