MEZARLIKTAKİ GÖLGELER

42 5 1
                                    

Biz insanlar mezarlıktan korkarız. Peki orada kendin hariç başka birinin de seni izlediğini bilsen halimiz at gibi dört nala birden kaçmak olurdu.
Mustafa atölyedeki seslerin gizemini henüz çözemedi . Çok merak ediyordu. Zaten yürana evde değil yurtta kalıyordu. İşin garibi eve erkek kuzenleri yada amca ve dayıları gelse bile o hep yurtta kalıyordu. Akrabaları bile yürana 'dan korkuyordu. Peki ya o adam seslerine ne demeli. Erkeklerden nefret eden bir kızın atölyesinde erkek sesleri duyuluyordu. Peki neden aileden kimse buna birşey söylemiyordu. Neden.....??? Çok saçma geliyordu. Mustafa dayanamadı ve Murat'ın odasına kadar gitti. Kapıyı tıklattı.
- Ne var..
- Murat müsait misin ....??
- Evet Mustafa müsaitim girebilirsin.
Mustafa kapıyı açtı ve oda leş gibi kokuyordu. Mustafa burnunu tuttu.
- Bu oda ne kokuyor böyle murat..
- He lahana yedim de o beni bu hale getirdi.Korkma ölmezsin.
- Sen bir daha lahana yeme sana yaramıyor.
- Biliyorum ama Karadeniz çocuğuyuz bizim geleneksel yemeğimiz. Yemeden olmaz.
- Murat sana birşey sormak istiyorum.
- Evet sor.
- Atölyede garip sesler geliyor . Senin bir bilgin var mı ...??
- Evet tabikide bilgim var.
- Ne peki bana anlatır mısın...???
- Bak Mustafa yürana evde değil atölyede ve bazen de yurtta kalıyor.
Ama bir gün çok korkunç birşey oldu .
- Ne oldu...??
- Annem atölyeye inmiş ama yürana orada yokmuş. Atölyede gezinmis birde ne görsün.....!!!
- Ne görmüş murat...??
- Duvarda büyük bir yazı hemde kırmızı ile yazılmış "N " harfi varmış . Annem ilk önce korkmuş ama ilerlemeye devam etmiş..
- neden " N " harfi
- Bilmiyorum ama bu güne kadar yürana günlüklerinde bile nefret yazıp duruyor. Herhalde onun baş harfini yazmış.
- Peki ya sonra ne oldu..??
- Annem biraz daha ilerledikten sonra duvarda ablam Leyla nın eski erkek arkadaşlarının fotoğraflarını görmüş..
Ve bazılarının üstü kırmızı kalemle çizilmiş.
- Neden çizsin deli mi o..
- İşte bu soruyu çok düşündük hatta leyla kiminle çıksa bir hafta sonra o çocuk darp edilmiş ve hastanede komaya giriyor. Hatta telefonda Leyla dan ayrılıyorlar. İlk önce yürana Leyla'nın erkek arkadaşını "beğenmedim" dese de Leyla itiraz ediyor. Sonra o çocuklar Leyla dan ayrılıyor.
- Aman Allah'ım yürana bunu yapmış olamazsın ... Peki sonra...??
- Annem gizli bir kapı bulmuş.Merakla kapıyı açıcakken içeriden adam sesleri duymuş . Korkmuş ve kaçmış .
- Polis çağırdınız mı..?
- Evet o merakla çağırdık. Ama polisler atölyede bir şey bulamadılar . Hatta o kapı bile yoktu.
- Nasıl yani . ? Kapı uçup gitmedi ya..??
- Bilmiyorum ama evin az ötesinde ormanlıkta mezarlık var . Annem eve çıktığında arkasından hızla biri geçmiş . Ödü kopmuş , sonra yürana mutfaktan çıkmış üstü başı çamur olmuş . Annem soru sormuş ama yürana cevap vermemiş. İlerlemiş ve arkasını anneme dönmüş. Korkunç bir gülümseme ile anneme " atölyenin kapısını kapattın mı..?" Demiş.Annem çok korkmuş . Yürana annemin başından beri atölyeye girdiğini biliyormuş . Ama işin garibi polisler kapıyı bulamamış ve annem kapıyı bulmuş .
- Birde kapı açıkmış öyle mi...??
- Evet ..
- O zaman bunu kasten yapmış . Çünkü ben aşağı indiğimde kapı kilitli idi. Ama kapı o zaman açıkmış .
- Ne demek oraya indim . Mustafa seni görmedi dimi ...??
- Hayır...
- Oh çok şükür.Ama artık bende merak ediyorum. O kapıyı
- Bizde araştıralım . Hazır yürana da evde yok. Beraber bu gizemi çözebiliriz.
- Hadi gidelim ...
-Tamam..
Dediler ve feneri alıp atölyeye indiler.
Kapının kolunu çevirdi Mustafa, ama kapı açıldı. İkiside birbirine baktı.Ve içeri girdiler. İçerisi karanlıktı ve duvarlarda resimler vardı. Sadece siyah ve kırmızı renklerle duvarlara resim çizilmişti.Bir anda bir ses geldi ,kapı " pat " diye kapandı.
Murat korkuyla " Annecim" dedi ve Mustafa'nın arkasına saklandı . Mustafa Kapıyı açmaya çalıştı ama kapı açılmıyordu. Mustafa sinirlenmeye başlamıştı.
