Hayat, kararlarla doluydu. Verilmesi gereken ve hiç verilmeyecek olan kararlar. İnsanlar düşünürdü, çoğu zaman gereksiz şeyleri. İnsanlar karar da alırdı, çoğunu gerçekleştirmezdi orası ayrı. Ben, bendim. Hayatım boyunca kendim için hiçbir karar almamıştım. Ben korkaktım, çoğu şeyin sonuçlarından korkarak hareket ederdim. Korkaklık; mükemmelliği getirirdi, her zaman olmasa da.
Güçlü biri değildim, sadece öyle görünüyordum. Mükemmel biri olmak için illa güçlü veya cesur olmanıza gerek yoktu. İnsan ne kadar yara aldıysa o kadar temkinli davranırdı ve bir o kadar da mükemmellik seviyesini arttırdı. Beceriksiz insan tanımı doğru değildi, her insan belirli bir konuda başarılıydı ve aslında başarılı insan tanımı bile göreceliydi. İnsanlar konuşurdu, biz de bu konuşan insanlara yaranmaya çalışırdık. Her halükarda insanlara yaranmak için belirli şeyler yapan bizdik ama en fazla hasarı alan da yine bizdik. Anlayamıyordum. Benim bir amacım vardı, insanların amaçları vardı buna rağmen neden herkes amaçsız gibi sadece çene yaparak kendini bir halt olarak göstermeye çalışıyordu ki?
Ben beceriksizdim. Ben beceriksizliğime rağmen daha az yara almaya çalışan kanadı kırık yetim ve öksüz bir kuştum. Beni anne ve babamdan çok erken yaşta ayırmış, kafesimden çıkarmışlardı ve şimdi o çıktığım kafese geri sokmak istiyorlardı.
Olayı başa almak gerekirse ben kanadı kırık bir kuştum ve o kanat hiçbir zaman eskisi gibi olmadı. Hikayenin sonunda kanadı kırık kuş kanatsız kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
For You |SM|
أدب الهواةGözlerini yavaşça kapattı ve soluklandı. Yağmur üzerine sicim ederken dudağından kaçan hıçkırığa engel olamadı. Damlalar bir bir düşerken gözlerinden daha fazla ayakta durmadı ve yere yığıldı. Bilinci açık olmasına rağmen yerden kalkmak istemedi. D...