3. bölüm

121 5 24
                                    

Kapının önünde Emily'i bekliyordum.
Emily en sonunda gelmeye karar verdiğinde çok mutlu olmuştum derken anında bir soru sordu.

"Şu karşıdaki araba niye buraya yöneldi?"

"Yanlış görmüşsündür."

Diyecekken karşımızda araba durdu ve içinden benim 6 katım olduğunu düşündüğüm bir adam indi.

"Rose hanım ve Emily hanım. Sizi almak için gönderildim...buyrun."

Diyerek arabanın kapısını açtı. Emily beni çekiştirerek otutturdu. Daha adamı tanımıyorum ve arabaya bindim! Eğer kaçırırsa ne olucak? Hepsi bu Emily'nin suçu. Eğer beni öldürürlerse onu öldürürüm. Adamı soru yağmuruna tutmaya karar verdim.

"Öhöm öhöm... Merhaba benim 6 katım olduğunu düşündüğüm beyefendi. İlk öncelikle adınızı bana bahşedermisiniz? İkinci olarak bizi nereye götürüyorsun? Ve son olarak seni kim gönderdi?"

"Öncelikle Rose hanım adım Charlie.
İkinci olarak sizi götürdüğüm yeri bende bilmiyorum sadece yolu biliyorum bana bu bilgiler verilmiyor.
Beni gönderen kişi konsey başkanı... Yani babanız.

Ağzım açık bi şekilde adamı dinledim.

"Ağzını kapat yavrucuğum, sinek kaçacak" diye kıkırdadı Emily.

Olayın şaşkınlığında olduğum için Emily'e cevap verme zahmetine katlanmadım ve zafer kazandığını sanarmışçasına neşeli şuan.
Birisi bana senin baban, annen var dediği zaman içim kıpır kıpır oluyor​ yani böyle böyle... Anlatılamıyıcak bir his ama çok mutlu oluyorum. Çünkü uzun bi zaman sonra anne ve babamı görücektim bu benim için en değerli hazineden bile bin kat daha değerli.

            <><><><><><><><><>

Bi 20-25 dk sonra kocaman lüks bir binanın önünde durduk. Adam arabadan  inerek kapımı açtı. Haliyle bizde indik tabi. Binanın kapısının önüne gelince bizi fondoten karşıladı. Evet yanlış okumadınız, fondöten den kadının yüzü gözükmüyor​ bende ona böyle bi lakap takmak istedim.

Fondoten" siz Rose hanım ve Emily hanım olmalısınız. Lütfen beni takip edin.

"Lotfon bono tokop odon" diye sessizce taklit ettim. Ona şuanda çok gıcık oldum. Bi karış etek giymiş etrafta dolanıyo yakında gözükecek bi tarafları haberi yok.

Kadın bizi kocaman daire bir masanın yanına getirdi biz oraya gelince herkes bir anda ayağa kalktı. Kendimi kraliçe gibi hissettim. Ayağa kalkanları sayıyorum;
Büyükannem, babam sandığım adam, annem sandığım kadın, abim sandığım meteor, ve tanımadığım birkaç kişi daha.

Onlara şaşkın bir şekilde baktığımı gören babam sandığım adam kendilerini tanıtma gereği duydu.

"Merhaba Rose... Kızım. Ben baban Logan. Yanımda gördüğün güzel hanım ise annen Karel. Büyükkanneni zaten tanıyorsun. Diğer yanımdaki delikanlı ise, abin  Uzay."

Konuşması tabikide burda bitmedi ama dinlemekten sıkıldım. O yüzden bende dinlemedim,ne var yani sorarsam tekrar anlatır ve sıklırsam tekrar dinlemem.

Emily ile yerlerimize oturduk. İlk konuşmaya başlayan babam.

"Rose, sana büyükannen bu konulardan bahsettiği için tekrar üzerinden geçme gereği duymadık. Şimdi güzel kızım konsey bittikten sonra hasret gideririz. Seni şuradaki boş alana alabilirmiyim?"

Dedi cevap vermeden başımı evet anlamında salladım.
Boş alana geldiğimizde ise diğerleride etrafımda toplandı. Babam söze girdi.

