Serseri kadınım 5.

92.1K 565 43
                                    

DERİN'DEN

Gözlerimi açtığımda odanın soğuğu yorganın dışında kalmış olan bacaklarımı naif naif ıssırıyordu. Biraz rahatlamaya çalışırken aklıma ufak oyuncağım geldi "ahh başımın belası donarak ölmemişsindir umarım " yataktan çıkmamla koşmaya başladım merdivenlerden hızla inip onu bıraktığım koltuğa gözlerimi diktim. Sıcak hava bedenimi gevşetiyordu. Şömineye baktığımda yandığını gördüm. battaniye katlanmış ve masada biraz kahvaltılıklar vardı. Evin her yerine gözlerimle savaş açmışcasına bakıyordum. kapıyı zorlamış. camların kılıtlerını yıpratmıştı. gölü gösteren büyük cama doğru yaklaştım. dün film izlerken perdeyi kapatmıştım. ama şimdi camda perdede açıktı. Saçlarını arkadan örmüş gölün önünde bekliyordu. Üstündeki kürkü yavaşça çıkarırken giydiği tulumun içine ten rengi uzun kollusu gayet hoş duruyordu. kürk yeri boyladığında ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. giydiği tulumun askıları da arkadan salandığında tulum bedenınden sıyrılmıştı. alt tarafımda anlam veremediğim bır sızının ardından gelen ıslaklık bedenime elektirik veriyordu. karşımda yapışan uzun kollusu ve ufak kilotuyla duruyordu. onunla oynamaya başlamam gerektiğini kendime hatırlatırken gölün içine birkaç adım attı. omzunda hafif hafif sarsınışlar görmemle sağ elindeki siyahlığa diktim. siktir! gözlerimi dehşetle şöminenin yanında durması gereken silahıma baktım. orda değildi. serciye baktığımda üstünseki son kumaşıda çıkarıp silahı kafasına hızaladı. beynımden vurulmuşa döndüm. koşmaya başladım. yer sankı ayaklarımın altından kayıyordu "YAPMA" bağırmamla yanına ulaşmış elindeki silahı kendıme doğru çekmeye çalışıyordum. Alışkın olduğum silah sesi kulaklarımda yankılanırken silah yere düştü. sercinin yüzünü avuçlarımın içine alıp incelemeye başladım "iyisin" bedenine bakıyordum. "bişeyin yok" onun iyi olduğuna emin olduğumda bacaklarım artık bedenımı taşıyamaz oldu. "eve git" suya bedenım yığılırken onu onaylar bir şekilde baktım "hemen" eve doğru koşarken bedenimin yarısı gölün içinde kalacak şekilde yere yatmıştım. kollarımı iki yanıma açıp gölün hafif dalgalanışını hissetmeye çalıştım. karın boşluğumdaki sızı gittikçe artıyordu. kafamı kaldırıp ona baktığımda büyük camın kenarına saklanmış beni izliyordu. sesimin çıkabıleceğine inanıp bağırmaya çalıştım "Serci bıçak" dudaklarıma bakarken koşarak mutfağa gitti. tekrar geldiğinde elin biraz sıcak su ve bıcak vardı. "mutfakta ilk yardım seti olmalı" kafasıyla benı onaylarken tekrar eve doğru koşmaya başladı. gözlerim emirlerime uymuyor yavaş yavaş kapanıyordu sıcak suyu kurşunun girdiği yere döktüm. kanlar süzülürken üstümdeki tşörtü yırttım. baş parmağım ve işaret parmağıma etimi gergin tutmaya çalışırken serci geri geliyordu. "burayı böylece tut oyuncak " ellerı titreyerek dediğim yeri tuttuğunda bıçağın ucunu deliğe soktum. "ba-" hıçkırarak konuşmaya çalışıyordu  "bana ver" bıcağı elimden elip kafamı geriye doğru bastırdı etimde hissettiğim o yırtılmayla gözlerimi daha fazla açık tutamadım.

