Yine annemin ısrarlarıyla bir üst katta oturan tontiş ninenin yanına çıkmıştım. Kadın yaşlı olduğu için ev temizliğini yapamıyordu ya da beni iyi tanıdığı için bilerek yapmıyordu.
Tontiş nine benim ev işi yapabildiğimi öğrendiğinden beri sürekli beni çağırır olmuştu. Tamam yani bir iki iş yapmayı biliyoruz diye bu kadar da yüklenilmez ki insana. Yine de ne annemi kırabiliyordum ne de vicdansız olup yardım bekleyen birine kayıtsız kalabiliyordum...
Siyah kotumla ve siyah konverslerimle yukarı çıkarken üstüme yine siyah olan bir ceket almıştım. Kadının gözleri zaten tam göremezken inşallah beni Azrail sanmazdı bu siyahlar içindeki halimle. Yoksa düşüp bayıldığında anneme nasıl açıklarım bilemiyorum.
Kapıyı beşinci çalışımda anca açabilen tontiş ninem bağırarak konuşmaya başladı, elini kulağının arkasına götürüp sanki daha iyi duyacakmış gibi öne doğru eğerken.
Tamam nine sen duymuyorsun da benim niye kulağımın zarına Çin işkencesi uyguluyorsun?
Gözlerim baygın baygın bakarken nacizane sesini bana armağan etti ne yazık ki..."Kimsin sen? "diye sonlara doğru uzatarak sordu bunu. Yanlış anlamayın bilerek böyle yapıyor. Geç geldim ya!
" Yaa nineciğim benim, İdil. "
Boş gözlerle vereceği cevabı beklerken kadın kolumdan tutup evden içeri çekti beni.
Yok artık, bu kadın sanırım Hulk'un ninesi. Yoksa bu yaşta bu güç nasıl açıklanır başka, bilemedim." Nerede kaldın kız zilli, annene haber salalı üç saat oldu. "diyen teyzenin Ipone 6S'i var. Yine de kadın aradım demek yerine haber saldım demeyi tercih ediyor. Yahu kadın senin o kullandığın telefonu benim almam için iki böbreğimi de satmam lazım ama sen hâlâ... Neyse sakinim.
Tabi ninecik nerden bilsin benim evde annemle gitmemek için harp çıkardığımı.
" Ah nineciğim amcam doğurmuş, tam onlara gidecekken bir de duyduk ki teyzem askerden dönmüş. Yoksa bilirsin ev işine yardım etmek için yanıp tutuştuğumu! " ( Yaa, tabi tabi ne demezsin İdil!)Orta boyu ve biraz tombul hali insana ilk önce sevimli gibi görünse de, aslında tanıyınca hiç de öyle olmadığı çabuk anlaşılan bu şahsiyet Vasfiye teyze. Kavanoz dibine benzeyen gözlükleriyle koca dünyayı iğne deliğinden geçirecek kapasiteye sahip. Yaşı oldukça ilerlemiş bu kadın, uzun süredir dul vaziyette.
Tabi laf aramızda bazen ona karadul diyorum. Nerde bekar dede görse hemen araştırır, eğer beğenirse ve zenginse kancasını takıverir. Az daha unutuyordum, kulakları da epeyce ağır işitir Vasfiye teyzenin.Bazen kulaklarının ağır işitmesi işime geliyor çünkü kadın duymasa da cidden anlamış gibi hemen uydurma cevaplar vermeye başlıyor. Tabi her duymayıpta anlamış gibi yaptığı konuşmaları dedeme getirerek...
" Vah yavrum şimdi nasıl peki deden? "
" Çok iyi çok, sağlığına duacı efenim."
Sevgili Vasfiye teyze durur mu? Yapıştırdı cevabı...
"Oh oh bende bol bol öpüyorum dedeni, arayı fazla açmasın gelsin ziyaretime."
Duyanda dedem onun evinden hiç çıkmıyor sanır, hey Allah'ım öpmek diyor daha birde. Dedeme söylesem, adamın midesi işlevini yitirir.
Gözlerimi devirmeden edemedim. Kadın gelmiş 70 yaşına, hâlâ koca derdinde. Bir gün büyükannem hortlayıp bu ninenin takma dişlerini ona yutturup yerinde rahatça yatmaya devam edecek diye çok korkuyorum.
Tontiş nine dedemin bekar olduğunu öğrenince hemen onu takibe aldı. Dedem zavallı bize gelmeye korkar oldu. Tabi ne tesadüf ki dedem ne zaman bize gelse, kadın kokusunu almış gibi hemen bize damlıyordu. Belki de hiç gözünü ayırmadığı pencere kenarından yolunu gözlüyordu.
Zavallı dedeciğim.
Suç dedemde, ne var yani bu kadar karizmatik olacak.
Tabi bakar sana böyle azıtmış moruklar.
Neyse, konumuza dönelim ama dönmesek de olur çünkü bu kadının işini yapmak istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatyamın Son Yaprağı
ChickLit*** Geçmişin kanlı pençelerinden aldığı darbelerle ayakta durmaya çalışan bir genç kız, nasıl geleceğe tutunur ? Nasıl iyileşir ? Peki ya iyileşmesi gereken tek yaralı o mu sadece ? Hadi gelin birlikte öğrenelim. *** Bazen güldüren, bazende duygula...