Küçüklükten beri tuttuğum günlüğümün sayfalarını iplere mandallı bir şekilde görünce hareket edemedim. Ben o günlüğü iki sene önce çöpe atmıştım, şu an bu gördüğüm sayfaların benim günlüğümün sayfası olması imkansız bir şey.
"2 Aralık 2005, 17:24. Bugün yazmayı yeni öğrendim. Biliyor musun günlük, bugün babam ilk defa bana hakaret etmedi. O kadar mutlu oldum anlatamam ki... Bu gün gerçekten beni sevmiş olabileceği aklıma geldi. Babam çağırıyor sanırım, gitmem lazım. Gelince tekrar yazarım."
+Hey, dedim. Benim özelimi bu şekilde okuyamazsın.
"2 Aralık 2005, 19:02. Sanırım sürekli yanlış düşünüyorum. Babam beni aşağı çağırınca eşek sudan gelinceye kadar dövdü. Hemde nedensiz bir şekilde. Ağlamadım. Beni ilk defa dövdü ama ağlayamadım işte. Vücudumda çeşitli morluklar oluştu. Yine de ona kızgın değilim günlük. Mantıklı bir sebebi vardır diye düşünüyorum. Bu günlük bu kadar yeter, iyi geceler."
+Sana kes sesini dedim.
"3 Aralık 2005. Bugün yan evimize bir aile taşındı. Bir tane oğulları vardı. Anladığım kadarıyla pek konuşkan biri değil. Ona selam verdiğimde sadece yüzüme bakıp geçti. Yarın tekrardan konuşmayı deneyeceğim. Her şey yolunda gider umarım <3."
"4 Aralık 2005. Bugün çocukla konuştum. İsmi Shawn'mış. Pek konuşkan biri olmasada eğlenceli biri. İnsanları tanıdıkça kendisini açıyor sanırım."
+Lütfen, sus artık, dedim oldukça güçsüz çıkan sesimle.
"5 Aralık 2005. Shawn benimle oyuncaklarını paylaştı. Daha önce hiç oyuncağım olmadığı için ne yapacağımı bilemedim. Bana oyun oynamayı öğretti biliyor musun günlük. Benimle bütün gün ilgilendi. Annesi de çok tatlı bir kadın, bize elmalı kurabiye verdi oyun oynarken. Açıkçası çok şaşırdım. Benim annem hiç eve uğramaz, haliyle yemek falan da yapmaz. Babamdan bahsetmiyorum bile. Son zamanlarda beni dövmesi iyice sıklaştı. Ama merak etme, umursamıyorum. İyi geceler günlük."
Boğazımdaki yumru geçmek bilmiyordu. O günlüğü nasıl heyecanla tuttuğumu hatırladım da, gerçekten en güzel günlerimdi sanırım. Her şeye rağmen, yanımda o vardı. Belkide onun varlığı her şeydi.
Ağzımdan bir hıçkırık yükseldi. Ağlamadım. Uzun süredir ağlayamıyordum zaten. Bana arkasını dönen ve günlüğümü okuyan adama bakmak için kafamı kaldırdım. Ben kafamı kaldırınca adam da yavaşça benden tarafa döndü. Karşımdaki adama bakmak içimde bir yerleri sızlattı. Ela gözler... Artık alıştığım o hayal kırıklığı...
+Gelmemeliydin.
-Yaşananları biliyorum. Seni yalnız bırakamazdım.
+Ben uzun süredir yalnızım, bu bir bahane değil. Neden geldin?
-Ben, ben artık senden ayrı kalmak istemiyorum.
+Hadi canım. Acaba hiç sordun mu ben senin gelmeni istiyor muyum?
-Nora, beni dinlemelisin.
+İlk olarak adım Nora değil, Moon. İkinci olarak, seni dinlemek istemiyorum.
-Neden?
+Birde soruyor musun? Ben yıllarca hiç tanımadığım bir insana baba dedim. Beni neden sevmediğini sorguladım. Beni neden her gün dövdüğünü anlamaya çalıştım. Sen bunların hangisinde yanımdaydın baba. Ben söyleyeyim, hiçbirinde. Üvey babam aslında gerçek babam olmadığını söyleyince nasıl yıkıldım biliyor musun? Bana ne demişti biliyor musun?
-Biliyorum.
+Tabii ki biliyorsun. 'Babana çekmişsin, o da aynı senin gibi ciğeri beş para etmez biriydi. Ela gözlü, kahverengi saçlı.' Bunları söyledikten sonra da iğrenç bir şekilde gülüp 'Babanın kızısın, ona çok benziyorsun.' dedi. Şimdi sen söyle baba, sen benim yerimde olsaydın kendini ister miydin?
