Bölüm şarkısı: Seksendört - Kendime Yalan Söyledim.
Merhabalar! Açıkçası bu bölümü yazarken biraz zorlandım çünkü çabucak yayınlayabilmek için sokakta falan her yerde birşeyler yazmaya uğraştım ve pek de içime sinmedi ama olsun.
İyi okumalar!🌜
"İnan bana Dünya'ya gider gitmez yapacağım ilk şey şu peruk ve lensleri çöpe atmak olacak!" Lydia kıkırdarken ben elime gelen çeşitli perukları etrafa saçmak ile meşguldüm. Yanıma kıyafet almayacaktım çünkü gittiğimde orada alış-veriş yapmak daha cazipti. Hem belki biraz daha renkli birşeyler alırdım.
"Hmmm..." dedi Lydia düşünürmüş gibi yaparak. Sonra iki saattir oturup bana akıl verdiği yatağımdan kalkıp komidinime doğru yürüdü ve ilk çekmeceden iki tane makas çıkardı.
"Madem bu gün senin son günün," makasları kırpıştırarak yanıma yaklaştı ve yerdeki perukları işaret etti. "Gün intikam günüdür!" Makası bana fırlatıp kendisi ilk gördüğü peruğu aldı ve rastgele makas darbeleri ile 'intikamımı' aldı.
Bir kahkaha attım ve bende yere eğilip perukları parçalamaya başladım. İşin değişik tarafı perukların yavaş yavaş yok olması bana tuhaf bir zevk verirken bir yandan da güçlü hissetmemi sağlıyordu.
🌜
Kaç saat geçti bilmiyorum ama vedam için yapılan partiye kadar Lydia ile odamda kahkahalar atmış ve perukları parçalamıştık. Kaybolmuş Diyar içerisindeki en iyi vedayı da biz yapmıştık herhalde.
Şimdi ise aynanın karşısında son bir defa lenslerimi takıyor ve rujumu sürüyordum. Siyah peruğumu da taktıktan sonra gözlerim aynada dolandı. Siyahlar içinde olan kendimi kesinlikle beğenmiyordum. Kendimi doğal halim ile daha çok beğeniyordum.
"Aynayla olan ilişkine karışmak istemem ama herkes aşağıda." Lydia'nın alaylı yaklaşımına gözlerimi devirdim ve aynaya arkamı dönüp uzattığı eli tuttum.
🌜
Parti başlayalı yarım saat anca geçmişti ki ben insanların kötü bakışları altında kalmaktan ve laf sokan herkese gerekli cevabı yetiştirmekten fazlası ile yorulmuş bir şekilde kendimi koltuğa atmıştım.
Hiçbiriniz böyle tebrikle hediyeyle falan yapılan, iyi dileklerin iletildiği bir parti beklemiyordunuz herhalde değil mi? Cehennemin dibi gibi bişey bura ayol!
Şaşırdığınız tahmin edebiliyorum, bu yüzden size buradaki yaşamı biraz anlatayım.
Öncelikle buradakilerin çok büyük bir çoğunluğu, Lydia ve ben hariç herkes, Dünya'daki ölüm nedeni yüzünden Dünya'ya dönüp intikam almak isteyen insanlardı. Bu yüzden aşırı bir hırs ve kıskançlık dalgası etrafta kol gezerdi.
Şimdi diyeceksiniz ki sende de yok muydu şu hırs? Vardı evet. Ama benim hırsım Dünya'ya olan merakım ve babama olan sadıklığım ile alakalı idi. Onlar tamamen işin intikam kısmındaydı.
Ayrıca burada kimse bir başkası için sevinmezdi, Lydia'yı bu konu dışında tutuyorum çünkü onun buraya nasıl geldiğini anlayan kimse olmamıştı, bunun yanında burada kimse yaptıklarının sonuçlarını düşünmezdi. Sokakta kaos kol gezerdi. Günün her saatinde sokakta sarhoşları görebilirdiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Kızı
Mystery / Thriller"Onları öldürmek zorunda değilsin." Ona döndüm ve gülümsedim. Ama bu mutluluktan çok uzak bir gülümseme idi. "Ama öldürmek istiyorum." BAŞLANGIÇ: 25.01.2017