Bölüm 3 - Eflatun

46 9 5
                                    

  Cem GÜRSÜ'nün suratı aniden kızgın bir hal almıştı. Elini silahının olduğu tarafa götürdü. Lakin silahına dokunmadı. Ceketinin altında parlayan simge gibi duran kemerine dokundu. İşte o anda Çağatay ile göz göze geldi. Hafiften ağır abi tavırları ile omzu yukarıda, göğüsü gergin , başı dik bir şekilde hafif hafif ilerlemeye başladı. 

  Her bir adım attığında Çağatay'ın alnından terler boşalıyordu. Cem GÜRSÜ masanın başına geldi. Gözleri hala Çağatay'da elleri masada hafif eğik bir şekilde ''Kim bu ?'' diye Elif'e sordu. Elif ise ''Bilmiyorum bir şey soracakmış herhalde'' dedi.  İmalı gözleri ile adeta ne var dercesine Çağatay'a baktı. 

 Çağatay ise içinden hala korkuyordu. Ama yırttım mı acaba diye düşünüyordu. Hızlı davranmalıydı yoksa bu defa masada ne arıyorsun diye kovalayacaklardı. ''Şe-şey ııııı peçeteyi alabilir miyim ?'' Elif tam cevap verecekken Cem Gürsü lafa atıldı ve ''Al ve çek git buradan'' dedi . Çağatay hemen masanın üzerinde olan peçeteyi eline alarak masadan kalktı.

  Oradan neden bir şey yapmadıklarına hala şaşkındı. Belki de yüzünü görmemişlerdi. Tam bunları düşünürken ona bakıp bıyık altından gülen Tekin'i gördü. Tekin'e doğru bir adım attığı anda uzun masa örtülerinden birisi ayağına takılıp yere düştü. Masanın üzerinde hali hazırda bulunan tüm yiyecek, içecek, çatal, bıçak, kaşık hepside Çağatay'ın üstüne gelmişti.

  Bayağı kilolu, dev gibi bir adam yüksek ve sinirli bir ses tonu ile ''Önüne baksana oğlum. Yoksa o kullanmadığın gözleri yerinden çıkarır masaya koyup dilimlerim haberin olsun. Çağatay içinden ''Aha birken iki oldular şimdi ne halt yiyeceğim ben'' diye düşünürken Tekin ileri gelerek elini kaldırıp '' Ne bağırıyorsun lan ? Ha duymayan mı var '' dedi. Onun bu tavrına karşılık Çağatay yapma dercesine baktı.

  Ama Tekin durmadı. Adama doğru hızlıca koşarak o an ki adrenalin ile resmen kendisinden 2 boy büyük adama zıplayarak kafa attı. O koca adam gerileyerek masanın üzerine düştü. Elini burnuna götürdü. baş parmağına bir kaç damla kan gelmişti. Çok sinirlenerek '' Alın şunları'' diye bağırdı. 

 Bir anda Cem GÜRSÜ'de dahil olmak üzere herkes onlara silah çekti.  Çağatay yerinden güç de olsa kalkmayı başardı. ''Durun! Anlaşabiliriz . Hem bak ne demişler ...'' tam bunları söylerken Cem gürsü hırslı bir şekilde '' Bu yaptığın 2. hataydı. Artık kotan doldu. Kısacası oyun bitti amigo'' dedi. Sonrasında ise Çağatay'a tek bir yumruk salladı. Ve Çağatay kendisini yerde buldu.

 Cem GÜRSÜ'ye doğru hızla gelmekte olan Tekin'e ise az ileri çıkarak ters bir tekme attı. Tekin'in yükselişiyle düşmesi bir olmuştu. Gelen tekme ile yere düşmüştü.

  O sırada ayağa kalkmış olan kilolu dev adam ''Depoya götürün. Eflatun reisin mekanında bize bulaşmak neymiş öğrensinler.'' Sözünün ardından iki adam önce Tekin'i sonra ise Çağatay'ı sürükleyerek. Bir kapıdan geçtikten sonra merdivenlerin önünde onları diz çöktürüp sırtlarından tekme attılar. Bundan sonra Çağatay'ın tek hatırladığı şey arkalarından duyduğu ayak sesleriydi. Merdivenden yuvarlanırken kafasını yere vurmuştu. Bunun içinse bayılmıştı.

