DOĞUM GÜNÜ DİLEĞİ

DOĞUM GÜNÜ DİLEĞİ

Yeni Zelanda'da güzel bir sonbahar günüydü. Rüzgarsız, ılık, insanın içini ısıtan bir gündü. Ünlü kadın oyuncu gözlerden uzak villasının verandasında kırmızı sarı ve turuncunun harika geçişler yaratarak etrafı süslediği son bahar ağaçları arasında sabah kahvesini yudumlarken başını kaldırıp ağaçların arasından göz kırparak berrak mavi gözlerini ışıldatan güneşe bakıp gülümsedi. Güzel havalar onu hep mutlu ederdi. Tabletinden twitter instagram ve facebook'ta hayranlarından gelen yorumlara gözatıyordu. Binlerceydi. Hepsini okuması imkansızdı. Oysa herkes hepsini okumasını ve cevaplamasını umut ederek onun göreceğini düşünerek yazıyordu. Yirmi yılı aşkın süredir o hiç unutulmamıştı. Sürekli güncel projelerde yer alırdı. Çalışılması kolay mütavazi biriydi. Öyle pek çok starda olduğu gibi gereksiz kaprisleri yoktu. Hatta setteki bir sesçiden bir makyözden ayırt etmezdi kendini. Her yaştaki insana sıcak yaklaşımları ve mütevaziliğinin aksine olağan üstü performansları sebebiyle sıklıkla yapımcı ve yönetmenler tarafından tercih edilirdi. Ona hep güçlü kadın rolleri verirlerdi. Çoğunlukla aksiyonu bol ve gizemli karakterlede tercih edilirdi.Bu yüzden çoğunlukla formunu korumak zorunda kalırdı. Hayranları sürekli olarak ona ulaşmak ve ona olan sevgilerini dile getirmek çabası içindeydiler.

"Sen bizim için sonsuza kadar Zeynasın"

"Sen benim çocukluk kahramanımsın."

"Yirmi yıl önce de güzeldin. Hala çok güzelsin."

"Gözlerin, bakışların beni öldürüyor."

"Bir insan hem nasıl bu kadar güzel hem nasıl bu kadar yetenekli olabilir."

"Şarkı söylemeyi neden bıraktın. O güzel sesinle bize tekrar şarkı söyler misin"

"Çocuklara ve dünyaya karşı duyarlı olduğun için teşekkürler."

"Bu saç modeli sana hiç yakışmamış."

"Bu zor sahneleri çekerken dublör kullandın mı?"

"Hadi Zeyna Donald Trump'a göster gününü"

"Benim annem olmanı çok isterdim. Beni evlat edinir misin?"

"Hala çok güzelsin benimle evlenir misin?"

"Umarım seninle bir gün tanışabilirim."

"Efsane kadın. Hala çok karizmatik ve güçlü görünüyorsun."

"Boyun kaç? Gerçekten o kadar iri yapılı mısın?"

"Tanrı seni ve aileni korusun mükemmel insan."

"Brezilya'ya gelmeyi düşünmez misin?

"Almanya'ya?"

"Bence İngiltere!"

"Biz İtalyanları da unutma!"

"Amerika'da daha çok hayranın var. Bence panellerin burada yapılmalı."

"Sen gerçekte de bir savaşçı prensessin sakın küresel ısınma ve iklim değişikliği faliyetlerini bırakma!"

"Çocuk hastanesi ile ilgili çalışmaların bir harika. Ne kadar duyarlı bir insansın."

"Zeyna tekrar çekilmeli ve sen tekrar Zeyna olmalısın. Başka biri bu rolde oynayamaz!"

"Bayan Lawless sen harika bir insansın hem için hem de dışın"

"Bugün doğum günüm bana bir doğum günü mesajı yollar mısın?"

.... Ve daha uzayıp giden binlerce övgüler, eleştiriler aşk dolu tutku dolu sözler. Hata bazen saldırılar iftiralar. Onun için binlerce şey yapmıştı hayranları. Çizimler, şiirler, hikayeler, kitaplar, heykeller ve çeşit çeşit hediyeler. Çoğu insanın duymadığı en güzel sözleri duymuştu. En güzel jestlerle karşılaşmıştı. Evet bunlarla gurur duyuyordu. Ama bir yanı da yorulmuştu bu sorumluluğu taşımaktan. Çoğu zaman kaçıp gitmek kaybolmak fikri geçerdi aklından. Sürekli hayranlarını hayal kırıklığına uğratmamak için uğraşmak gerçekten çok zordu. Çoğu hayranının idolü kahramanıydı. Onu hiç bir yere sığdıramayacak kadar büyük sevgi duyardı hayranları. Ama o bazen küçük bir çocuk gibi saçmalamak aptalca şeyler yapmak eğlenmek sıradan bir hayat yaşamak istiyordu. Ama bunu yapmak her zaman mümkün olmuyordu. Gerçek kendisi ve olması gereken kişi arasında yıllardır gidip gelirdi. Doğrusu ya bunu yapmaya da alışmıştı artık. Bunca yıllık hayatında ne kazıklar yemiş ne zorluklara katlanmıştı. Ve her şeyin bir bedeli vardı gerçekten. O bu yola çıkarken hepsini göze almıştı çoktan. Ev işleriyle ilgilenen bayan ona kalorisi düşük ve besleyici kahvaltısını getirdi. Yıllardır yemesine dikkat ediyordu. Birazcık kaçırsa hemen kilo aldığını düşünür ve tekrar az yemeye başlardı. Ergenlik yıllarında da kilo problemi yaşamış hatta bu yüzden anoreksiya bulimia olarak bilinen yediklerini çıkarma hastalığına yakalanmıştı. Neyse ki destek alarak bunu yenebilmişti. Sürekli gözlerin üzerinde olduğu bilinen bir star olmak hiç de kolay değildi. Önüne konan kahvaltı ile dikkati dağıldı.