Genç kız rahatlamaya ihtiyacı olduğunu fark etti ve hemen yeni doğan katına gitti. Hayal ne zaman bir şeye üzülse yeni doğan bebeklerle neşe bulurdu adeta. Onların yüzündeki masumluk kimsede yok diye düşünürdü genç kız. Yavaş yavaş adımlarını bebeklerin görülmesini sağlayan cama doğru yöneltti. Bugünkü talihsiz bebek geldi birden genç kızın aklına. Gözleri onu aradı birden. Arkasındaki ses kulaklarını doldururken,
"Merhaba doktor hanım." dedi, sesi sert çıkan bir adam. Genç kız hemen arkasına döndü. Bugün eşini kaybeden adamdan başkası değildi karşısındaki. "Merhaba, başınız sağ olsun." diyebildi genç kız. Adamın gözlerinin içine baktı, o kara gözlerden hiçbir duygu anlaşılmıyordu. "Sağolun" dedi karşısındaki genç adamda. Duygularını belli etmezdi genç adam, karşısındaki doktorun da ona acır gibi bakmasından epey rahatsız oldu ama bir şey demedi. Cama doğru bir adım daha attı ve gözleri kızını aradı. Karısının emanetini aradı, çok geçmeden de odadaki tek kız bebek olan yavrusunu buldu. İki ay kuvezde kalacaktı kızı. Çünkü erken doğum olmuştu. Aslında biraz da vicdan azabı çekiyordu genç adam. Çünkü o karısı ve bebeği arasında seçim yapmak zorunda kalmış ve hiç düşünmeden bebeğini seçmişti. Çünkü karısını çok iyi tanıyordu, eğer bebeğini değilde karısını seçse karısı genç adamı asla affetmezdi. İki hafta önceki konuşmaları geldi aklına.
"Burak sana bir şey söylemek istiyorum."
"Tabii güzelim, söyle."
"Eğer bana bir şey olursa bebeğimiz sana emanet. Onu çok iyi koruya..."
"Arzu bu ne demek oluyor şimdi. Biz bebeğimizi birlikte büyütücez."
"Burak lütfen dinle beni onu çok iyi koru olur mu? Bir de sakın evlenmemezlik yapma. Kendine en iyi eşi, çocuğuma da en iyi anneyi bul. Lütfen. Onun bir anneye ihtiyacı olacak çünkü."
Genç adam bu konuşmayı hatırlayınca gözlerinden yaş süzüldü. Duygusuz, gülmeyen adamı karısı kahkahalara boğardı hep. Şimdi ise ağlatmıştı onu. Aşıktı o karısına, keşke ben ölseydim dedi adam. Ama içinden söylemek yerine dışından söylemişti bunu. Yanındaki doktor da adamın yüzüne bakmıştı. Ağzındaki kelimeleri toparlayamıyordu genç doktor. Söze başlamaya karar verdi.
"Lütfen böyle düşünmeyin. İnanın eşiniz şuan burada olsaydı çok kızardı size. Çünkü o da sizi kaybetmekten çok korkardı. Siz güçlü bir adamsınız, kolay kolay pes etmezsiniz. Bu yüzden kızınıza iyi bakacağınızdan eminim."
"Güçlü olduğumu nereden biliyorsunuz Hayat hanım? " genç kız bir an karşısında ki adamın ismini söylemesiyle şaşırsa da yaka kartı aklına geldi ve konuşmaya başladı.
"Ben çok insan tanıdım, insanların gözlerinden her şeyi anlar oldum. Sizin gözlerinizde ki o gücü de gördüm ben. İnanın hayatım boyunca da insanlar hakıında ki görüşlerim hep doğru çıktı."
"Evet, güçlü bir insanım. Ama bence siz bunu gözlerimden değil karımı kaybetmeme rağmen çok normal davranmamdan anladınız. Ben sevgimi de hüznümü de içimde yaşamayı severim. Karıma aşıktım ama onun emaneti için ayakta durmam lazım" sonlara doğru genç adamın sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Dayanamadı ilk defa dayanamadı genç adam, gözlerinde ki yaşların akmasına izin verdi. Karşısında ki doktora baktı ve "Bu sefer yanıldınız sanırım" dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle. Genç doktorda, adamın gözlerine baktı Birden karşısında ki dağ gibi adamın ona sarılmasıyla neye uğradığını şaşırdı genç doktor. İlk defa babası ve abisi dışında bir erkek ona sarılmıştı. Kalbi hızlı atmaya başladı genç doktorun. Ama karşısındaki adamın acısı büyüktü ve ona yardım edecekti Hayal. O da kolları arasına aldı genç adamı ve bir süre öyle kaldılar.
"Ben özür dilerim. Kendimi tutamadım" dedi genç adam, doktorun kolları arasından ayrılırken.
