Yabancı bir müzisyen olan, Fanardi'nin sansone soneni diye hitap ettiği şarkısında birinden bahsettiği bir şarkıdır. Denilene göre "Sansone"
yıldız futbolcu olmaya layık yakışıklı, uzun boylu, yeşil gözleri olan, esmer tenli birisiymiş. Lisede okullar arası maçlara katılır, üniversite hayatında da maçlara her zaman katılmıştır. Çok atılgan ve korkusuz bir kişiliye sahip bir çocukmuş. Onun hakkında bilmediğimiz çok şey olduğuna adım kadar eminim. Bir mesaj geldi hemen baktım bir parti düzenlenicekmiş ve benide davet ediyorlar. Bu aralar hatta ömrün sonuna kadar mutlu olmak, eğlenmek istiyordum. Kendi içimden "tamam"dedim. Parti vakti geldiğinde ise hemen hazırlandım yola çıktım, bir dolmuş farkettim ve hemen bindim, beş dakika sonra partinin bulunduğu evin önünde indim. Dışarıdan evin içine bakmaya çalışıyorum ama loş ışık görüyorum ,evin içi karanlık ve hiç bir ses de yok. Kapıya doğru adım atıyorum. Yavaş yavaş sanki kısık bir müzik sesi duyuyorum. Kapıyı açıyorum içeri doğru yöneliyorum heryer karanlık, içeri girdikçe farkediyorum heryer altın kaplama, taşlı eşyalar bayağ lüks bir evmiş. İçerideki insanlara karışan eden kimsecikler yoktu. Kimi içki içiyor, kimi madde kullanıyor, kimi hararetli bir sohbetin içerisinde, dikkatimi çeken şey daha çok insanların iskambil oynamalarıydı.Elime bir içki kadehi alıyorum ve masaların arasında dolaşmaya başlıyorum. Aslında bende iskambil oynamak isterdim ama yeterince param yok diyerek, masaların yanından uzaklaşıyorum.Az sonra arkamdaki kapı açılıyor ve Tarık bana bakıyor ve kolumdan tutuyor beni ve sürüklercesine beni dışarı çıkarıyor. Ve daha yeni olmalı ki bir arabanın içine oturtuyor beni. Bana baktı ve beni uzun zamandan beri tanıyorsun ve beni lütfen sorgulama diyor. Issız, sakin, bomboş yollarda sanki çalışmayan bir motor sessizliğine sahip arabanın içerisinde gözlerimi kapatıyorum ve bu hayatta hiç bir şeyi umursamadığımı düşünüyorum ne kadar da saçma ama gitmek istiyordum o kadar.
Tarık beni nereye götürürse razıydım..
