Günlerden cuma en yoğun derslerimin ardından eve gidip dinlenmek çok hoş olabilirdi. Çantamı toparlayıp hızlı adımlarla taksi' ye bindim. Eve gidince yapmak isteyeceğim ilk şey çantamı bir kenara fırlatıp koltuğa yayılmak... on dakika içerisinde eve vardım. Taksi'ye parasını ödeyip indim ve hızla eve girdim. Ardından eve gidince yapacağım ilk şeyi yani çantamı bir kenara fırlatıp koltuğa hücum ettim. Bu rahatlığım pek de uzun sürmedi malesef. Ne vardı beş dakikacık daha dinlenebilseydim? Bir kere de şu kapı çalmasın! Rahatımı bozuk kapıyı açtım ve ev sahibimiz olan david beyle karşılaştım. Şu adama gıcığım. Her dakika, her saniye kapımız da. Bu hiç de hoş bir durum değil. Ama ne yapalım? el mahküm... "Ne istiyorsunuz david bey?" "Evi boşaltmanızı" Duyduğum şey şok geçirmeme neden oldu. "Sebep" "Gürültü..." "Gürültü mü pardon ama david bey asıl biz sizin her saat, het dakika, her saniye gürültünüzü çekiyorız. Peki sesimizi çıkartıyormuyuz? Durun ben cevap veriyim hayır." "Ev benim değil mi arkadaşım? Evet benim. Ee o zaman? Ben çıkın diyorsam çıkıcaksınız." "Aa adama bak nemrut yüzlü, küstah şey işte ne olucak?" "Lütfen lydia hanım. Sizi terbiyeye davet ediyorum" "Ben şimdi seni bir yere davet ederim görürsün gününü. Aman neyse ne. Al evini başına çal. Bir hafta içinde evi boşaltıyoruz." "Hah şöyle..." Adamı umursamadan kapıyı yüzüne kapattım. Öyleye böyle. Ee ne yapıcaz biz şimdi? Off of bir de bu çıktı başımıza. Hemen daisy'i aramalıyım. "Alo daisy" " Efendim lydia?" Çok kötü bir şey oldu." "Ne, ne oldu??" "Ev sahibi..." "Yine ne dedi o zır deli?" "Evi boşaltmamızı istedi." "Aa derdi neymiş?" "Güya gürültü yapıyormuşuz. Asıl biz kendisinin her saat, her dakika, her saniye gürültüsünü çekiyoruz. Ama beyfendi dinlemiyor bile." "Desene extra masrafa giricez" "Malesef " " Neyse artık yapacak bir şey yok. Ben şimdi çıkıp geliyorum. Konuşuruz tamam mı?" "Tamam bekliyorum" Bari daisy gelene dek dinlenmeme devam ediyim.
On beş dakika içerisin de daisy evde oldu. "Eveet şimdi ne yapıyoruz biliyormusun lydia?" "Hayır. Ne yapıyoruz?" "Yeni ev armaya gidicez ve ben o kendini beğenmiş david beyin haddini bildirmeye gidicem." "Hayır sakın. Saçmalama lütfen. Eline hiç bir şey geçmiyecek bu yaptığın şey yüzünden adam bizi bir hafta içinde değil yarın kapıya koyar valla. Benden söylemesi." "Sen de haklısın. Off of bir insan, bir insana bunu yapar mı?" "Kendisi insan ol olmadığı için böyle bir şey yapabilir." "Aynen. Neyse ya hadi kalk emlak ofisine gidelim de ve arayalım. Bir hafta içinde evi anca boşaltırız." "Of ya ben dinlenecektim." "Hop hop dinlenmek minlenmek yok. Hava da bulut sen dinlenmeyi unut canım. " "Öyle oldu zaten. Neyse hadi çıkalım bari."
Evden çıktık ve emlak ofisinin yolunu tuttuk. Biraz uzak mesafe olmasına rağmen yol çok çabuk geçti. Ve ben hemen emlakçı ile konuşmaya başladım. "Merhaba biz kiralık ev bakmaya gelmiştik. Eliniz de uygun evler var mı acaba?" "Tabii ki bir iki tane var. İsterseniz hemen gezmeye başlayalım." Daisy hemen atladı. "Tabii tabii hiç vakit kaybetmeyelim. Hemen çıkalım." Ofisten çıktık ve emlakçının bahsettiği evlerden birine geldik. Ev inanılmaz güzel. "Hişt daisy nasıl buldun evi?" "Tek kelimeyle efsane." "Dimi ya" "şey tomy bey bu evin kirası ne kadar acaba. Öğrenebilirmiyiz?" "1.500 civarında." "Neee?? Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" "Ama lydia hanım bu ev için bu fiyat gayet uygun." "Hiç de uygun değil efendim. Biz başka eve baksak iyi olur." "Pekâla. Siz bilirsiniz."*********
Tomy beyin göstereceği son eve de geldik. Bu evde son derece de güzel bir ev. Umarım fiyatı da güzeldir. " "Evet lydia hanım ve daisy hanım bu evi nasıl buldunuz?" Güzel dedik aynan da . "Şeyy peki bu evin kiras..." "merak etmeyin daisy hanım size karşı bir şeyler yaprız." "Yapmış halinizle ne kadar?" "800" "lydia bu bence gayet uygun david beyin evi bile 1.200 tl " "Haklısın lydia bu evi tutalım." "Tutuyormusunuz?" "Evet tutuyoruz." "Oh be ne çabuk oldu." "Anahtarı yarın gelir alırsınız." "Tamam teşekkürler." Emlakçı da gittikten sonra biz de ex evimizin yolunu tuttuk. Eve geldiğimiz de kalkıp eşyalarımızı toparlamaya başladık.