- Şaka mı yapıyorsun .. aç şu kapıyı deli misin sen.!!.... bu bi şaka olsun Allahım lütfen..
Dedi Mustafa . Murat korkmaya başladı. Her yeri titriyordu.
- Mustafa gidelim artık ....
- Buraya kadar geldik. Pes edemeyiz. Ne olup ne bitiyor öğrenmeliyiz.
Dedi Mustafa ve eliyle duvara vurdu . Bir yerde duvarın sesi daha farklı geliyordu. Murat fenerle Mustafa'nın olduğu yere ışık tutuyordu. Tekrar eliyle duvara vurdu ,evet kesinlikle duvarın bu tarafından farklı ses geliyordu ve ayriyeten buradan soğuk hava geliyordu. Mustafa elindeki keserle tahtaya vurdu ve tahta kırıldı.
Çok garip ve ürkütücü bir kapı vardı. Ve leş gibi kokuyordu.Mustafa burnunu tutarak murata baktı.
- Murat burası senin odan dan bile kötü kokuyor.
- Evet benim kokum kötü ama hiç değilse bu kadar kötü kokmuyorum.
Dedi murat . Mustafa kapıyı açtı ve yerler kırmızı sulu bir boya gibi birşey vardı. Bunu görünce insanın aklına kan geliyordu. Murat bunu görünce kan sanıp bayıldı.
- Murat uyan lan kan değil boya bu. Dedi ama oda korkuyordu. Tam geri gidecekti ki ayağı kaydı ve o karanlık oda kaydırak gibi oldu. Ve aşağı doğru kaydılar. Mustafa kafasını çarpınca bayıldı. Gözlerini açtığında birde ne görsün. Bir mezarlıkta idi . Etrafına baktı Murat'ı aradı. Ama murat yoktu.
" Murat neredesin ..... Murat beni duyuyor musun...???" Dedi Mustafa ve onu aramaya başladı. Mezar taşının arkasında bir el gördü. Ve oraya gitti.
Bu Murattı mustafa onu kaldırdı ve taşımaya başladı. Ama etraf sisle kaplıydı. Mustafa mezar taşlarına baktı. Üstlerinde gölgeler oynuyordu.
Çok korktu Mustafa bilmiyordu . Düşünmeden koşuyordu. Bir anda yine yuvarlandı .Ve muratı kalkan gibi kapladı.üstü başı çamur oldu. Gözlerini yumdu. Sonra tekrar açınca başında siyah örtülü yüzleri görünmeyen insana benzer ürkütücü yaratıklar vardı. " Allahım lütfen kabus olsun bu lütfen.." dedi ve bir ses duydu ." Çekilin"  bu ses , bu ses yürana' nın sesiydi. Mustafa sesi duydu ama gözlerine çamur kaçtığı için göremiyordu. Yürana Mustafa'yı sırtına aldı.  Mustafa gözlerini açtı. Karşında yürana vardı . Ama çok azcık görebiliyordu Mustafa.
- Yürana ...... Sen
- Evet benim şimdi dur da gözünü temizleyelim. Tamam mı...
-  sen nasıl bir insansın ....
- Neden beni takip eden sensin...
- Ama ben seni düşündüğüm için takip ettim..
- yaa  neden seni bu kadar düşündürecek ne yaptım. Yoksa deli olduğumu mu düşünüyorsun..
- Evet .. oo ne öyle  tünel falan aklım uçtu.
- Çok mu korktun .....??
- Evet ... Bir an geri dönemiyeceğim sandım.
-  şimdi kes sesini gözlerini temizliyorum.
- İnan seni sinirlendirmeyi bile özlemişim. Deli kız....
- Sana suss dedim...
Dedi ve Mustafa sonunda gözlerini biraz daha açtı. En sonunda yürana , Mustafa'nın gözlerini üfledi. Mustafa gözlerini tam açınca yürana ile bakmaya başladı. Yürana hala üflemeye devam etti. En sonunda oda Mustafa'ya bakmaya başladı . Kısa süre içerisinde bakışmaya devam ettiler.O sırada bir ses " yürana kızım"
Yürana bir anda irkildi.
- Efendim Nebahat teyze.
- Kızım geldi mi seninkiler....
- Evet onları getirdim..Murat'ı biliyorsun , buda Mustafa benim öğretmenim..
- Demek öyle şu seni sinirlendiren Mustafa öylemi hoşgeldin oğlum..
Kızım iyiki onları hemen buldun . Bu arada ben artık senin de teyzenim oğlum tamam mı.
- Tamam , Nebahat teyze ormandan geçerken mezarların üzerinde gölgeler geziyordu . Onlar nedir öyle..
Nebahat teyze ve yürana birbirlerine baktılar . Ve yürana Mustafa'ya döndü." Uzun hikaye Mustafa hemde çok uzun bir hikaye...." Dedi yürana
Neler oluyordu. Bu gölgeler neydi . Herşey çok farklıydı. Ve karmaşık yürana artık Mustafa'ya anlatmalıydı. Hemde herşeyi , cesur bir kızdı.
Ama unutmayın ...Cesaret tehlike karşısında akıl ve zekanın kullanılmasıdır..

Ne Seninle ,Nede Sensiz .  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin