Kheiron'un sözleri ile şaşkın bakışlar çevrildi . Ölümün kızı Thana kendinden beklenmeyecek bir şefkat ile gülümsedi "3136 yıl oldu komutan!" Dedi ve ona sarıldı, tam o sırada bir ses daha duyuldu "Thana!" Dianissos koca göbeği ile koşuyordu; "D!?!Thanathos aşkına sen hala bu kılıkta mısın? Sence de bu kadar eğlence yetmez mi?" Dedi Thana. Dianissos yaramaz bir gülümseme ile Thana'ya baktı "Selam Fire!-ona bu ismi ilk tanıştıklarında gözleri nedeniyle vermişti- Aslında beni ele vermeseydin daha iyi olacaktı, melezleri süründürmenin ne kadar eğlenceli olduğunu en iyi sen bilirsin" dedi. Thana yaramaz bir gülümseme ile arkadaşına baktı, dışardan bakıldığında sadist görünen bu gülümseme aslında sadece küçük bir eğlence belirtisiydi. Dianissos melezlerin şaşkın bakışları önünde genç ve yakışıklı bir Tanrıya dönüştü. Kheiron rahatlamış bir gülümseme ile iki yaramaza baktı. "Fire, nerelerdeydin bunca zamandır! Ama en son gördüğümde daha zayıftın sanki " dedi alayla. Thana bir anda ortadan kayboldu, bir saniye sonra ise Kheiron'un boğazına küçük bir bıçak dayamış bir halde tekrar belirdi, "Bir bayanla konuşurken bu kadar kaba olmamalısın komutan." Dedi sakin ama tehditkar bir sesle. Kheiron tedirginleşerek bıçağı parmağının ucuyla ittirdi, "Neyse, sen ne için gelmiştin Thana?" Dedi. Thana'nın modu bir anda değişerek "Ah! Doğru Nico Di Angelo! Babandan mesaj getirdim, kendisi buraya gelemeyecek kadar tembel ve istediği şey hoşuma gitti bu nedenle burdayım!" Dedi neşeyle, Nico'nun içinde "nedense" kötü bir his vardı. Herkesin kuşkulu bakışları Thana'nın üzerinde toplanmıştı ve kimse belli etmesede herkes Thana'dan korkuyordu , yani az önce bayılan kızı ve az önceki gösteriden sonra kusan çocuğu saymazsak; onlar kesinlikle belli ediyordu, Thana bir anda simsiyah bir sıvıya dönüştü, tekrar insan formuna dönüştüğünde ise artık karşılarında Hades duruyordu. "Oh! Selam, dedi Hades neşeyle, merhaba oğlum eminim ne diyeceklerim hoşuna gidecektir!" Nico araya girdi; " Aslında öğrenmesem de olur" ancak Hades bunu pek de umursuyor gibi görünmüyordu " Seni bir maceraya göndermeye karar verdim!" Dedi. Nico tam bu anda ifadesiz gözlerine tezat bir sıkıntıyla içini çekti. "Eğer görevleri tamamlarsan ölümsüz olacaksın" Nico ilk olarak algılayamadı ve; "Neden?" Diye sordu. Hades'in cevabı ise basitti; "Canım sıkılıyor son zamanlarda hiç birşey olmadı ve bende seni bir göreve göndermeye karar verdim!" Dedi. Nico'nun içinden elini yüzüne yapıştırıp inlemek(🤦🏻♂️) gelmişti ama sadece gözlerini devirmekle yetindi; "İstemiyorum." Dedi. Hades" böyle diyeceğini tahmin etmiştim ve tam da bu yüzden eğer ölümsüz olursan anneni istediğin kadar görmene izin vereceğim," dedi. Nico tam arkasını dönecekken kalakaldı, aklından binlerce düşünce geçiyordu, en sonunda babasına dönüp tüm gücüyle yumruk attı, yani atamadı, Hades yumruğu eliyle tuttu ve küçümseyici bir şekilde gülümsedi; "ayrıca ablanın reenkarne versiyonu eğer kabul edersen yolculukta seninle beraber olacak." Dedi, ve ortadan kayboldu. Thana geri geldiğinde Nico kararını vermişti, tabii ki kabul edecekti, nasıl etmezdi, bu onun her gece düşlediği cennetiydi ancak babasının neden böyle kirli bir oyunla onu bu saçma göreve gönderdiğini de bulacaktı. Nico diğer melezler gibi değildi, tanrılara olan "antipati" sinin onu kör etmesine izin veremezdi, daha önce bu hatayı yapmıştı ve tanrıların aslında yapmak zorunda oldukları şeyleri yaptıklarını geç fark edebilmişti. Thana ona döndü ve sordu "Kabul ettiğini varsayıyorum?" Nico Thana'ya baktı ve ifadesiz bir yüzle "Başka bir şansım varmış gibi." Dedi. Thana memnun bir şekilde gülümsedi ve Nico'yu kolundan tutarak bembeyaz kanatları ile uçmaya başladı, gerçekten de etkileyici bir sahneydi; "Komutan bir-iki saate geri getiririm!" Dedi. Kheiron Thana'ya güvendiği için içi rahattı. Nico ayakları yerden kesildikten sonra bir kaç saniye şoktan çıkamadı, sonra ise Thana'ya baktı ve; "Hey!" Diye bağırdı. Thana "Sakin ol Di Angelo emin ol sana zarar vermem. Şimdi koca bir bebek olmayı bırak ve manzaranın tadını çıkar." Diye cevap verdi. Nico ilk sinirlensede daha sonra etrafına baktı ve sessiz kalmaya karar verdi çünkü gerçekten de harika bir manzara vardı. Pamuk şeker bulutlar, masmavi gökyüzü, yemyeşil ağaçlar ve ahenkle uçuşan, şarkı söyleyen kuşlar. Bir kaç dakika sonra en yüksek dağın en yüksek tepesine indiler. Ciddi bir ifade ile; "Görevimiz," dedi Thana, sonra düzelterek "hayır, görevlerimiz ciddiye alınması gereken görevler,"dedi "merak ediyor musun?"
Evvet arkadaşlar!
Yeni bir bölümle daha karşınızdayım😁! Sonunda... Ve size bir konuda fikir danışacağım; şu ana kadar bölümler benim ağzımdan, yani üçüncü kişi ağzından, yazıldı ancak ben hikayemize tat gelsin ve karakterleri daha yakından tanıyalım diye onların ağzından, yani birinci kişi ağzından, yazabilirim. Yani her zaman olmasada aralara serpiştirebilirim, ne dersiniz? Yorumlarınızı esirgemeyin...
Tekrardan gecikme için özür dilerim.
Hoşçakalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Mi, Şeytan Mı? (Thanathos Melezi/Nico Di Angelo FİC)(Askıda)
Fanfiction《Baylar ve bayanlar, melezler ve mitolojik varlıklar az önce bol kanlı ve ölümlü bir gösteriye bilet kazandınız. 》 ...................................................................... 《Tanışalım, Thana Angel; katil.》 ...