Öncelikle çıkıp birkaç tane koli ve gazate aldık ve eve gelip aksesuarları ve kırılıcak olan eşyaları gazateleyip kolinin içine yeleştirdik. Öyle yorulmuşuz ki artık kolumuzu kıpırdatıcak takatimiz kalmamıştı. Biz de son işlerimizi yapıp kendimizi yatağa attık. Sonrası derin bir uyku...
Sabah uyanır uyanmaz kalan işlerimize devam ettik. Daha bir sürü işimiz var dı. Önce bir nakliye firmasıyla anlaşıp bize bir kamyon ayarlamalırını isteyecektik sonra yeni evi yerleştirmesi var. Yeni eşyalar falan da alınması gerekiyor. Aslında bunları yapmak için daha 6 günümüz var. Ama bu nemrut yüzlü adamın evin den ne kadar çabuk çıksak kâr dır. Bir an da kapı çaldı. Ev o kadar sessizdi ki korku dan sıçradık. Daisy hemen kapıyı açtı. Bir de baktık ki karşımız da david bey... "Yine ne istiyorsunuz david bey?" "Ben düşündüm de sizi evden yarın çıkarmaya karar verdim." "Ne? Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Biz yarına kadar nasıl bu evi boşaltalım?" "O sizin sorununuz." "Sizin beyniniz de bir problem mi var? Ama pardonn olmayan şeyde problem olmaz değil mi? Yani sizlik bir durum yok bu tamamen bizim hatamız sizin gibi dengesiz insanın evini kiraladığımız için hata bizim." "Lütfen haddinizi bilin! Kendinize gelin. Böyle olması gerekiyor, böyle de olucak Nokta." "Tamam david bey. Sizin dediğiniz gibi yarın evi boşaltıcaz. Şimdi gülmeye gülmeye gidin!" "Tamam iyi günler." "Size de kötü günler." Deyip kapıyı suratına kapadım. Bu adam insanı zor durum da bırakmaktan zevk alıyor galiba. E tabii insan deli olunca böyle oluyor. Acaba Allah akıl ve beyin dağıtırken neredeymiş. Aman neyse... " "Lydiaaa kim geldi?" "David bey." "Off yine ne istiyor?" "Evi yarın boşaltıcakmışız." "Nee? Ne dediğini farkında mı? biz bu evi bir gün de nasıl boşaltalım?" "Ben de öyle söyledim ama o sizin sorununuz dedi. Ben de sizin beyniniz de problem mi var? Ama pardonn olmayan şeyde problem olmaz. Yani sizlik bir durum yok. Bu tamamen bizim hatamız. Sizin gibi dengesiz bir insanın evini kiraladığımız için hata biz de dedim." "Oo lafı gediğine koymuşsun." "Hee ne demezsin? Bence çok konuşmayalım da evi toplamaya devam edelim. Önce ben bi nakliye aracı bulmaya çalışıyım sonra gelirim tamam mı?" "Tamam" Ev den çıktım ve nakliye aracı bulmaya başladım. "Acaba lydia dan habersiz şu david beyin haddini bildirsem mi? Yok ya şimdi lydia öğrenir parçalar beni. Of ya bunca işi nasıl halledicez bir günde?***********
"Kaç saat oldu. Acaba lydia bir kamyon bulabildi mi? çok şükür geldi. Hemen kapıyı açtım. Lydia bulabildin mi kamyon?"
"Evet yarın kamyon 12:00'da gelicek sonra da..." "bu huysuz adamın evin den çıkıcaz. Öyle diycektin değil mi?" "Evet." Diyip ikimiz de kahkahalara boğulduk. Sonra da evi toparlamaya devam ettik.
Uzun bir uğraştan sonra çok şükür işimiz bitti. Sonra da yatıp derin bir uykuya daldık.********
Kalktığımız da saat 11:30 du. Kamyonun gelmesine yarım saat var. Biz de kalktık ve bir şeyler atıştırdık. Sonra kamyon geldi. Adamlar da eşyaları kamyona yerleştirip yeni eve doğru yol aldılar. Biz de taksi'ye binip yol aldık. Yarım saatin sonun da yeni evimize vardık.
Yeni evimizin kapıları ardına kadar açıktı. Yeni eve yeni başlangıç...Evet arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. 1. Bölüm tam 1125 kelime den oluşuyor. Lütfen beğendiyseniz oy verin. :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Musallat: İkizlerin Ruhu
HorrorYeni ev, yeni hayat derken kendimi karanlığın fısıltısında buldum. bir takım fısıltılar, ne olduğunu çözemediğim tuhaf izler... yeni taşındığım evim de sanki bir boşluktaydım...