VII. BÖLÜM

5 3 0
                                    


     Yağmur özünde iyi bir kız ama çok değişken bir kişiliğe sahip. Kimi zaman çok özgüveni çok

eğlenceli, hareketli oluyor ama kimi zamanda şu anda olduğu gibi çok içine kapanık, sessiz, tek

tabanca takılan biri. Ama değişken olmayan tek şeyi hiçbirşeyini söylemiyor. Yani söylenesi için çok

uğraşmamız gerekiyor. Ne kadar birşeyinin olmadığını söylesede Cenk için üzüldüğünü anlıyordum.

Acaba Cenk Yağmur'un onu sevdiğini biliyormu? Yok ya bilmiyordur eğer bilseydi kızı rezil ederdi

durmadan suratına vururdu. Acaba telefon numarası var mı Yağmur'da?  Of iyice saçmaladım

nerden bilsin kız. Telefon numarası demişken dün telefonda konuştuğum çocuk sözde bugün

karşıma çıkacaktı ama son dersteyiz kimse ortalıkta görünmüyor.  Bence biri bana oyun oynadı

ama adımı nereden bilecekti ki, bu adımı biliyor! Acaba eski arkadaşlarımın şakasımı? Aklımda çok

çok fazla soru var ama bunlar konumuz değil konu Ateş nerede? Acaba sevgilisi var da sevgilisiyle

buluşmayamı gitti? Allah korusun yaa! Ben böyle düşünmeye devam edersem kafamda şimdi

çocuğuda öldürürüm, en iyisi kitabımı okuyayım.

     Zil çalmıştı herkes sınıftan çıkmıştı. Ve yine ben kalmıştım sınıfta! Alışkanlık oldu bu bende. Çok

geç toparlanıyordum. Çantamı alıp kapıdan çıktım ve kızlar tuvaletine girip şöyle bir baktım.

Saçımı düzeltip elimi yıkadım. Tam kapıdan çıkacaktım ki koridorun sonundaki sınıfların birisinde

ayak sesi duydum. Biraz irkilmiştim korku filmi çekiyorum sanki direk o sesin olduğu yere baktım.

Ama kimse göremedim. Çok yorgundum arkamı dönüp dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda her yer boştu

her yer ağaç ve çalılıklarla doluydu. Okulum ormanın içindeydi ve çok tenha bir yerdeydi. Okulun

çevresinde ne bir ev nede bir market vardı. Okulun dış kapısından çıkıp yokuş aşağı inen yolu takip

ettim. Telefonumun kulaklığını çantamdaki ceketimden çıkarttiğımda yine kör düğüm olmuştu.

Öküzün trene bakktığı gibi kulaklığıma baktım. Allahım iki saat şimdi bunumu açıcam ben diyecektim

ki bir ucunu çektim elimde kendi kendine çözülü verdi. Haksızlık ettik canım kulaklığa! Telefonuma

takıp son ses müzik dinlemeye başladım. Ben yürürken birden ayakkabı bağcığıma basıp öyle bir

sarsıldım ki sanki kantin sırasının (sıra diye birşey yok ama) arasından kurtulmaya çalıştığında

neredeyse yere çakılacakmış hissi verdi bana. Kalbim duracakmış gibi oldum ya çok korktum!

Eğilip spor ayakkabımın bastığım için kirlenmiş olan bağcığını bağlayacaktım ki 'bir el' ağzıma

doğru bir bez bastırdığında çığlık atmaya çalıştım. Nefesimi tuttum ve o bezi koklamamaya çalıştım.

Beni boynumdan tuttuğu için o gerizekâlıyı göremiyordum. Tekme atmaya çalışıyordum ama

beceremiyordum. Artık ağlamaya başlamıştım.Çok korkuyordum. Sert eliyle benim hareketlerimi 

kısıtlıyordu. Daha fazla nefesimi tutamayıp pes ettim. Herşey bitmişti beni öldürecekti. Artık kalbim

diken olmuşcasına içimi parçalıyordu. Artık çırpınmayıda bırakıp son kez derin bir nefes aldım.

ATEŞ DEĞMİŞ HAYALLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin