Selam :D Size diğerlerinden uzun bir bölüm yazdım. :D Umarım beğenirsiniz. :D İyi okumalar..! :D Multimedia'da Darrick var :D <3
Hepsinin karnı guruldasa da hiçbir şey demiyorlardı. Genya, birden dayanamayıp ''Ben acıktım.'' dedi. Darrick şehre paralel bir ormanda yürüdüklerini, eğer şehre inerlerse Karanlıklar Efendisi'nin onları anında yakalayacaklarını söyledi. Genya, itiraz etse de biraz düşününce ona hak verdi.Kentril, her zaman ki gibi en öndeydi. Sessizlikten sıkılan Zayl, ''Nereye gidiyoruz?'' dedi. Kentril, onun yüzüne bakmadan' ''Os Alta'ya' dedi. Genya ''Tsibeya Krallığı'na gitmemiz gerektiğini sanıyordum.'' ''Öyle zaten.'' Kentril, anlamamış gözlerle ona bakanlara tek tek göz gezdirdi. Gözleri Lydia'nınkilerle buluştuğunda cevap vermek zorunda kaldı. ''Os Alta'ya gidiyoruz çünkü –iç çekti- çünkü Arthur'u alacağız.'' Lydia'nın gözleri büyüdü . Ağzını açıp konuşmaya başlayacakken Darrick, ''Cholik duyarsa...'' ''Biliyorum. Eğer duyarsa çok kızar, cezalandırır blablabla. Ama eğer Karanlıklar Efendisi, Lydia'nın bizimle olduğunu biliyorsa –ki biliyor- Arthur'un yanımızda olması gerekir. Onu tehlikeye atamayız.'' ''Onun yanımızdayken güvende olacağını mı sanıyorsun?!'' dedi Lydia gözyaşlarıyla dolmuş olan gözlerini iyice açarak. Kentril, onun gözlerinden Arthur için ne kadar korktuğunu anlayabiliyordu. Bunun için düşünce okumaya gerek yoktu. Kentril önündeki taşa takılmamaya gayret ederek Lydia'nın yanına gitti ve ellerini omzuna koyarak ''Sana söz veriyorum Lydia . Bu gruptan kimseye bir zarar gelmeyecek. Emin ol Arthur yanımızda daha güvende olacak. Söz veriyorum.'' Son söylediği cümle kısık sesle çıkmıştı ağzından. Daha kendi canının güvende olup olmadığından şüphe ederken, bir başkasının canını korumaya söz vermişti. Kentril sözlerini tutardı . Bunu da tutacaktı. Yola devam ettiler.
* * *
Os Alta'ya geldiklerinde Pinadele kasabasına doğru gittiler. Darrick, Borduga'ya gitmeleri gerektiğini düşünmüştü. Çok geçmeden düşündüğü soruyu Zayl dile getirdi.''Lydia sizin ev Borduga kasabasında Genya'nın evine yakın bir yerde değil miydi? O gece öyle anlatmıştın?'' ''Normalde öyle olması gerekiyor fakat o gece her şeyi size tam olarak anlatmadım.'' ''O halde şu lokantaya girip konuşalım. Hem karnımız da doyurmuş oluruz. Ne dersiniz?'' Darrick'in bu lokanta fikri herkesin çok hoşuna gitmişti. Ödeyecek paramız yok diye iç çekti Zayl. O sırada çantası aklına geldi. Mirasın izini kaybettikleri son yerde bulduğu yakut ve zümrüt taşları hala çantasında olmalıydı. Çantasını açıp karıştırmaya başladı. Bir süre sonra, yorulduğunu anlayınca, dizlerinin üstüne çöküp, çantayı yere koyarak aramaya başladı. Çantası çok büyük değildi fakat içinde çok malzeme vardı. O küçük çantanın içinde ağaçlardan örnekler almak için aletler, örnekleri koyduğu uzun ve ince deney tüplerine benzeyen cam şişeler, su matarası hatta küçük bir mikroskop bile vardı. Fakat merceği kırıldığı için örnekleri inceleyemiyordu. Mercek, Karanlıklar Efendisi'nin askerlerinden kaçarken çantasını yere düşürdüğü için kırılmıştı.
Zayl sonunda aradığı taşları buldu. Ayağa kalktı ve bulduğu taşları havaya atıp tuttuktan sonra ''Haydi bir şeyler yiyelim.'' Dedi. Gülümseyerek içeri geçtiler. Lokanta çok sevimli ve güzel bir yerdi. Ferah ve Karanlıklar Efendisi'nden arınmış bir yer diye geçirdi içinden Kentril. Masalardan birine oturup siparişleri verdiler. Lokantada her yer yemek ve tahta kokuyordu. Lokantaya eski bir görüntü verilmeye çalışılıp duvarlar tahtadan yapılmıştı. Yemeklerin buharı ile nemlenen tahtalar hoş olmayan bir koku yayıyordu etrafa. İçeride dört tane, etrafı taburelerle çevrilmiş masa vardı. ''Sanırım artık anlatabilirsin.'' ''Evet. Bu duyduklarınız hoşunuza gitmeyebilir. Lütfen sözümü kesmeden anlatmama izin verin. Bu cesareti bir daha kendimde bulamayabilirim çünkü.'' Hepsi kafalarıyla Lydia'yı onayladılar. ''Benim ailem ile Lucas'ın ailesi çok yakınlardı.'' Lydia'nın konuşması bir soru ile bölündü. ''Lucas da kim?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Yol
FantasyMelekler, iblisler, masumlar... Hiçbiri bu savaştan kaçamayacaklar. Geçmişten geleceğe, gölgelerden ışığa sürüklendikleri bir hikayenin içindeler. Meleklerle şeytanların yer değiştirdiği, kafdağındakilerin dibe vurdukları, yerin dibindekilerin göğe...