"Herkes senin gücünü biliyor. Birde sen biliyormusun birde buna bakacağız. Yani anlayacağın gücünü test edeceğiz. İlk öncelikle vampir yüzünü bana göstermeni istiyorum."

"Eee... Tamam herşey güzel, ama ben nasıl böyle birşey yapacağımı bilmiyorum."

"Tamam böyle diyeceğini tahmin etmiştim. Sadece odaklan ve ne olmak istediğini düşün."

"Ne olmak istediğimi biliyorum. Ama neye dönüşeceğimi bilmediğim için düşünemiyorum yani birazcık yardım etsen."

"ODAKLAN!"

Diye bağırınca irkilmedim değil yani. Korktuğum için bunu yapmak zorumdayım. Gözlerimi kapattım ve derin bşr nefes aldım. Nasıl birşey olduğumu bilmediğim için sadece bekledim. Gözümün tekini açıp etrafı süzdüm.

" eeee bir gelişme göremiyorum."

"Tamam sana nıl olacağını göstermeme ne dersin?"
Ben cevap vermeden gözleri kapattı ve geri açtığında gözlerinin kırmızı olduğunu ve vampir dişlerinin uzadığını gördüm.

Bend eonu taklit ederek gözlerimi kapattım ve onun yüzünü düşündüm. Gözlerimi açtığımda herkes hayretler içerisinde bana bakıyordu. Diş etlerimin sızladığını farkettim. Parmağımı dişime sürttüm ve ani bir acıyla parmağımı geriye çektim. Parmağımın üstünde küçük bir delik vardı. 5-6 sn içerisinde kapandı. Sağ tarafıma baktığıma bana bir ayna getiren fondoteni gördüm. Aynayı elime alıp baktım. Açıkçası kendimden korktum.

              °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Aynadaki yansımam gözleri simsiyah ve vampir dişleri ise uzun, sivri bir kız gördüm.

"Evet kızım aferin. Şimdi senden bir kurda dönüşmeni istiyorum, gözlerini kapat ve kurtkarı düşün. Canın acımıyıcak, kurt tüylerinin siyah olmasını bekliyoruz. Alfa olduğun için, hadi başla!"

Gözlerimi kapattım ve kurtları düşündüm. Bşr anda kolumdan çatırtı sesinin gelmesiyle irkildim. Canım yanıyodu ama korkudan bunu fark edemiyordum. Diğer kolumunda kırılmasıyla çığlık attım. Sesim çok yüksek çıktığı için odadakiler kulaklarını kapatmak zorunda kaldılar. Bacağımın kırılmasıyla daha sesli bir şekilde bağardım. Acıyla konuştum;

"Hani can-ım acımıyıcak- !?"

"Canın acıyıcak desem sanki dönüşücektin. Bu ilk dönüşmede olur diğerlerinde canın yanmaz."

Diğer bacağımın kırılmasıyla yine bağardım ama bu pek fazla değildi. Sesimi sona saklamam gerekirmiş çünkü belim kırıldı. En büyğk çığlımı şimdi atmıştım, sani kıyamet koyurordu etrafta. Tabi bu benim için bir kıyamet sayılır. Dönüşme sırasında fözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Neyseki dönüşmüşüm artık canım yanmıyordu.

Gözlerimi açtıpımda kardan bile daha beyaz bir kürkle karşılaştım. Odadakiler yine ağızları açık bana bakıyorlardı. Çünkü ilk defa beyaz kurt denen bişiy vardı ve ilki ben yaratmıştım. Gözlerim kırmızının en koyu tonu, kürküm ise beyazın en açık tonuydu.

             🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟

Burada bitirmeye karar verdim.
Bu arada önemli bir haber, bu kitabı  iki kişi yazuyoruz. 1. Bölümğ ben 2. Bölümü arkadaşım ve tekrar 3. Bölümü ben yazdım 4. Bölüm ondan 😉

Eğer beğendiyseniz yorum ve votelerinizi bekliyorum!

         👑👑👑👑👑👑👑👑👑

Türüm Belli DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin