Çalan zille içimizi bir panik duygusu kapladı. Yaklaşık 10 dakikadır evin içinde çocukları arıyorduk ve bulamamıştık. Gelenin Selma Teyze olmamasını umarak açmak için kapıya yöneldim. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.
Gelen kişiyle şaşkına dönmüştük. Efdal gelmişti. Şaşırmış yüz ifademe gülümseyerek içeriye girdi ve çekingen bir şekilde Esila'nın yanına gitti. "Teyzemin bir işi çıkmış, bu hafta sonu boyunca evde olmayacak. Sizinle kalacağım. Ha bu arada teyzem, istiyorlarsa kızların da burada kalmalarını söyledi." diyerek kısa kesti.
"Çocuklar nere-" Efdal cümlesini tamamlayamadan çocuklar, koltuğun arkasından çıkıp koşarak Efdal'e sarıldılar. Çocuklara, inanılmazsınız dercesine baktım. Hadi ama onlara o kadar bağırmıştık ve bizi takmamışlardı. Bu neydi? Bir çeşit oyun mu?
Efdal, kızgın bir şekilde çocuklara bakan bize dönerek "Ah, hayır. Lütfen bana onları kaybettiğinizi söylemeyin." dedi ve biz cevap vermeyince karnını tutarak kahkaha atmaya başladı.
Yavaş yavaş bizde kahkahalarına katıldığımızda hepimiz deli gibi gülüyorduk. Esila soluklanarak "Ee kızlar, burada kalıyorsunuz değil mi? Bence çok eğleneceğiz." dediğinde Zerya benim itiraz etmeme fırsat tanımadan "Tabii ki." dedi. Zerya'yı kolundan tutup salonun bir köşesine çekiştirdim.
"Sen aklını mı kaçırdın? Daha sabah tanıştık. Tanımadığımız birinin evinde kalamayız."
"Leza, aslında pek de yeni tanıştığımız söylenemez. Annem ve Selma Teyze yakın arkadaş ve ben de Esila'yı uzun zamandır tanıyorum. Sadece Efdal hakkında bir şey bilmiyordum. Bana Esila'nın ikizi olduğuna dair bir şey söylemediler. Annemler bu akşam da gelmiyor. Burada kalmak, evde tek kalmaktan daha eğlenceli olur. Ayrıca sana fikrini sormadım. Burada kalacağız diyorsam, kalacağız Leza. Biraz benden başkalarıyla iletişime geç, iyice kendi içine kapandın." deyip cevap vermeme fırsat bile vermeden yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle diğerlerinin yanına gitti. Çaresizce Zerya'yı takip ettim.
İçeriye geçip Zerya'nın yanındaki koltuğa oturduğumda, Efdal çoktan çocuklarla oyun oynamaya başlamıştı. Esila da karşımızda ki koltuğa oturup, televizyon kanallarında gezmeye başladı.
Pek kullanmadığım telefonumu cebimden çıkardım. 2 tane mesaj gelmişti. İlk önce annemden gelen mesajı açtım. Bir işlerinin olduğunu, bu akşam evde olmayacaklarını ve istersem bu akşam da Zerya'larda kalmamı söylüyordu. Cevap olarak Zerya'yla birlikte bir arkadaşımızın evinde kalacağımızı yazıp, gönderdim ve tanımadığım numaradan gelen mesajı açtım.
Mesaj cuma günü gelmişti, "Selam ufaklık." yazıyordu. Hızlıca numarayı rasgele harflere basarak kaydettim ve whatsapp profiline girdim. Profil fotoğrafında bir kız vardı. Bu da ne demek oluyordu? Fotoğrafta ki kız bendim. Habersiz ve çok özenli çekildiği belli oluyordu. Durumunda bir isim yazıyordu. "-Efdal AKAR", bu Efdal miydi? Kafamı ona çevirdiğimde gamzesini belli edecek şekilde gülümseyerek göz kırptı.
Fotoğraflarımı mı çekiyordu? Numara mı nereden bulmuştu? Ayrıca bana ufaklık yazmıştı. Suratımda ki ifadesizlik yerini kızgın bir ifadeyle yer değiştirirken, Efdal oturduğu yerden kalktı ve televizyonu kapatarak bize döndü, "Ben çocukları hazırlarken, siz de hazırlanın. Çocukları parka götürelim, hava almış oluruz."
İtiraz etmeden kapıya doğru yönelen Zerya ve Esila'yı takip ederek ayakkabılarımı giydim ve kapıda beklemeye başladım. Çok geçmeden Efdal çocukları yanına alarak önümüze geçti ve yürümeye başladı, biz de arkadan onları takip ettik.
Bir süre bu şekilde yürüdükten sonra adımlarımı hızlandırarak hepsinin önünde yürümeye başladım. Parka girdiğimde birden başım döndü ve düşmemek için biraz ilerideki banka oturup diğerlerini bekledim. Başım inanılmaz derecede dönüyordu. Bu aralar sürekli olarak böyle oluyordum ama önemli görmediğim için kimseye söylememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
Novela JuvenilRuhunu karanlık esir almış küçük bir kızın acılarla dolu hayatı... Kimse bilmiyor onun o küçük kalbine sığdırdığı acıları. Kimse anlamıyor, dinlemiyor, uğraşmıyor. Yardım etmiyorlar o karanlık kuyudan çıkmasına, daha çok derine itiyorlar onu. Dene...