(İlk televizyonumuzun önündeki gülen gözler resmimiz)
Eski sokağımızın bir alt sokağına taşınmıştık.Bu evimiz önceki eve göre daha güzeldi.En güzeli de bir mutfağı vardı.Artık annem yemeklerini yerde yapmayacaktı.
Odaları da ayrıydı.Kardeşlerimle aynı odada tıkışıp kalmayacaktık.Arka tarafta da dar uzun bir bahçesi vardı,babam hemen bize bir salıncak yapmıştı.
Bu sokakta beni en mutlu eden bir diğer şey de dedemlerin evinin de burada olmasıydı.Sık sık evlerine gider,o çok sevdiğim dut ağacına çıkardım.Karşı caddedeki gelip geçen arabaları seyrederdim,hayaller kurardım.
Yeni ev,yeni sokak ve tabii ki yepyeni arkadaşlarım.Burada olmaktan mutluydum ama birşeye çok üzülüyordum.Biz de dahil birkaç evin dışında herkesin evinde televizyon vardı.Çizgifilm başladı diye oyunlarımızı en güzel yerinde bırakıp eve koşuşanlar,yalnızlığım ve mutsuzluğum...
Akşam bile olduğunda bomboş sokakları dolduran televizyon sesleri.Çok üzülüyordum,içi bomboş duran küçük vitrine bakıp bakıp duruyordum.Sanki içinde televizyon varmış gibi hayal ediyordum.Babamın durumuda belliydi,aldığı maaşla kıt kanaat evinin geçimini sağlıyordu.Ama çok istiyorduk,bende kardeşlerimde.Günler böyle televizyon hayalini kurmakla gelip geçiyordu.
Ve birgün o akşam,kapı çalınışından babamın geldiğini anlıyorduk ama bu sefer kapı sanki tekmeleniyordu.Neler oluyor diye hep birlikte kapıya koştuk.Kapı açıldığında gördüğüm şey karşısındaki mutluluğum,gerçekleşen hayalim.Babamın elinde bir televizyon annemin şaşkınlığı,ben ve kardeşlerimin sevinç çığlıkları.Ertesi gün televizyonumuz kurulduğunda kardeşlerimle adeta yapışık ikizler gibi gözlerimizi bir saniye bile kırpmadan izledik,açılışından kapanışına kadar...Mutlu uyanır,mutlu uyurduk.Yaşasın te-le-viz-yon...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALBÜMÜMDEKİ RESİMLERİM
Short StoryÇocukluğum,öğrenciliği, gençliğim, hayatımda olan insanların her bir kare resmini gerçek hikâyeleriyle yazacağım.