Dean saçlarını karıştırarak odada birkaç tur attı ve ne diyeceğini bilemeyerek ağzını birkaç kere açıp kapadı.Sam’se devasa boyuttaki defteri kurcalayarak söylediklerime dair bir şeyler arıyordu.Ah lanetler!Eğer bilmediklerini bilseydim asla ağzımı açmazdım!Ama bunu bilmiyor olmaları beni gafil avlamıştı.Yani ne bileyim onların başlangıç seviyesini geçmiş avcılar olduklarını sanıyordum.
Sam elinde ki kitabı defteri bir kenara fırlatarak üstüme yürümeye başladığında elimden geldiğince yatakta gerileyerek
“Go-men-nesai!”* demekten başka bir şey yapamadım.Sam duraksayarak suratında anlamayan bir ifadeyle bana bakmaya başladığın da daha zayıf bir sesle “Özür dilerim” diye çevirdim.Zaten Japonca bileceklerini de pek sanmıyordum.Dean Sam’i bir kenara çekerek yatağın ucuna oturarak sabırla bana baktı.
“Yani sen şimdi diyorsun ki tanrı yok öyle mi?”
Başımı olumsuzca sallayarak zorlukla yutkunarak
“Ben öyle demedim.O uyuyor.”
Sam yüzünde anlamayan bir ifadeyle bana baktığında derin bir nefes vererek “Bakın sorun o değil asıl sorun İblislerin Kaçışı” diyerek olabildiğince ikna edici görünmeye çabaladım ama dikkatlerini toplamaları bayağı bir zaman aldı.
Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından Dean bana dönerek az önce “Tanrı Uyuyor” konuşmasını hiç yapmamışız gibi konuşmaya koyuldu. Her zaman ki gibi dikkati yine çabucak dağılmıştı.Ama Sam henüz merakla parlayan gözlerini benden ayırmaya hevesli değildi, bir cevap bekliyordu ve almadan rahatlamayacaktı.Buna rağmen Dean konuşurken araya girmedi
“Yani ikinci kez kaçıyorlar öylemi”
Olabildiğince sıkılganlığımı saklamaya çalışarak
“Aslında buna tam olarak kaçış diyemeyiz bu daha çok bir…Af.” Bu kulağa daha uygun ve daha doğal geliyordu ama gelin görün ki tüm dünyanın dengesi alt üst olacaktı.Binlerce yaratık özgür kalarak insanları keyiflerine göre katletme işine geri dönecekti.Sam saçlarını karıştırarak yanıma oturdu ve sakin bir sesle
“Buna neden olan şeyi baştan anlatabilir misin ve tabii nasıl durduracağımızla beraber” derin bir nefes alarak
“Bakın bu çok karmaşık bir sistem ama temelde tilkiler var.Artık çok zorlanıyorlar bu hapis ve birdenbire belirme olayında görevliler tilkiler var.Bu “Af” olayı birkaç yüzyıldır tartışılıyordu zaten ve bir isyandan engellemek için hız kazandırıldı…”
Duraksayarak bu kadarını sindirmelerini bekledim ve yeni bilgileri sindirmeye hazır bir hale geldiklerinde devam ettim.
“Ve…henüz nasıl durduracağımı bilmiyorum…”
Dean lafımı tamamlama izin vermeden alaycılığıyla lafımı keserek
“İşte bu harika nasıl durduracağımızı bilmediğimiz bir canavar ordusu çok yakında serbest kalacak.Daha kötü ne olabilir ki!”
Diyerek Sam’ın yarım bıraktığı volta atma rekorunu tamamalamaya koyuldu.İnsanlar…Sabırsız yaratıklar sabırın her daim meyve verdiğini binlerce yıldır öğrenemediler.
“Ama bir kitap var.Eğer onu bulmama yardım ederseniz bunu durdurmanın bir yolunu bulabileceğimi umuyorum” diyerek dikkatlerini tekrar çektim.
Sam içimde buruk bir sancı bırakan şüpeci gözlerini bana sabitleyerek
“İşe yarayacağına nasıl emin olabiliriz ki?”
Omuzlarımı silkerek “Başka şansımız yok.Umut etmek dışında bir şey yapamayız.”