 Birden yüzünde soğukluk hissederek uyanmıştı. Su öyle soğuktu ki dudaklarını dahi kıpırdatamıyordu. Gözlerini hafiften açtı. Önce soluna baktı kimse yoktu. Sağına baktığında ise tanımakta güçlük çektiği birisi sandalyede onun gibi bağlıydı. Biraz daha dikkat edince Tekin olduğunu anladı. Önüne baktığında ise Cem Gürsü duruyordu. Hemen arkasında da Tekin'in kafa attığı adam kaşları çatık bir vaziyette bekliyordu.

  Cem Gürsü,Çağatay'ın saçlarından tutarak başını geriye çekti. ''Kimsiniz lan siz ? Ha Eflatun'un mekanında ne arıyorsunuz ? hem sen bizden niye kaçıyordun? Ya da dur daha doğrusu bizi neden izliyordun ? Ulan hadi hepsini geçtim. Elif GREEN'in yanında ne arıyordun lan ? Çanına mı susadın da reisin kızının yanındaydın ? ''

 Çağatay bu soru yağmuruna rağmen kendini toplamış ve şunları söylemişti ''Yok abi kimdir bilmem vallahi bilmem'' Bağırarak '' Burada ne arıyordunuz ?'' Silahını çekerek '' Yoksa Eflatun'un düşmanı mısınız lan siz ?'' Silahı görünce tırsan Çağatay ''Eflatun kim bilmem vallaha bilmem abi. Sadece eğlenmek için geldik. Niyetimiz rahatsızlık vermek değildi'' . Cem dahada sinirlenerek '' Ulan hadi hepsini geçtim. Bizi neden izliyordun ?'' Çağatay '' Abi niye böyle yapıyon tesadüf eseri geçiyodum sadece '' 

  Cem Gürsü biraz geriledi. Sonra iki tokat attı. Kafasını hafif geriye çekip '' Sen devam et '' dedi. Arkadaki dev adam geldi. Kollarını sıyırdı. Tekin'in karşısına geçti. Elini yumruk yapıp geriletti. Tam vuracağı esnada İçerinin kapısı tekmeyle açıldı. Cem hemen silahını oraya doğrulttu. İçlerinden hafif yaşlı, saçları arada beyazlıkları olup geriye taranmış bir adam geldi. ''Hayırdır ? Cem ne oluyor burada ?'' Cem tam konuşacakken '' Kes. Çabuk çöz şunları Sen misafirlere böylemi davranıyorsun?''

   Hemen ellerini çözüp ayağa kaldırdılar. Eflatun denen adam ''İsmin ne ?'' ''Çağatay efendim'' Eflatun'' Babana selam söyle. Eflatun'un selamı var de. Bekliyorum onu hadi şimdi gidin.''  Çağatay hemen ileri adım attı. Tekin ise arkasından.

 Az önce yuvarlandıkları merdivenin önüne geldiler. Çağatay Tekin'e baktı. Tekin ise '' Nasıl vurdum ama '' Çağatay gülerek '' Tabi sonrada vurulduk değil mi ?''  ''Harbiden ya adamlar akrostiş şiir yazar gibi dinlenmeden vurdular ya ! Tabi sen o arada güzellik uykundaydın. '' Çağatay '' Saçmalama sadece gözlerimi dinlendiriyordum. '' Diyerek merdivenlere adım attıkları an Çağatay'ın ayağı burkularak yere düştü. Tekin'' Bizi dövmelerine gerek yoktu ki. Sen kendi kendinin cezasını zaten verirsin. Düz bir yola koysunlar düşmeden ilerleyemezsin zaten kimse yorulmamış olur.  Hadi kalk da gidelim yoksa bir daha gelecekler.'' 

  Çağatay '' Aaa sanırım ayağımı kırmış olabilirim.''  Tekin hemen ayağa kaldırıp koluna girdi. ''Tabi sen sakar ve şanssızdın değil mi ?'' Önce merdivenlerden sonrada onlara bakan insanların arasından dışarı çıktılar. Tekin'' Baksana kanka bir daha kulübe gidelim dediğinde haber ver de önceden bi kendimizi dövelim. Isınmak babında . '' Çağatay ise ''Ya evet Yeminimi bozdurmam'' Sonrasında ise eve doğru ilerlemeye başladılar. 

  Sonunda Çağatay'ın evinin önüne geldiler. Çağatay'ın korkulu rüyası merdivenler ile karşı karşıydılar. Tekin '' Neden gitmiyorsun'' diye sordu. Çağatay'ın konuşmasına fırsat vermeden '' Tamam gel hadi bizim eve yüzün gözün bu halde eve gidemezsin. Hem bak bizim ev boş '' Çağatay ise '' Aklıma bir şey geliyor ama '' Tekin Çağatay'ın koluna girerek. Tekin'in evine doğru ilerlediler...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞANSSIZ ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin