Ah! Başım zonkluyordu. Gözümü açmaya çabaladığımda bulanık gördüğümü fark ettim. Biraz
kendime zaman tanıyıp ayılmayı bekledim. Biraz daha kendime geldiğimde net görmeye başlamıştım.
Her yer zifiri karanlıktı. (Lanet olsun) Donuyordum. Biraz doğrulmaya çalıştım ve (olamaz) ÇIPLAKTIM!
Çırılçıplaktım, etrafıma baktım ve zorluklarla elbiselerimi gördüm. Biraz daha dikkatli baktığımda
hepsi bir yerde ve hepsi yırtıktı. Burada ne olmuştu? Çantam ve telefonum yanımdaydı. Çevremi
incelediğimde ormandaydim. Her yer ağaçtı ve birkaç metremi bile göremiyeceğim kadar karanlıktı.
Buz tutacaktım nerdeyse. Hemen elime telefonumu ve mesajların olduğunu fark ettim. Annemden
gelmişti "Eve geldiğinde başın dertte!" Diye. Neden böyle bir mesaj atmıştıki insan merak eder
nerdesin sen diye mesaj atar. Mesajlarıma girdiğimde neden böyle bir mesaj attığını anladım, biri
benim adıma anneme "Anne ben bu gece arkadaşımda kalıyorum beni merak etme" diye mesaj
atmıştı. Saate baktığımda 02.43'tü. Ayağı kalktım. Kafam halen çok ağrıyordu ve hiçbirşey
hatırlamıyordum. Burada ne olabilir diye düşündüğümde.. hayır, hayır bu olamazdı! Hayır lütfen
"HAYIR..!" Diye bağırmıştım olanları tahmin etmeye çalışırken ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.
Okadar sarsıldım ki ayakta duracak gücü bulamadım kendimde ve yere çöktüm. Hemen yerdeki
iç çamaşırlarımı giyerek üstüme giyebileceğim birşeyler aradım ama tüm elbiselerim paramparçaydı.
Çantamda ceketimin olduğu aklıma geldi. Kalçama kadar uzanan ceketimi giyip önündeki fermuarı
dibine kadar çektim sonra rahatsız olup tektar biraz önünü açtım. Dağınık saçlarımı toka yardımı
olmadan bir topuz yapıp tekrar telefonuma baktım. Annemi arayamazdım onu panik edemezdim.
Arayabileceğim kimse yoktu LANET OLSUN! Polisi dahi arayamazdım daha nerede olduğumu
bilmiyordum. Bilseydim de yine arayamazdım aileme bu olayı açıklayamazdım. Etraftaki bütün
eşyalarımı yırtık elbiselerimi çantama sıkıştırıp ormanın aşağısına doğru gitmeye başladım.
Ve yürüyüşümün sonunda bir yer gördüm. Bura okuldu! Evet oraya gidebilir ve kıyafet bulabilirdim.
Spor odasında eşofmanlarım vardı. Ama, ama okul kapalıdır. Si*tir ya! Ne yapacağımı bilmiyordum
okulun kapısına çöküp ağlamaya başladım. Hayatım iyice işten çıkılmaz bir hal alıyordu. Ne yapıcam
ben! Nereye gidicem? Aklıma Yağmur geldi. Evet Yağmur'u arayabilirdim. Saat 03.21'di ama başka
şansım yoktu. Hemen telefonumu alıp yağmuru aradım. Açmıyordu! Onu uyandırmam lazimdı.
Tam 24 aramanın sonunda sesi zar zor çıkarak "Alo" dedi. "Alo Yağmur ben Hayal!" Demeye
başladığımda ağlamaya başlamıştım. "Lütfen yardım et bana lütfen!" Dediğimde hıçkırıklara
boğulmuştum. Yağmur ayılmış ve teşlaşlı ve bir o kadar korkmuş bir sesle "Noldu Hayal! Sakin
ol lütfen noldu eve hırsızmı girdi?" (Keşke hırsız girseydi bunun yerine) "Hayır.." diyip bir derin soluk
aldıp devap ettim "Birkaç kalın giysi alıp okula gelebilirmisin?" Diye sordum. Yağmur'un kendisine
ait bir arabası ve evi vardı. Ailesi zengindi ve okulu için okula yakın yerlerde Yağmur'a ev almışlardı.
Aslında kendisi 18 yaşındaydı fakat bir sene sınıfta kalmış. "Bu saatte okula? Ne okulu Hayal?
Senin bu saatte okulda ne işin var Hayal? Bana birşey söyle aklım çıkacak!" Ağlamaklı bir sesle
"Lütfen sadece gel burada donacağım sana sonra herşeyi anlatacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ DEĞMİŞ HAYALLER
Novela JuvenilBoş yere arama mutluluğu, aradığın yerde olmayacak,bulunca ise tadını çıkar, çünkü hep sende kalmayacak..