SERCİ'DEN

"bana ver" elinden bıçağı alırken onu yavaşça yatırıp öğrendiğim birkaç şeyi yapmaya çalıştım. yarayı biraz genişletmem lazımdı ona bunu ben yapmıştım. o, o benı kaçırsada benı kurtarmıştı.  daha ismini bile bilmiyordum. yapma diye bağrışı beynımde yankılanıyordu. derin bir nefes alıp bıcakla yaranın kenarlarına bastırmaya başladım. gözlerine baktığımda kapanmıştı. ellerım titriyordu. yarayı iyice genşlettiğimde titreyerek ilk yardım çantasını açtım. içinden gereklı malzemelerı cıkarıp kurşunu tutuğumda bedeni şoka girmişti. titriyordu ağlamamı durduramıyordum. " benımle kal " bağırmaya başlamıştım. gitmemeliydi. burda tek başıma kafayı yerdım. tek hamlede kurşunu çıkarıp kenara fırlattım. dikemezdim. "yapamam" "yapamamm" kanıyan yere avcuma doldurduğum ıslak toprağı bastırdım. küçükken  babamla ava gittiğimizde o böyle yapardı. kollarından tutup onu sürüklemeye başladım. o beni kolayca taşısada ben onun kadar güçlü değildim. gölden çıkarttığım bedenıne zor bela etrafına sargıları sarmıştım." hadi serci" "yapabilirsin" kendı kendıme konusurken tek kolumu bacaklarının altına tek kolumuda kolların altına sokup derin bir nefes aldım. yavaşça kalkarken o kadar da ağır olmadığını düşündüm. eve kadar zor bela taşıdığım bedenıni hızla dün uyuduğum koltuga yatırdım. üstünü değiştirmeliydim. düşmiyeceğinden emin olduğumda koşarak odasına gittim. soyunma odasına girdiğimde duvarda asılı kırbaçlar ve bırkaç sex aleti beni şoka soksada hızla bir eşofman ve kilot alıp aşağı koştum. koltuğun yanına zor da olsa diğer koltuğu çektim. alt tarafındaki ıslak eşofmanını çıkardım.altındaki kilotuda çıkardığımda nefesim kesildi "sakın ol serci sakın ol " ah duruyla özel dönemimiz yüzünden bir haftadır cinselliğe girememiştik ve üstüne bu salak olaylar. birikmiştim. ufak ve bembeyaz vajınasına bakmayı bırakıp kilotunu giydirdim eşofmanıda giydirip. onu ıslak taraftan kuru tarafa doğru çektim. üstüne beyaz bi çarşaf örtüp mutfağa doğru  ilerledim. biraz sıcak su alıp ayaklarına ve alnına ufak bir bez yardımıyla koydum. içeri soğumuştu. büyük camı kumandaya basarak kapattım. şömineye baktığımda sönmek üzereydi.  şömineye bolca odun koyup yanması için uğraştım. sonunda yanmıştı. başıma ağrılar giriyordu. onun için birleştirdiğim kanepede yanındakı boşluğa yavaşça uzandım kolumu kafamın altına alıp onu yan profilinden seyretmeye başladım. duruyu özlemiştim. kim bilir ne haldeydi. gözlerim tekrar dolmuştu. ufak ve yapılı burnu. hafif pembe dudakları. beyaz tenine özenle yerleştirilmiş gibiydi. ıslanmış saçları yüzüne düşmüş. alnındakı bezden damlayan su yüzü boyunca ilerleyip göğüsüne  kadar akıyordu. üzerine örttüğüm çarşafı  hafifçe açıp. benı yanına ilk çektiği gün gördüğüm ufaklıklarına baktım. sanki bembeyaz bir karın uzerine iki ahududu konmuş gibi. beyaz teninde kabaran iki toz pembe uçları ağzımı sulandırmıştı. ne büyük nede ufaklardı tam ölçülü. yüzümü yavaşça yaklaştırıp derin bir nefes aldım. burnumu dolduran yoğun kahve kokusu geri çekilmeme yol açtı. bir insan nasıl kahve kokar. göğüslerini beynime fotoğraflarken üzerini tekrar  örttüm. onu yandan izlerken gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. "gitme tamam mı" "oyuncağınla kal" kendi kendime mırıldanırken uykunun benım için araladığı boşluğa bıraktım kendimi. belki hayal belki gerçek. ayıramadığım ufak ve buğlu bir ses uykuya dalmama yol açan son şeydi " gitmiyeceğim oyuncak " her soluğumda soluğuma kazınan kahve kokusuyla gerçek hayattan koptum.

Serseri Kadınım (GxG) (+18) (LEZBİYEN) (LGBT)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin