↕-3-↕ ''Eski Bir Aşık''

10.6K 429 61
                                    

  ''Ey gönül. Aşkı arama. İnan ki ararken kaybolursun. Bulduğunda ya veli ya da deli olursun.'' Sıraç Haznedar

BOMBA GİBİ BÖLÜMLE GELDİM KARŞINIZA :) 

Kabuk bağlayan bir yarayı delik deşik eden en iyi şey; kanayan ve bas bas bağıran sözlerdir.

Belçim hastanede halen yatırılıyordu, annesi, babası yadesi(babaanne) yanındaydı ama o kendini hastanede odasında tek hissediyordu.Canı acıyordu birkaç günde alışmıştı acılara. Ağlamıyordu artık aslında ağlamak istemiyordu herkes onun dış tarafını görürken iyi olduğunu zannediyordu. Ama içi kan ağlıyordu Belçim'in. İstemese de olacaktı bu evlilik sonuçta, evlilik neydi, nasıl bir şeydi, sevenler evlenmez miydi en azından Belçim böyle kurmuştu hayallerini. O evliliği tertemiz bir sayfa olarak düşünüyordu. Ama artık öyle bir düşüncesi yoktu, evleneceği kişi hakkında duydukları onu içten içe korkutuyordu.O kendini hala eskisi gibi babasıyla oyun oynarken annesinin dizlerinde uyuyan bir çocuk gibi hissediyordu.Nasıl alışacaktı başka bir eve,başka insanlara nasıl alışacaktı ve hele ki ömür boyu onunla hayatı sürdürecek bir adama nasıl alışacaktı. Belçim hayatının nasıl olacağını tahmin edebiliyordu.Kötü,hüzünlü bir hayatı olacaktı.O çok sevdiği Mardin ona hayatının cezasını veriyordu.

Taburcu olacaktı bugün zaten çıkmak istiyordu bu yerden.Hep nefret ederdi zaten hastanelerden.Annesi odaya girince annesinin gözlerinin içine bakarak gülümsedi.

''Daha iyiyim anne bugün çıkacağım değil mi?''

''Ferda işlemleri halletsin çıkacağız kızım hayırlısı ile.''

Belçim hastanede kaldığı günlerde uzun uzun düşünmüştü. Yapabileceği en iyi şey oluruna bırakmaktı herşeyi. Ona ne yapacaklarsa oda aynısını yaparak tepkisini ortaya koyacaktı.

Ferda odaya girdiğinde kız kardeşinin yanına gelerek hemen alnına bir öpücük bıraktı.

''Güzelim bugün daha iyisin değil mi?''

''Buradan çıkarsam daha iyi olacağım Ferda lütfen gidelim.''

Annesi iki evladını tebessüm ile izliyordu. Belçim günler sonra azda olsa konuşuyor, gülüyor yemek yiyordu.

''Ne kadar da çirkinsin Belçim insan biraz ikizine benzer dimi birde bana bak Dünya starı var karşında.''

Ferda bunları Belçim gülsün diye yapıyordu onun gülüşüne ömür verebilirdi hemen kardeşi.

''Ferda senin bu yakışıklılığın benim kızımın yanında gözükmüyor buna emin ol oğlum, Belçim güldüğünde Mardin'e Güneş doğuyor.''

Annesinin lafıyla bozulmuş numarasını yapan Ferda Belçim'in kahkahası ile kendine geldi. Bu gülüş için uğraşıyordu kaç gündür.

''Sen kendini övüyorsun herkes de beni bremın(kardeşim,ağabey).''

/*/*/*/*/*/*/*/

-GÜNLER ÖNCESİ-

Berfan Kızılkan Şanlıurfa'ya vardığında Ayşen halasının evine doğru sürmeye devam etti, çalan telefonu ile gözlerini yoldan ayırmadan elini ceketinin cebine koydu. Korumalarının başı olan  adamı arıyordu Berfan'ı.

''Berfan Ağam Sıraç Haznedar hemen arkanızdan geliyor adamları ile birlikte.''

Berfan Sıraç'ın gelmesini bekliyordu ama daha yeni kendisi öğrenmişken nasıl bu kadar hızlı olabilir diye düşündü. Berfan telefonu bir şey demeden kapattı, gaza biraz daha bastı ondan önce kardeşini ve Arin'i almalıydı.

Aşk-ı Vuslat BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin