Anneannemlerde kalalı 8 sene oldu.Ben 16 yaşındayım. Annemle babamın boşanma nedenleri yok değildi aslında. Ama boşanmak isteyen babammış. Aslında gerek sebebi annem. Annemi oldum olası sevmedim. Çünkü ben yaptıklarımla değil. Yapamadıklarımla anıldım. Benim en ufak hatam anneme battı. Çünkü o kızının başarısıyla övünmek için benim başarılı olmamı isterdi kim bilir belkide ben böyle düşünüyorumdur. Annem evlenmişti. Hatta sevdiğim bi kardeşim vardı . Nasıl bu kadar rahattı.Ben hala babamdan ayrı kalmayı hazmedememişken.
Sabah olmuş,kendi düşündüğüm düşüncelerimden annemin bağırışıyla ayıldım.
"Mina kime diyorum hadi işe gideceğim "Annem işte klasik bahaneleri ve kendisi..
" Amma abarttın anne ilk seslenincebile kızıyosun"
"Mina fazla konuşma istersen "Annem oldum olası bana Mina der. Kızım dediği zamanlar yoktur. Nadirdir. Varsa yoksa Mina.
" Ekmek al Mina " demişti. İstekleri bitmezdi annemin.
" Of anne of! "Ben olmasaydım kim alacaktı ekmekleri AA pardon Nehir hanım kalkamazdı çünkü o annemin biricik kızıydı.Anlam veremiyordum. Neden Nehir evde bi iş yapmıyordu. Varsa yoksa Mina'ydı. Nehir doğduğundan beri nefes alamadım. Nehir benim öz kardeşim değil. Ozan abinin, yani annemin eşinin, kızı. Ozan abi beni Nehirden ayırmaz. Kendi kızı gibi sever. Nehir in adını ben koydum zaten. Neymiş efendim Nehir diye isim mi olur muş. Kız ismini bile beğenmiyor. Aslında seviyorum beraber gezeriz falan ama annem soğuk suya bile koydurmaz Nehir i. Bunları düşünürken ekmekleri alıp eve girdim. İlk cümlem "Ooo Nehir hanım hazretleri kalkmış ne gerek vardı ki"
"İyiki ekmek aldın hee "
" İyi ki mi? Ulan ben her gün ekmek alıyorum Gerizekalı! "
" Didişmeyi kesin yiyin yemeğinizi "
" Yok anne biz birbirimizi yiyeceğiz bu gidişle "dedi Nehir. Nehir çok bilmiş bi insan sanar kendini.
" Sus be salak önüne dön yemeğini ye"
Kahvaltıdan sonra hazırlanıp okula gittim. İlk günümdü. Yakışıklı çocuklar fazlaydı. Ama kapmışlar canım çocukları. Müdüre gittim. Yaz tatilinde okula gelip sınıfımı sorma gibi bir fırsatım olmadı özel okula gidiyorum ama onun bir sebebi varsa da Ozan abi annem sevmez böyle şeyleri.
"Hocam sınıfımı öğrenebilir miyim? "dedim" Adın soyadın ve kaçıncı sınıfsın ? "dedi." Mina Uysal 10.sınıfım hocam"demekle sustum. 2 dakika içinde söyledi sınıfımı.
"Sınıfın 10/F 2.katta soldan tarafta "dedi." Saolun hocam" diyerek çıktım. Sınıfa girdiğimde herkes birbirini tanıyordu. Ben doğal olarak yeniydim. Bir kız geldi yanıma. "Selam ben Eylül" dedi. "Bende Mina". "Adın ne hoş "
" Teşekkürler"dedim.Sınıfta herkese ait dolap vardı. Son boş bir dolap bulabildim. Ve eşyalarımı koydum. Ders programına baktığımda ders fizikti. Lanet olsun ki en nefret duyduğum dersti. Programa bakarken elimden defterimi düşürdüm. Tam alacakken elimin üstünde bir el gördüm. Kafamı kaldırdığımda bizim sınıfın yakışıklılarından Eymen'i gördüm. Zaten bir o birde Eylülle tanışmıştım. Eymen varlıklı bir ailenin çocuğu ama Eylül burslu gelmiş.Elimi birden çektim. "Sadece yardım etmek istedim Mina" dedi. Ama ben bizim eski okuldan biliyordum bunun gibileri. "Saol" deyip tereddütle yerime geçtim. Geçen sene ki gibi peşime takılmazsa iyiydi. Uğraşmak istemiyordum.Sınıfa suratı büzüş büzüş olan bir kadın girdi. Fizikçiler genellikle kadın olur zaten. Moruklar!"Oturun!"dedi çirkin sesiyle. Oturmamıza kalmadan konuya geçti. Konuyu bitirince de yoklama almaya başladı. "Burak Doğan"
"Burda"
"Feyza Çelen "
" Burda"
"Ekin Kırsal "
" Yok hocam "diye atladı biri.
" Okulun ilk gününden niye gelmezsiniz anlamıyorum ki Neva Güven"
"Burda"
"Eymen Deniz"
"Burdayım hocam "
" Mina Uysal"
"Burda"
"İsmini ilk defa görüyorum "
" Yeni geldim hocam "dedim.
