Merhaba güzel okuyucular,
En son 5. bölüm Haziran ayında geldi. Biliyorsunuzdur. Yazmaya bir ara vermiştim ve zamanımı okumaya ayırdım. Çünkü yeterli kitap okumadan yazamayacağımın farkına vardım. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Sevgiler...
Davetin olduğu salona girene kadar hiç konuşmadık. Davet kaldığı yerden devam ediyordu, sadece annemler , teyzemler Alaz'ın anne ve babası ve yönetim kurulundan bazı kişiler eksikti.
Telli çalgılardan çıkan bir parça eşliğinde bir çok çift, canlı müzik için ayrılan bir basamaklık platformun önünde dans ediyorlardı.
Alaz, yüksek masalardan birinin önünde dikilmeye başladığımızda bana yandan bir bakış attı. "Dans edelim mi?"
Bakışlarımı ona çevirdim ve "Havamda değilim." diyerek onu reddettim.
Masanın üzerindeki elimi tutarak beni piste çekiştirdi. " Bunu 'evet' olarak kabul ediyorum."
Gözlerimi kısarak ona baktım. Bana emrivaki yapılmasından nefret ederdim ama şuan üzerimizde birçok göz vardı. Ve annemin söylerini hatırlayarak beni sürüklemesine izin verdim.
Dans eden insanların arasına karıştığımızda; bana döndü ve beni kendine yasladı. Bir eli belimi bulurken diğer eliyle elimi buldu ve sallanmaya başladı. Bende boşta kalan elimi omzuna atarak ona uyum sağladım. Çok fazla gergin ve utanç içindeydim. Erkekler, yakın olmayı sevdiğim varlıklar değildi, yani bir kısmı.
Başımı çıkış kapısına çevirdim, onunla yüz yüze gelemezdim.
Üzerimdeki gerginlik elde tutulacak cinstendi.
"O gece mezarlıkta ne yapıyordun?"
Sorusuna karşılık sırtımı dikleştirerek yırtıcı olduğunu düşündüğüm keskin bakışlarımı ona çevirdim.
"Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."
Dudağı alayla yanlara kıvrıldı.
"Emin misin? O gece ben olmasaydım başına gelebilecekleri düşünebiliyor musun? Etrafta nasıl insanlar var bilmiyorsun. Amerika'da nasıl bir hayatın, rahatlığın vardı bilmiyorum ama burada dikkatli olman gerekiyor. Yani sonuç olarak kurtarıcın olarak o gece neden orada olduğun beni ilgilendiriyor."
Çok fazla konuştuğunun farkında mıydı acaba? Gözlerimi devirip başımı tekrar çıkış kapısına çevirdim.
"Sadece görmem gereken birisi vardı, uyuya kalmışım. Çok önemli bir şey değildi yani. Ayrıca sadece üç sene burada değildim, etrafta nasıl insanlar olduğunun farkındayım. Ve, kurtarıcım mı? Bak beni orada bırakmayıp evine götürdüğün ve benimle ilgilendiğin için tekrar teşekkür ederim. Orada uyuya kalarak yanlış bir şey yaptığımı biliyorum. Şimdi izninle." diyerek elimi ondan kurtarıp, ona sırtımı döndüm. Kolumdan tutup beni kendine döndürdü. Sinirden damarımın attığını hissettim. Kolunu şuan çevirip kırmak istedim. Kalabalığın önünde olmaz. Diyerek kendimi sakinleştirdim. "Hey, bak yanlış anladın. Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum."
"Pek arkadaş canlısı değilimdir" çenemi kaldırıp, sırtımı dikleştirdim. Şaşkın yüz ifadesinden faydalanarak "Yani ailem yanımda değilken benden uzak durursan iyi edersin. Aradaki iş bağları beni bağlamaz" dedikten arkama döndüm ve uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN
Teen FictionGerçek güç tehlikeli midir? Peki ya gerçek güç bilek gücünde mi yoksa ruhun özünde midir? Güçlü olduğuna inanan insanların içindeki acılar mıdır onları güçlü kılan? Hazan, güçlü olduğuna inanıyor. Peki ya gerçekten güçlümü?