Dört ders bitmişti ve ben Yağmurlarla iyice kaynaşmıştım. Zil çaldığında dördümüz birden kantine
gitmek için sınıftan çıktığımızda önümüzden o taş gurubu geçtiğinde gözüm sadece Ateş'i aradı.
Nedenini bilmiyorum ama sürekli ona bakma isteği duyuyordum. Ama bir türlü cesaretimi toplayıpta
adam akıllı bakamıyordum. Yani hani derlerya insan sevdiği kişiye baktığında kelebekler uçuşur
benimki tam tersi sanki içimde bir ejderha var içimi alevlendiriyor. Onu gördüğümde Cenk'le beraber
gülüyorlardı. Ah yürüyüşüne hasta olduğum. Tövbe tövbe noluyor bana göreli belki 4 saat oldu bu ne
tutku bu ne bağlanma. "Ne alıyoruz kızlar?" Dediğinde Yağmur, kızlara döndüm. " Ben acıkmadım ya
sadece çikolata alacağım." Dediğimde Güneş ve Damla bana katılarak onlardaçikolata aldılar.
Dışarı çıkmak için kantinden çıktığımızda biri bana öyle bir omuz attiki gözümü açtığımda sadece
okul mermerlerini görüyordum. Etrafta gülen erkek sesleri işitiyordum. Başımı kaldırdığımda Yağmur
ve Damla ellerini uzatmış "İyimisin? Hadi kalk" dediğini duydum. Ellerini tutup ayağı kalktığımda
karşımda Cenk ve arkadaşlarını gördüm. Resmen haykırıyordu. "Ya sen ne yaptığını sanıyorsun, ne bu
öz güven kendine gel!" Diye bağırdığımda gözüm Ateş'e kaydı ve ağzını oynatıyordu. Sanırım birşeyler
demeye çalışıyordu. Ağzını okumaya çalıştığımda ' iyimisin?' Diye sorduğunu anladım. Zaten
gülmeyen tek kişi o olduğunu fark ettim. Halen çok sinirliydim. Başımı hafifçe evet dercesine salladım
ve Cenklere baktığımda beni takmayıp gülerek arkasını dönmüş gidiyordu. Tam arkasından gidip
onu tutacaktım ki Yağmur beni tutup "Saçmalama gel buraya sen kırılırsın"dedi. "Of! Tamam"
arkamı döndüm. Üstümü çırparak sınıfa girdim.
Son dersin sonuna gelmiştik ve aklımda Ateş vardı. Okadar erkeğin arasında sadece o gülmüyordu
ve üstüne 'iyimisin?' diye sordu. Acaba odamı bana karşı birşeyler hissetti. Aslında bende çirkin
değilim, güzel kızım yani. Açık kahverengi ipek gibi düz saçlara sahibim üstelik belimi de geçiyor.
Bal rengi gözlerim, beyaz pürüzsüz bir cildim var. Fiziğim de iyi sadece birazcılık boyum kısa 1.53.
Daha ne olsun beya! Çok ego kastım yeter bukadar:)
Ben duvarın yanındaki sıraların sondan ikinci sırada oturuyordum, Ateş ise orta sırada sondan
üçüncü sırada. Başımı sıradan kaldırıp ona baktığımda halen dersi dinliyordu yakışıklı zeki çocuk.
Okul kıyafetinin tişortu biraz dar olduğu için kaslarını rahatlikla görebiliyordum. Yeni farkettimde
siyah bir küpe takıyormuş. Bir küpe bir insan evladına bukadarmı yakışır, maşallah. Ateş elindeki
kalemi çevirirken yere düşürdü. Tam alacaktıki onu izlediğimi fark etti ve göz kırptı. Ne olduğunu bile
anlamamıştım ve donuk bir surat ifadesiyle Yağmur'a döndüm. Çok utandım ya! Zil çaldığında
yavaşça toparlanırken Yağmurlarla'da vedalaştım. Sınıfta tek ben kalmıştım. Tam sırama çantamı
almaya gittim ki sıramda bir not.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ DEĞMİŞ HAYALLER
Novela JuvenilBoş yere arama mutluluğu, aradığın yerde olmayacak,bulunca ise tadını çıkar, çünkü hep sende kalmayacak..