you saved me when I was lonely

1.1K 174 28
                                    

Seni ikinci kez görüşümde, beni  kurtarmıştın.

Henüz aşk kelimesinin anlamını ararken yürüdüğüm yolların sana çıkacağından habersizdim. Okulda boşa vakit geçirdiğim vakitlerin bir tanesinde, seni gördüm onunla birlikte. Kızın hatırlamak için zihnimi zorlamadım bile. Yanınızdan geçerken dirseğinle kızın karnını dürttün ve gözlerinle beni işaret ettin. O güzel kafanın içinden nelerin geçtiğini bilmiyordum ama... bilirsin ya, çok anlamlı bakıyordun.

Çok güzel bakıyordun.

"Taehyung!" diye seslendi kız, arkamdan.

Dönmek istemedim çünkü senin seslenmeni istemiştim, içten içe.

Tabanlarımın etrafında dönerken kafamdaki kapüşonu çıkardım ve saçlarımın geniş alnımı kapamasını sağladım. Gözlerinin yüzümde gezindiğini anladığımda bir savaş çıkarabilirdim ama yumruklarımı sıkmakla yetindim.

Ah, senin hakkında bildiğim tek şey ismindi ama ömrümü sana emanet etmek istiyordum.

"Efendim?" diyerek cevapladığımda, kollarını göğsünde kavuşturup duruşunu dikleştirmiştin.

Sevgilim, yalnızca on beş yaşındaydın. Neden bir sanat eseri gibi durmak zorundaydın?

"Akşam pizza yemeğe gidiyoruz," dedi hala adını hatırlamaya çalıştığım kız arkadaşın. "sen de gelsene."

"Üzgünüm," dedim zor çocuk rolüne kendimi kaptırırken. Aslında senin göz bebeklerine bakarken red yanıtı vermek epey zordu, çok çaba sarf ettim. "ders çalışmayı düşünüyorum."

Kararlılığımı gözlerimle aktarmaya çalışırken rahatsızca kıpırdandın ve yaslandığın duvardan ayrılarak bana ithafen konuştun.

O yaşıma göre fazla şanslıymışım.

"Seni daha iyi tanımak istiyoruz," dedin ama gözlerindeki parıltı istekten daha çok bir hırs gibiydi. Bundan hiç hoşlanmadım ama devam etmeni bekledim. "bir gecelik bir şey kaybetmezsin, ha?"

Bir gecede kaybedebileceğim ne varsa senin yüzünden kaybettim.

Saçlarımı kararsız gibi karıştırırken yanındaki kız dudaklarını ısırarak bana bakıyordu ve zor durumda olduğunuzu anlamıştım. Sebebini bilmiyordum ama o an, öğreneceğime yemin etmiştim.

"Hmm," diye düşündüğümü belirtirken kız araya girdi.

"Hadi hadi hadi," dedi.

"Tamam," dedim ve üfleyerek devam ettim. "geleceğim."

İkisi birbirine bakıp gülümserken mideme yumruk yemiş gibi oldum ama yüzüme yapmacık bir tebessüm yerleştirip yanlarından ayrıldım.

Kırmızı kareli bir gömlek ile siyah dar pantolonu kombinlediğimde kişiliğime göre fazla sıradan olduğumu düşünüyordum ama çok da üzerinde düşünmedim ve yemeğimi yiyip dönmeyi aklıma koyduğumdan telefonla cüzdanımı alıp evden çıktım.

Annem ve babamın işleri yoğun olduğundan akşam yemeklerini genellikle yalnız yerdim ve bundan gocunmazdım çünkü dışarıda takılmayı çok sevmezdim. Arkadaşlarımla buluşacak olsam bile evde rahat rahat oturup film maratonu gibi şeyler yaparak daha iyi hissederdim.

Yine de bu... Park Jimin'e gitmeme engel olmadı.

Mesaj attığı adrese doğru ilerlerken yakınlarda pizzacıya benzer bir yer göremiyordum. Sokak lambaları giderek azaldığında etrafıma bakındım ve üstümdeki yağmurluğa sıkıca sarıldım. Bir yanlışlık oluyor olmalıydı.

how did I fall in love with you? :: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin