(The Chainsmokers- Don't let me down ft. Daya)
(Coldplay- Hymn for weekend)
İyi Okumalar...
-*-*-
Şaşkınlığımı üzerimden atamıyordum. Gözlerimi etrafta gezdirdim; geniş bir yatak modern yatak odasının tam ortasına konumlanmıştı, geniş bir gardırop, çalışma masası, iki karşılıklı kapı ve geniş bir kitaplık dışında şaşkınlıktan daha dikkat edemediğim birçok şey olduğunu görüyordum.
Gözlerimi tekrar karşımdaki yabancıya çevirdim. ''Senden istediğim sakin olman, her şeyi anlatacağım. Sana zarar vermedim, vermeyeceğim de. Gel otur şöyle.''
Çıldıracaktım şimdi, neyi anlatmaktan bahsediyordu? Ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum. Başımda çekilmez bir ağrı ve zonklama; dudaklarımda kuruma ve çatlaklık vardı ama bunların yanında beyin fırtınası yapmaktan da kaçamıyordum. En son mezarlıktaydım, orada uyuya kalmıştım. Hayır, ne düşünüyordum ki? Mezarlıklar güvenli değildir. Zaten başıma ne geldiyse mezarlıkta gelmedi mi? Bu kadar nasıl aptal olabiliyordum da mezarlıkta uyumayı göze alabiliyordum, anlayamıyordum.
Gerçekten aptaldım.
Berk benim için endişelenmiştir, annem ve babama haber vermiş midir acaba? Ya annemler eve geldiyse beni bulamayınca polise gitmişlerse? Aslında Berk'e akşam gelmeyeceğimi söyledim ama telefonum yanımda bile değil. Ben ne zaman böyle sorumsuz bir insan oldum?
Yaklaşıp yatağın köşesine oturdum, dirseklerimi bacaklarıma yasladım, başımı iki elimin arasına alarak ovuşturdum, saçlarım nemliydi.
Nedense karşımdaki yabancının gözlerinde gördüğüm ifadeden bana zarar vermeyeceğine neredeyse emindim.
Bir dakika ya, nasıl emin olabiliyordum? Belki Arınç döndüğümü öğrendi ve bu yabancıyı beni kaçırması için tuttu. Ama böyle olsaydı güne bu adamın koynunda başlamazdım. Bu da olamaz. Hafifçe başımı yabancıya çevirip anlatmaya başlamasını söyleyen tehlikeli bir bakış attım.
Korkmayan ama şaşıran bir bakışla birkaç saniye yüzüme baktı. Tek kaşımı kaldırarak konuştum ''Anlatmaya başlarsan iyi olur.''
Yüzündeki şaşkın ifadeyi silip donuk bakışlarıyla yatağın köşesindeki gri renkli koltuğun kolçağına oturdu.
O anlattı ben dinledim sonra kurumuş giysilerimi giyip onu hayatım boyunca bir daha görmemek umuduyla kendimi modern ve zengin evinden dışarı attım.
Dün ben uyuya kaldıktan bir saat sonra yağmur başlamış saat ilerledikçe yağmurun şiddeti de ilerlermiş. Karşımdaki yabancı yani adını öğrendiğim üzere Alaz gece yarısı gibi bir saatte bir akrabasını ziyaret etmek için gelmiş. Neden gecenin bir yarısında gelmek gibi bir delilik yaptığını sormak istedim ama bu hakkı kendimde görmedim. Mezarlıkta yürürken beni görmüş uzaktan, hemen yanıma koşmuş ve nefes alıp almadığıma bakmış. Hastaneye götürmek aklına gelmiş ama durumum kötü değil ve evi yakın diye evine getirmiş. Ateşim olduğunu beni duşa soktuğunu söyledi ve bu nemli saçlarımı açıklıyor zaten yağmurda yağmıştı. Evinde bir çalışanın üzerimi değiştirdiğini söyledi. Zaten alt katta başında yazma olan balık etli orta yaşlı bir bayan aşağıya indiğimde bana nasıl olduğumu sordu.
Gece benim için endişelendiğini söyledi, zar zar titremişim ve sayıklamışım. Eve doktor çağırmışlar ve yaptığı iğneyle ateşim azalmış sabaha kadar uyuyacağımı söylemiş doktor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN
Fiksi RemajaGerçek güç tehlikeli midir? Peki ya gerçek güç bilek gücünde mi yoksa ruhun özünde midir? Güçlü olduğuna inanan insanların içindeki acılar mıdır onları güçlü kılan? Hazan, güçlü olduğuna inanıyor. Peki ya gerçekten güçlümü?