-Özür dilerim.
+Özür dilemen bir şeyi değiştirmez.
-Biliyorum. Lütfen bana bir şans ver anlatayım neden yanında olmadığımı.
+Başka bir zaman olsa kesinlikle kabul etmezdim lakin şu an sırf pişman olmamak için kabul ediyorum. Ne söyleyeceksen çabuk söyle.
-Sen doğunca bir çeşit problemler vardı. Bir süre hastanede durduk. Hastaneden çıktığımızda annen kendisine su almak için arabadan inmişti. Seni dikkatli bir şekilde arabaya yerleştirince dışarıdan üç el ateş sesi duyuldu. Senide yanıma alarak hızlıca annenin gittiği yöne koştum. Yerler kan gölüydü ve annenin kıyafetinin bir parçası yerdeydi. Annen.. ölmüştü. Çok korktum Nora, seni de benden alacaklar diye çok korktum. O korkuyla seni yanımdaki korumaya emanet ettim. Özür dilerim kızım, senin hayatını zehire çevireceğini düşünemedim.
O, gerçekten üzgün görünüyordu. Uzun süreden sonra gözlerim dolmuş bir şekilde karşımdaki bana benzeyen adama bakıyordum. Başını eğdi. Benden ağır bir tepki bekliyordu. Açıkçası bende benden ağır bir tepki bekliyordum lakin.. lakin olmadı işte.
+Neden beni daha önce almadın?
-Senelerce anneni öldüren insanları aradım. Geçen ay buldum ve, tehlike bitti. 1 ay önce gelmeme sebebim ise karşına çıkacak yüzüm olmaması.
★★★
Gözümü açtığımda hastanedeydim. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım. Bu çabalarım şiddetli bir baş ağrısı olarak geri döndüğünde gözlerimi yumdum. Derince bir soluk aldığımda odanın kapısı açıldı. İçeriye bir hemşir girerken aldığım soluğu geri verdim. Hemşir gelip serumu kontrol ettikten sonra odadan çıktı. Geri döndüğünde elinde bir tepsi vardı. Yanıma gelip tepsideki ilaçları içmeme yardımcı oldu. Kuru bir teşekkür dudaklarımdan dökülürken hemşir gülümsedi ve odadan çıktı. Aynı zamanda babamda içeri girdi ve endişeli gözlerle beni süzdü. Başımı eğdim. Yanımdaki sandalyeye oturunca saçımı okşamaya başladı. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Babam ayağa kalkıp yatağımın ucuna yerleşti ve başımı göğsüne bastırdı. Daha fazla dayanamadım. Gözümden bir damla yaş firar ederken gerisinin gelmesi zor olmadı. Dudağımdan da hıçkırıklar yavaş yavaş dökülmeye başladı. Ne yapsam bilemedim. Geçen iki senenin ardından kendimi ilk defa bu kadar aciz hissediyordum. Babam eliyle göz pınarlarımdan düşen yaşları silince saçlarıma öpücük bıraktı. Kafamı kaldırıp gülümsedim. Benim gülümsediğimi görünce ufak çaplı bir şok geçirsede hemen ardından gülümsedi. Göz yaşların ve hıçkırıklarım son bulurken kafamı iyice babamın göğsüne bastırdım.
"Kızım, dedi. Seni her şeyden çok seviyorum. Zor olacak biliyorum ama benimle beraber gelir misin? Seni bulmuşken kaybetmek istemiyorum Nora, lütfen hayır deme."
Usulca kafamı salladım. Beni bu şehre bağlayan her şeyi arkamda bırakmak üzereydim. Elveda her şeyim, elveda Shawn.
Oldukça kısa bir bölüm oldu ama burada bırakmak istedim. Diğer bölümü yayınlamam çok sürmez muhtemelen. Bu bölümde yazım hataları falan olabilir. Zaten pek düzenli bir bölüm olmadı. Affola ❤. Hepinizin kalbinden öperim, iyi günler. (889 kelime)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For You |SM|
FanfictionGözlerini yavaşça kapattı ve soluklandı. Yağmur üzerine sicim ederken dudağından kaçan hıçkırığa engel olamadı. Damlalar bir bir düşerken gözlerinden daha fazla ayakta durmadı ve yere yığıldı. Bilinci açık olmasına rağmen yerden kalkmak istemedi. D...