" Eylül Koçak"
"Burda hocam". O yoklamayı alırken bizlerde tahtadakileri geçirdik. Sınıfın orospusu bile varmış. Teneffüs zili çaldığında bir konuşmaya şahit oldum. Melis "Sizce büyüyünce ben ne olurum?" dedi. Keremler falan "Orospu olursun senden başka halt olmaz" dediklerinde bastım kahkahayı. Oysaki Melis ağladı. Kendini bildiği soruları sormaması gerekir. Sınıfla kaynaşmıştım bile. Grup kurmuştuk. Ben, Neva, Eylül ve Aslı... Hepsinin karakter özellikleri beni yansıtıyordu.Ve gerçekten çok güzel ve iyi kalpli insanlardandılar. Neva çok hayalperest bir kız annesi yok küçükken kaybetmiş. Ne üzücü... Aslı'nın da benimkine benzer bir hikayesi var. Annesi ve babası boşanmış fakat Aslı'nın velayeti babasında ve üvey annesine anne demekten utanmıyor. Çünkü annesinin babasını aldattığından haberdar... Eylül en mutlumuz herhalde bir erkek kardeşi var Eren 8. Sınıf öğrencisi kardeşinden de hayatından da mutlu bir kız. Aslı ve Neva'nın kardeşi yok daha doğrusu Neva annesini kaybettiğinden dolayı yok babası başka bir kadın istememiş. Aslının üvey annesinin evladı hiç bir zaman olmayacak mış. Ama Aslı halinden memnun.. Arkadaşlarım Nehiri gördüler ve aynı bana benzediğini dile getirdiler. Buna insanın inanası gelmiyor. Çünkü öz kardeş değiliz. Ama sahiden benziyoruz. Okul çıkışı kızlardan numaralarını istedim. Ve WhatsApp da "Bizim Tayfa" diye grup kurdum. Kızlar grubun adına güldüler. Tabi Nehirde gruba gelmek istedi. Çünkü biz yazışırken ben kahkaha atıp duruyordum. Aslının komik sözleri, Neva'nın salak videoları,Eylülün saçma ses kayıtları haliyle güldürüyordu beni.1 hafta sonra...
Okula geldiğimden beri yüzüm solmadı.. İyi arkadaşlar edinmişim farkına vardım. Ama en güzeli bizim tayfayla yaşadıklarım paha biçilemezdi. Kızlara bomba haber getirerek gelmiştim okula.
"HEEY! size haberlerim var. Aslı direk
"Noldu kızım anlatsana WhatsApptan yazsaydın ya "Neva onay verdi buna Eylül ortalıkta yoktu.
" Eylül nerde? "
" Lavaboya gitti boşver Eylülü şimdi anlat hadi kızım" Aslı en meraklımız olsa gerekti...
"Tamam tamam söylüyorum Eymen bana benden hoşlandığını söyledi"
O sırada Eylülde gelmiş fark etmedim. Eylül arkadan bi bastı Ohayı
"OHAAA NASIL LAN "Aslı ellerini ağzına kapatmış şaşırmıştı.Neva ise sınıfın ortasında haykırıyordu.
" Lan bi susun çocuk utanacak şimdi galiba bende hoşlanıyorum. "
Bizimkiler güldü
" Ne var canım bunda komik mi yani olamaz mı? "Aslı
" Olur olur da ne biliyim bir anda "deyip bastı kızlarla kahkahayı. Sinirlenip numarası yapıp yerime geçtim kızlar bi anda ciddileşip özür dilediler. İlk iki saat bedendi zaten. 3.saat boştu bize okulun ilk gününden niye gelmezsiniz anlamıyorum diyen fizikçi bugün yoktu. 4.saat oldum olası sevmediğim Matematik dersiydi. Odeğilde sınıf hocamız mış. Sınıfa girdiğinde bi havası vardı kadının.Mini etek giymiş üstüne bol bir gömlek altında siyah stilettolarla maşallahı hak ediyordu. Siyah ojeleri gözden kaçmazdı tabii..
"Merhaba gençler bugün ders işlemeyeceğim ve sizlerle tanışmak istiyorum isterseniz kendimi tanıtayım Adım Aysima Aydın 24 yaşındayım Nişanlıyım. Aynı zamanda sınıf rehber öğretmeninizim. Hacettepe den mezunum. Şimdi sizleri tanıyalım dedi. Kadın 2 yıllık öğretmendi ama böyle asalet görmemiştim. Herkes kendini tanıttı."Sizlere A4 dağıtacağım ve buraya hayatınızı yazacaksınız ve ben elimden geldiğince sizlere yardımcı olacağım "
Hayatımda gördüğüm en ilgili öğretmen olsa gerekti. Böyle güzel, alımlı, meteor bir hoca görmüş olamam herhalde. Hayatlarımızı yazdığımızda hocaya verdik. O sırada okudu. Öğlen arasında hocayı çekiştirip kantinde kahve içtik. Derse girdiğimizde
"Hepinizi az çok tanıdım kimisi mutlu kimisi yaşadıkları için pişman ve öfkeli kimisi ise mutsuz... Açıkçası sınıfın en mutlusu var diyemem çünkü bende bazılarınızın yaşadıklarını yaşadım. Mesela Mina" dedi Mina dediğinde gözlerim faltaşı gibi açıldı.
"Ben Minayla aynı şeyleri yaşamışım ve onu anlayabiliyorum ama şuan çok mutluyum. "deyip göz kırptı bana. Çünkü benim ilerde mutsuz olacağımı kağıda yazmıştım. Ama öğretmen olmayacağıma ant içti resmen. Yürek yemiş kadın.Bugün dershanem vardı ama kaçmak kötü fikir değildi. Gitmedim babama haber verip kafede olduğumu ve buluşmak istediğimi söyledim.Yaklaşık 2saat sonra babam geldi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ve Sen Geldin
Novela JuvenilGökyüzümdeki o karanlığa güneş oldun sen.. Yaşanmamış hayatı yaşatmaya geldin.. Hayalini kurduğum ama yaşayamadığım mutluluğu getirdin bana.. Bütün olaylardan sonra ve sen geldin yanıma.. Gitmeyecek gibi..