"Önemli değil. Ben sizi gayet iyi anlayabiliyorum." diye cevap verdi genç doktorda. Ardından sıcak bir gülümseme yolladı karşısındaki adama. "Benim gitmem gerek" diyerek ayrıldı o kattan. Merdivenlerden inerken kalbi normalinden de hızlı atıyordu. Çünkü genç kıza ilk defa karşı cinsten bir erkek sarılmıştı. Bu sarılma onun ilkiydi. Birden ben ne diyorum böyle diye düşündü genç kız. O adamın canı yanıyordu çünkü. Eşini yeni kaybetmişti. Hem daha adını bile bilmiyordu ki o adamın. Bilse bile böyle şeyler düşünemezdi.
"Doktor hanım hasta kontrol saatiniz geldi." Hayal karşısındaki sekreterin sözleriyle düşüncelerinden ayrıldı. "Tamam." dedi karşısındaki sekretere gülümseme eşliğinde.Ardından odasından hasta bilgilerinin olduğu dosyayı aldı. Başladı hastalarını sıcak gülümsemeler eşliğinde muayene etmeye. Ne kadar da aşıktı bu genç doktor işine. Onu hiçbir şey işinden alamazdı. Ya da o böyle sanıyordu. Çünkü çok büyük güçlere sahip bir şey vardı. Aşk... Bakalım Hayal'e ne zaman uğrayacaktı? Ama o bir uğradımı değiştirmeden de bırakmazdı insanı.
Hayal bütün muayenelerini bitirmiş, elindeki dosyalarla odasına gidiyordu. Birden birine çarptı genç doktor. Dağ gibi biriydi bu, çünkü Hayal bütün kemiklerinin kırıldığını hissetmişti. Elindeki dosyalarla yere yapıştı genç doktor. Kafasını yavaşça kaldırdı, gene o adamı gördü karşısında. Genç adam, doktora çarpmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı. Kafası çok karışıktı bu aralar, haklı olarak. Genç doktorun kalkmasına yardımcı olmak için elini uzattı Burak. Fakat karşısındaki doktor uzattığı eli tutmadan kalktı hemen ayağa. Dosyalarını toplamaya başladı. Genç adamda dosyaları toplamak için yere çömeldi, bu seferde kafaları çarpıştı bu ikilinin. İkiside kafalarını kaldırdılar, göz göze geldiler. Genç adam çok geçmeden yerinden doğruldu ve koşmaya başladı, hastahanenin çıkışına doğru. Arkasında şaşkın gözlerle ona bakan doktoru bırakarak.
Bahçeye doğru ilerledi Burak, ne yapıyorum ben böyle diye düşünürken. Bir banka oturdu ve elini saçlarının arasından geçirdi. Daha aşık olduğum kadını yeni kaybettim ben başka bir kadını görünce nasıl kalbim böylesine atar diye düşündü genç adam. Vicdan azabı çekiyordu hemde fazlasıyla.
Hayal yerdeki dosyaları toplayarak odasına doğru yöneldi. Ama bir türlü aklından çıkmıyordu yaşadıkları. Neden koşup gitmişti ki? Bir türlü aklından çıkmıyordu genç kızın. Ama ondan uzak duracaktı artık genç kız. Hastahane formalarını çıkararak, sabah geldiği kıyafetleri geçirdi üzerine Hayal. Çantasını da alarak odasından çıktı. Mesaisi bitmişti, kendi de bitmişti. Acil kapısından çıkarak arabasına doğru yöneldi.
"Hayal Hanım. " genç doktor ona seslenen sesi aradı bir süre. Arkasına döndüğünde gene o adamı görmüştü. Hayal uzaklaşmak istiyordu ama bu adamdan. Çünkü onu her gördüğünde kalbi normalinden hızlı atıyordu ve genç kız vican azabı çekiyordu karısını yeni kaybetmişti sonuçta karşısındaki adam.
"Sizi dinliyorum."
"Öncelikle sizden çok özür dilerim. Çekip gitmemin sizinle hiçbir alakası yok inanin. Ayrıca yarın eşimin cenazesi var, Eşimin annesi sizin de gelmenizi istiyor. Lütfen kırmayın onu."
"Tabi ki gelirim." dedi Hayal. Gidecekti de çünkü o teyzeyle bugün konuşmuş ve onu bir nebzede olsa rahatlatmıştı. Karşısındaki adamın ona bir kart uzatmasıyla kendine geldi Hayal.
"Bu kartta telefon numaram yazıyor. Yarın öğle namazından sonra olacak cenaze. Ama zaten hafta sonu daha önce gelirseniz daha mutlu olurum. Kaynanamın size ihtiyacı var. Beni buradan mutlaka arayın."
Genç adam arkasına dönmüş giderken, genç kızda elindeki karta baktı. 'Burak Kaya' ismi buydu demek bu adamın. "Burak Kaya" sesli bir şekilde söyledi genç kız.
Arkasına dönen adama bakarak "Yarın geleceğim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Aşk
RomanceGenç kız 24 yaşında, güzel aynı zamanda yardım sever bir doktordu. Hayalleri için yapamayacağı şey yoktu. Bu yüzden de adı Hayal değil miydi? Genç oğlan ise 26 yaşında genç bir iş adamıydı. Eşini kaybetmenin burukluğu vardı içinde. Eşinden ona kala...