SEKRETER (+18)

1.Bölüm: "O Tehlikeli..."

| Başlangıç olarak bunu okuyun lütfen ^-^ asıl hikaye sonra başlıyor. Asıl konuyu buradan çözeceksiniz. |

İyi okumalarr! Votelemeyi unutmayın!

////////////////////////////////////////////////

Ve, yağmur yağmaya başladı...

İri damlalar vücudumu ıslatırken, herkes yağmurdan kaçmaya başlıyordu. Bana göre ise yağmur en güzel şeylerden birisiydi...

"Bu işi almalıyım," dedim kendi kendime. Kendimi barındırabilecek bir ev kiralamıştım. Bari kira vakti gelene kadar para biriktireyim. Kız kardeşim de vardı ve benim kafam çok karışıktı.

Yağmur damlalarına aldırmadan, önümdeki kocaman şirket binasına baktım. Çok... fazla büyüktü... Burada kesinlikle fazla çalışan vardı. Umarım bu işi de kaçıramam... 28 iş kaçırdım da ;( ...

Diğerlerine göre daha az topuklularımla binaya girdim. Bina altın rengindeydi, içi de öyleydi. Zengin bir iş adamının yeriydi burası. Yani verimli bir velet yönetiyordu burqyı. Şımarıktır da şimdi...

"Pardon? Alya Türkay siz misiniz? " dedi gözlüklü bir bayan, kalem eteği ve ince topuklularıyla. Suratı asıktı ve fazlasıyla ciddiydi. Bana yaklaştığında sesi sertti de... "Evet, benim. Sekreter olarak buraya atandım?" Dedim beni gereken yere götürmesini belirterek.

Bana yaklaştı ve kolumu tuttu, sürükleyerek bir temizlik    odasına doğru koydu ve kapıyı kapattı. "Na-n'apıyorsunuz?" Dedim tedirgin bir biçimde. "Şimdi beni dinle," dedi kaşlarını bu sefer indirerek. Ne amaçlıyordu bu saçma kadın? Ne diyecekti?

"Dinliyorum," dedim bırakan kolumu ovalayarak. Bana yaklaşarak, elimi tuttu. "İşinden çıkmanı istiyorum," dedi kaşlarımın çıkmasını sağlayarak. "Pardon? Neden peki?" Dedim mümkün değil bakışlarımla. 29. işimi kaçıramam, bayan.

"Çünkü bana benziyorsun, anladın mı?"

Suratımda bir tık bile değişiklik olmadı. Hâlâ anlamamışcasına bakıyordum.

"O Tehlikeli..." dedi yüzüme yaklaşarak. N'oldu ya?! Korku filmi mi çekiyorduk? Ben hâlâ anlamış değilim.

"O Tehlikeli... anladın mı! Sana yaklaşarak aşık edecek ve bana yaptığı gibi sana da işkence edecek." Dedi gözünden bir damla akıtarak.

Ayağa kalktım ve çantamı aldım. "Pardon ama, size nasıl inanabilirim? Bu benim işim. Lütfen burnunuzu sokmayın. İhtiyacım var."

O da ayağa kalktı ve kollarımı tuttu. "Eğer sana zarar verirse bana gel tamam mı! Benim adım Gizem... Gizem Gök.. hemen bana ulaş-"

"Saçmalamayın!" Dedim kollarımı kurtararak. "Umarım aramız kötü olmaz," diyerek kapıyı çarparak temizlik odasından çıktım. Ne bu saçmalıklar?! Görelim bakalım şu adamı... dedim kendi kendime.

Para kazanmalıydım. Şu an, tek derdim buydu. Para...