2

207 26 3
                                    

Onu düşünmeyi bırakmam gerekiyor. Onu sevmeyi bırakmam gerekiyor. Biliyorum 6. Sınıfta olan birisi aşkı nerden bilebilir ki ? Ama ben biliyorum, o filmlerdeki gibi her şey mükemmel olamıyor. Aşkı ben hayal kırıklıkalarımla yaşadım, mutluluğum hiç olmadı aşk konusunda. Ne zaman azıcık mutlu hissetsem arkasından bi oyun, bi yalan çıktı. Bıktım bu aşktan, bu aşk oyunundan. Aşk gerçekten var mı? Aşk insanı mutlu mu ediyor? Gerçekten bilmiyorum. Aşka olan, mutluluğa olan inancımı kaybettim onun sayesinde. Gerçekten çok teşekkür ediyorum. Oyunları için.
Her şey sanki bi yalan, bi oyun gibi. Hayat da zaten bi oyun değil mi? Tanrının bizi sınadığı bi oyun. Ölmek için yaşıyoruz hergün. Gün geliyor, umut ediyorum her şeyin geçeceğine. Ama ne umut ne de her hangi bir şey onu bana geri döndüremez ki her şeyden emin olmayan biri olarak bu konudan eminim. Umut sadece hayal kırıklığı verir. Unutmak ise her şeyi verir size mutluluğu verir. O aradaki bir harf bile dünyanızı değiştirebiliyor. Örneğin intiharlar umut edenlerin sonu. Umut etmeyin. Umudunuzun bittiği an hayatınız bitiyor. En iyisi siktir etmek. Ama bunu başarmak kolay mı? Tabiki değil.  Bende yapamadığım için tüm hayatım boka dönüştü. Her günüm öldü. Yaşamak zorundayız ama gerçekten yaşıyor muyuz bunu bilmiyorum. Evet ben belki herkes gibi kolay yolu seçip sigaraya yada alkole başlamadım. Çikolatalı süt ve bir kaç şarkı yetti mesela bana. Benim hikayem herkesinkinden basit miydi peki? Hiç sanmıyorum. Ben aşkı en ufak ayrıntısına kadar yaşadım. Tabi mutlu olmadan. Her gülüşüm içimde parçalanan yaralarımdı. Ben ağladığımı kimseye göstermedim. Gösteremedim. İçimde attım hep. Yatağıma yattığımda ağladım. Kimse beni görmediği o zamanlar. Belki de bu yüzden sabahları kızarmış gözlerle okula gidiyordum. Belki de bu da hayatın bana "ÖHAHEHAHA" deme şekliydi. Acaba o da beni düşünüyor mu, keşke düşünseydi. Her şey üstüme mi geliyordu, Yoksa bana mı öyle geliyordu? Herkes benden nefret mi ediyordu, Yoksa bana mı öyle geliyordu? Kafamda çok soru vardı ama hiç birinde kesin bi sonuç yoktu. Bu neydi aşk mı acı mı çocuk oyunu mu? Gerçekten bilmiyordum. Evet, onun yokluğunda yüz çevirdim aşka. Tek bildiğim buydu. Hem onu düşünmemem gerekiyordu değil mi, ama elimde değil işte aklıma hep o ilk sohbetimiz, onu ilk görüşüm ilk gülümsemesi geliyordu. Gülerken sanki dünyam sarsılıyordu. İlk görüşte aşka inanır mısınız? Ben inanıyorum... sanırım. Biliyorum, bana karşı bi şey hissetmiyordu. Bu her aklıma gelişinde içimde bi şeyler parçalanıyor. Kalbim duracakmış gibime geliyor. Keşke onu hiç tanımasaydım. Ama olan olmuştu. Ve benim hayatım da sürekli keşkelerle geçiyordu. Ne kadar acı bişey. Ama yapacağım bir şey yoktu. Tek yaptığım kendimi üzmekti.
Artık dayanamıyordum. Onunla konuşmam gerekiyordu. Beni engellediği için, yeni bi hesap açıp ona mesaj attım. Evet belki de bu hayatımın en kötü hatasıydı. Çok geçmeden mesajıma cevap verdi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Konuştuk bi süre. Ve daha fazla dayanamayıp onu sevdiğimi söyledim. Ne olacaksa olsun artık diye düşündüm. Ama sandığım gibi olmadı. Benimle dalga geçti. Bu da yetmez gibi tüm okula yaydı. Evet bunu yaptı. Böyle şerefsizlik yaptı. Ama ben bir şey yapamadım.  Onu seviyordum çünkü. Onu sevmek ölümse ben ölmeyi seçmiştim. Evet buna rağmen gittim hala onu sevmeye devam ettim. Özür dilerim benim güzel hayatım, güzel hayallerim dayanamıyorum onsuz. Onu sevdiğime artık emindim. Ama buna değer mi işte o karakter meselesiydi. Ama onda karakter yoktu bile işte adı tam anlamıyla karakter yoksunu biriydi. İstemediğim halde onu seviyordum belki de aşk en çok beni böyle vurdu. Unutamadığım biriydi. Sevsem de sevmesem onu unutamazdım.  İşte bundan emindim.

Üç Asır'ın Canı CehennemeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin