11..Yakınlaşmalar

6 4 0
                                    

Azra'dan

Hazırlanmış Savaş'ın dışarı çıkmasını ve bir an önce üvey babamın yanına gitmesini bekliyordum. Bir an önce intikamımı almak istiyordum. Annem için.

Kapı sesi geldiğinde Savaş'ın çıktığını anlamıştım. Arabanın anahtarını alıp hemen dışarı çıktım. Rüya ve Lara'ya gözükmeden arabaya bindim. Savaş'ın gittiği yöne doğru ilerledim. Az kaldı annem kanın yerde kalmayacak. O it ölecek...

Bir deponun önünde durunca bende biraz geride durup içeri girmesini bekledim. Yan koltukta duran silahı alıp belime taktım. Derin bir nefes alıp arabadan indim. Depoya doğru ilerledim. Büyük kapısına gelince aralıktan içeri baktım. Üç kişilerdi. Savaş ve yanında iki kişi daha vardı. Silahı elime alıp içeri girdim. Adamların ikisi beni görmüştü ama Savaş hala görmemişti çünkü arkası dönüktü. Adamlar silahları çoktan bana doğrultmuşlardı.

Savaş arkasını dönüp beni görünce adamlara işaret verdi ve silahları indirmelerini sağladı. Yanıma yaklaşıp " senin burada ne işin var?" diye sordu. Savaşı umursamadan yüzü kanlar içinde kalan üvey babamın yanına yaklaştım.

Yere bakan kafasını tutup bana bakmasını için kaldırdım. Bana bakıp gülümsedi. " Kızım beni kurtarmaya mı geldin? "

Ben de ona gülümseyip başımı aşağı yukarı salladım. "Evet seni kurtarmaya geldim. Sonuçta bu hayat senin için zehir olmalı ve ben seni öldürüp bu hayattan kurtaracağım." Yavaşça yüzündeki gülümseme yok oldu ve gözlerine korku yerleştirdi.

Kolum tutulunca tutan kişiye baktım Savaş'tı. Bir yerden de çıkma be çikolata. Gözlerime bakıp ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. Annemden biliyorum o da hep böyle bakardı.

Kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Adamların bizi duyamayacağı bir yere gelince "sen ne yapmaya çalışıyorsun azrail?"

Savaş'a 'onu öldürmek istiyorum ' desem bana izin vermezdi. Uysal olup kendimi acındırırsam o piçin yanına gitmeme izin verirdi.

"Batın'ın söyledikleri doğru mu onu öğrenmek istiyorum. Ya nolur sadece konuşucam." deyip annemden bir şey istediğim zaman baktığım gibi baktım. Ne zaman böyle baksam annem izin verirdi. Savaş'ın da izin vermesini umuyordum. Beklediğim gibi oldu ve Savaş yenilgiyle başını salladı. Ben de zaman kaybetmeden hemen üvey babamın yanına gittim.

Başı yine aşağı bakıyordu. Bu sefrr saçlarını tutup bana bakmasını sağladım. Yüzü kanlar içinde olsa da bu beni tatmin etmiyordu. Daha fazlasını istiyordum. Mesela ölmesini. Yüzüne tokat atınca başı sağ tarafa döndü. Pişkince gülüp bana bakınca sinirlendim ve yüzüne ardı ardına yumruk atmaya başladım. Tekrar kolumun tutulmasıyla sinirle arkamı döndüm.

"Ne var ne?" diye bağırınca kollarını belime sarıp "sen bana bağırdın mı? " diye sordu. Ben onun bana sarılmasına şaşırmışken ellerini belimin aşağısına kaldırmaya başladı. Silaha dokununca durup gözlerime baktı.

" Bu ne azrail?" Gözlerine bu kadar yakından bakmak kalbimin hızlanmasına neden olurken cevap vermem gerektiğini farkettim.

"Lakabımın hakkını veriyorum. Unuttun mu azrail can almakla görevlidir."deyip silahı almasına izin vermeden hızla geri çekildim. Aramızda 5-6 cm vardı. Silahı almak için harekete geçtiğimde elimi tutup bana iyice yaklaştı.

"Evet azrail can alır ama sen sadece benim canımı alabilirsin." dedi. Sonra mırıldanarak "Bana yeni bir hayat sunarak" diye devam ettirdi. Burnunu boynuma sürüp derin bir nefes aldı. Silahı da aldıktan sonra geri çekildi.

SONUN  BAŞLANGICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin