Bi anda heryeri polisler sardı. Nasıl oldu anlamadım. Adam polisleri görür görmez kaçmaya başladı. Kaçmaya çalışırken telefonu düşürünce görüntü gitti. En iyisi karakola gidip olan biten herşeyi öğrenmek.
30 dakika sonra...
Hemen bir karakola gidip bir komiser ile konuşmaya başladım.
"Merhaba. Ben kaybolan kız daisy'nin arkadaşıyım."
"Ha evet O hangi bugün gelmişti. Bugün bulunmuş 10-15 dakika içerisinde burada olur."
"Peki burada bekleyebilirim değil mi?"
"Tabii"
1 saat sonra...
Şu an daisy ile evdeyiz. Çok şükür sağ salim eve vardık.
"Lydia"
"Efendim"
"Ben ingiltereye gideceğim."
"Ne? Neden?"
"Bu olanlardan sonra burada duramam en iyisi gitmek çünkü korkuyorum."
"Sende haklısın ama yine de gitme gayret et korkunu yenmeye çalış."
"Yok ben kesin kararlıyım gideceğim."
"Tamam ama söz ver arada sırada geleceksin."
"Söz" dedi gülerek
1 hafta sonra...
Şu an havaalanındayız 5 dakika sonra daisy ucağa binecek ve ben onu uzun bir süre göremeyeceğim.
"Lydia"
"Efendim"
"Daha fazla üzülmene gerek yok. Dedim ya arada geleceğim."
"Söz ver"
"Söz"
"Hadi artık sen git bak uçak kalkacak şimdi. Hosçakal"
"Hoşçakal"
Uçakta kalktı. Artık Bu yolda yalnızım. Şimdi ne yapacağım Ben? Gerçi tabii ki ilk işim yeni bir eve taşınmak"
***************
Evi toparlamaya başladım bile. Ama daha işin yarısına bile gelemedim. Şimdi daisy olsaydı çoktan işi yarılamıştık bile. Ben bu evi daisy'siz 1 bir hafta da anca toparlarım. Bide okula gidip gelmek falan da var. En iyisi uyuyayım. Yarın okuldan döndükten sonra işlere kaldığım yerden devam ederim. Odama çıkıp tam yatağa uzanacakken şifonyerin aynasında kara kalemle yazılmış yazı dikkatimi çekti. Aynada
"Buradan taşınsan bile bizden kurtulamayacaksın." Yazıyordu. Bu ne şimdi ya inceden inceye tırsmaya başladım.
Daha fazla bu evde duramayacağım. Bu şeylere inanıp hayatımı cehenneme çevirmeyi istemiyorum. Ama elimde değil. Of ya neyse ne bu şekilde yaşamımı kabusa geçiremem en iyisi ben bu gece otelde kalayım. Evden çıktım ve hızlı adımlarla taksi aramaya başladım. Yaklaşık yarım saat taksi bekledim. Sonunda geldi."İyi aksamalar. Beni en yakın pansiyona götürürmüsünüz?" Öğrenci olunca pansiyona mahkum oluyoruz tabii.
"Tamam" dedi 5 dakika içinde pansiyona vardık. Bende resepsiyonda ki adama
"Bana bir oda verebilir misiniz?"
"Tamam buyrun anahtarları. Ücret 50 TL" Gayet uygun bir ücretmiş aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Musallat: İkizlerin Ruhu
HorrorYeni ev, yeni hayat derken kendimi karanlığın fısıltısında buldum. bir takım fısıltılar, ne olduğunu çözemediğim tuhaf izler... yeni taşındığım evim de sanki bir boşluktaydım...