DERİN'DEN
Eve girdiğimde serciyi koltuğa yatırdım ve yukarıdakı odalara bakmak için merdivenlere yöneldim. Kendı odamı bulduğumda içeri girip üstümü çıkardım. Yatağın kenarında düşmek üzere olan ceketimden sigara pakedimi çıkarıp önüme koydum. Sağ bacağımı uzatıp eskı sıgara yanıklarına baktım. Sigaramı yakıp içmeye başladım. Omzuma dokunan el ile kafamı yana çevirdim. "anne?" annem yatağın kenarına oturmuş bana bakıyordu. "bir kişi daha öldürdüm anne" bana sadece gülümsüyor cevap vermiyordu. " konuşmıycakmısın" gözlerim dolmuştu "konuş benimle " elimle boynumu sıkıp birazda olsa nefes almaya çalıştım. "ben kötü değilim anne " sigaramdan derin bir nefes alıp devam ettim "ben kötü olmak istemedim " "beni kötü olmaya onlar zorluyor anne" "ben kalkmaya çalıştıkça onlar benı siyaha boyuyor anne" sesizce fısıldıyordum. sanki birinin duymasından korkarcasına. "beni siyaha boyuyorlar ve sonra neden siyahsın diyorlar anne" elimdeki sigarayı bacağıma basıp gözlerimi kapadım. gözlerim hala kapalıyken konuşmaya devam ettim " gittin demi anne " "gözlerimi açacağım ve orda olmıycaksın" gözlerimi araladığımda orda değildi. " gine gittin " "sende beni siyaha boyuyorsun" "bu siyah çok derin anne " hıçkırarak kafamı bacaklarımın arasına aldığımda "seni çok özledim anne " diye fısıldadım. sanki beni duyuyor gibi. "ben serseri olmak istemedim anne " "beni zorladılar" gözlerimi yavaş yavaş kapatırken çarşafın içine iyice gömülmüştüm.
SERCİ'DEN
Boynumdaki acıyla gözlerimi araladım. Karşımdaki büyük camda gözüken manzara bedenimi gevşetirken nolduğunu anlamaya çalışıyordum. "nerdeyim ben" ınleyip etrafa bakınmaya devam ettim. Çıkış kapısına ilerlediğimde kapı kitliydi. o büyük cam dışında diğer camlarda demir vardı ve balkon yoktu evin öbür tarafında meşe ağcından döşenmiş değişik şekliyle şık duran merdivenlere baktım. Yavaşça ilerlerken ilk bakışta buranın merdiven olduğunu anlamanın zor olduğunu düşündüm. Merdiven basamaklarını tek tek çıktıktan sonra yukardakı uzun koridora döşenmiş oda kapılarına bakmaya başladım. Yavaş yavaş ilerlerken ilk odaya girdim. Oda mavinin her tonuyla döşenmiş ve büyük yatağa jilet gibi serilmiş bembeyaz çarşaf dikkat dağıtıcıydı. odanın kenarından açılan kapı en az oda kadar büyük bir giyinme odası ve odada mavi tonlarında kotlar gömlekler elbiseler ayakkabıler her şey vardı. Odadan çıkarken karşıdakı odaya baktım ve yatağın etrafından dolanarak yavaşça ilerledim. kapıyı açmamla gözlerimin ışıldadığına yemin edebilirim. Karşımda dağların arasındaki göle bakan ful cam duvar. Cam duvara bakan iri bir jakuzi. jakuzinin arkasına ve yan duvarlarına döşenen orman gösterimli 3boyutlu duvar kağıdı ve tavana döşenen yenı açılan hava görselli bir asma tavan. Kafamı birkaç defa sağa ve sola sallayıp odadan çıktım. Girdiğim odanın tam karşısındakı odaya girdiğimde bu oda aynı mavi oda gibi yeşilin her tonuyla süslenmiş ve iri yatağa gerilen beyaz çarşafla aynı güzellikteydi. Diper oda gibi buranında büyük bir giyinme odası ve giyinme odasında yeşil tonlarında kıyafet ve ayakkabılar. Diğer odada olduğu gibi bununda yatağın öbür tarafında banyo olarak tahmin ettiğim odaya ilerledim. Kapıyı açmamla diğer odada yaşadığım şoku tekrar yaşadım. Yer yeşil fayansla döşenmiş ve çim gibi duruyordu. karşıdakı cam gine boydan boya açık ve koyu yeşil bir ormanı gösteriyordu. Burda küvet yoktu. kafamı kaldırdığımda yukarıya hizayla dizilen duş başlıkları ve yan duvarlara döşenen yeşil orman duvar kağıtlarıyla sanki suyu açtığımda ysgmurlu bır havada ormanda olacakmışım gibi bir his kapıldı içime. biraz rahatlasamda bu odadan da çıkmaya karar verdim. Odanın yanındaki odaya girdiğimde artık şaşırmamaya başladım. bu oda diğer gördüğüm odalar gibi sarının her tonuyla döşenmişti. soyunma odasıda sarı kıyafetlerle kaplıyken içimde bir huzur oluştu ve hızla banyoya ilerledim. Tavana gerilen güneş şeklindeki asma tavan ve yan duvarlara kumsalı hatırlaran 3 boyutlu duvar kağıdı ve karşımda tam gölü gören bir pencere. bu odadanda çıkıp artık sadece diğer odaların kapılarını açmakla yetındım. Korıdorda 8 kapı vardı. 4.oda kırmızıyla döşenmişti. 5.mor ile. 6.odaya girdiğimde bembeyaz bir oda gördüm. 7. oda yesıl ve koyu mavının karışımıydı. Son oda tam karşımdaydı. Yavaşça kapıyı açtım. Yatak tam karşımdaydı. yatağın içinde sırtı bana dönük bir şekilde yatan biri vardı. bu beni kurtaran adam olmalıydı. bır erkeğe göre bedeni oldukça şekilliydi. yavaşça yanına yaklaştığımda. dağılmış sarı saçlarının arasında gizlenen ufak burnuyla ağızı ve akmış göz makyajına şaşırmıştım. Erkek değil bir kadınmış. Yüzünü incelerken bedenındeki dövmeleri incelemeye başladım. yatağın kenarından hafifçe uzaklaşıcakken birden kolumdan tuttu çığlık atmama ramak kalmıştı. beni usulca yanına çekip boynuma gömüldü "gitme anne lütfen" diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. Oha oha çıplak mı bu ya. bana iyice sarılmış ve ufak görünsede beni oldukça sıkı bir şekilde sarmalamıştı. Ne kokuyor bu ben ben bu kokuyu tanıyorum. Sert acı bir kahve. sanki yeni çekilmiş sanki taptaze. kaşlarımı çatıp biraz daha derin nefes aldım. "Tamam uyuyalım o zaman "diye mırıldanıp bedenimdeki yorgunlukla gözlerimi kapadım. Umarım iyi gelirsin bana kahve kokan kadın.
Çok fazla mesaj vardı geneli yb yb diye işte yazıyım dedim nasıl gidiyor bilmiyorum. bazen darılıyosunuz yazmıyosun diye inanın bana çok girmiyorum yazmamıyorum da yani öyle seviyorum sizi kendınıze iyi bakın