Kafatası sanki üçlüyü sonsuza adar kendisine katılmaya davet ediyormuşcasına, çarpık bir biçimde sırıtıyordu. Zayl, kılıcıyla kafatasına vurup onun hafifçe sallanmasını izliyordu. Bunu hiç bitmeyecekmiş gibi yapıyordu, çünkü ne zaman duracağını kendi de bilmiyordu. Zactarus'un Mirası'nı koruyabilmek için üçü de canı pahasına savaşıyorlardı. Kentril, Zayl ve Darrick odanın birer köşesine oturmuş düşünüyorlardı. Onlar, Darsus kentinin şüphesiz en acımasız ve kötü üçlüsüydü. Herkes onların cehnnemden geldiğini söyleyip dururlardı ama şimdi o kadar çaresiz gözüküyorlardı ki o hallerine kim olsa acırdı. Kentril birden ayağa kalktı ''Görünüşe göre ilk gelen biz değiliz.'' dedi öfkeyle karışık bir şekilde. Zactarus'un Mirası'na bu kadar yaklaşmışken tekrar kaybetmesi onu deli ediyordu. Kaslı ve iri vücudu, kılıç ve yanık izleriyle doluydu. Üçlü içinde en korkusuz olanı Kentril olduğu için bütün savaşlarda en önde bulunur ve düşmanlarına darbeyi ilk o vururdu. Hepsi kara kara düşünürken birden odanın içinde göz kamaştırıcı bir ışık oluştu. Odanın içindeki rutubet kokusu, bu parıldayan ışık ve onun yaydığı ısı sayesinde dayanılmaz bir hal aldı. Işığın kayboluşundan sonra gözleri karanlığa alışan Darrick gözlerine inanamadı. Çünkü karşısında kayıp Tsibeya Krallığının prensesi Zoya duruyordu. Zoya aynı zamanda Güneşin Elçisiydi. Omuzlarının üzerinde biten kızıl, küt saçları, baktığı her şeye yeniden can veren yemyeşil gözler ve aynı vampirlerde olduğu gibi bembeyaz, soluk teniyle gerçekten harika bir prensesti. Herkesin şaşkınlığı biraz olsun geçince Zoya konuşmaya başladı. '' Beni Cholik gönderdi. Karanlıklar Efendisi'nin askerleri burayı sizden önce bulmuşlar. Şimdi ise sizin gitmeniz gereken yer Os Alta şehrindeki Borduga kasabası. Orda size Şifacı Genya yardım edecek. '' Sözlerini bitirdikten sonra yutkundu. Boğazı kurumuştu. Bir bardak su için etrafına bakındı ama hiçbir şey göremedi. Susuzluğuna aldırış etmeden sözlerine devam etti '' Bu sefer oraya Karanlıklar Efendisi'nin askerlerinden önce ulaşmanız gerekiyor. Yoksa Cholik sizi cezalandıracak.'' Zayl boğazına bir şey takıldığını hissetti. Kimseye belli etmeden yavaşca yutkundu. O üçü ne kadar kötü ve acımasız olsalar da hepsi Cholik'ten çok korkuyorlardı. Çünkü Cholik onları, hep korktukları, karanlık geçmişleri olan Siyah Yol'a göndermekle tehdit ediyordu. Kentril içinden Şifacı Genya diye tekrarlandı. Bu isim biryerlerden tanıdık geliyordu sanki ama çıkaramadı. Zoya ışık cümbüşünün içinde kimseye soru sorma fırsatı vermeden kaybolup gitti. Zayl '' Harika! Elimizde sadece Os Alta şehrinde Borduga kasabasında yaşayan Şifacı Genya var. Hem adı üstünde şifacı, bize ne yardımı dokunabilir ki?'' diye söylenirken farkında olmadan az önce oynadığı kafatasını kılıcıyla ortadan ikiye ayırmıştı. Darrick hala Zoya'nın etisindeydi. Zoya güzelliğiyle onu etkilemişti ama şimdi düşünmesi gereken daha önemli bir şey vardı. Zactarus'un Mirası. O bile mirasın ne olduğunu bilmiyordu. Bazen düşününce ne olduğunu bilmediği bir miras için savaşmak hatta onun uğruna ölmek ona saçma geliyordu. Ama bunu yapmalıydı çünkü görevi buydu. Öldürmeyi kendine meslek edinmişti. Vazgeçemezdi..
Selam! Bu benim ilk hikayem. İlk bölüm giriş olduğu için biraz sıkıcı oldu ama ikinci bölüm böyle olmayacak :) Lütfen Vote tuşuna basmayı unutmayın :)). Eğer hikayemde bir eksik gördüyseniz lütfen hemen yorumlarla veya mesajla bana bildirin. Elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım :) Neyse bu konuşma çok resmi oldu :D. İyi okumalar :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Yol
FantasyMelekler, iblisler, masumlar... Hiçbiri bu savaştan kaçamayacaklar. Geçmişten geleceğe, gölgelerden ışığa sürüklendikleri bir hikayenin içindeler. Meleklerle şeytanların yer değiştirdiği, kafdağındakilerin dibe vurdukları, yerin dibindekilerin göğe...