Tekrardan merhaba herkese🤗🤗
Hikayeme başlıyorum. Keyifli okumalar..Asya'nın ağzından:
"Anne yeter artık cidden. Ya istemiyorum diyorum neden zorluyosunuz! Bıktım artık anladınız mı?!" Dediğim anda annemin bana attığı tokatla kendime geldim. Bana neden böyle davranıyorlardı? Hayır yani her istediklerini yapmak zorunda değilim. Ve bunu da yapmak istemiyorum. Siz hiç en sevdiğiniz arkadaşlarınızdan, kardeşlerinizden ayrıldınız mı? Ben ayrılmak istemiyorum özellikle Eliften. Ya o benim canım, her şeyim. Ondan ayrılamam ki. Ben bunları düşünürken annemin sesiyle kendime geldim " Çabuk odana çık ve akşam yemeğine kadar inme. İzmir'i, yeni arkadaşlarını düşün. Elif'le de vedalaş. Sıkılmadın mı o kızdan"
Annem ne diyordu öyle. Gözlerinin içine baktım. Çünkü annem bana hiç böyle şeyler söylememişti. Anladım onun da benim gitmememi istediğini. Bir şeyler vardı. Evde bir şey olmuştu ve beni göndermek istiyorlardı. Bir şey demeden yukarı -odama- çıktım. Yaklaşık 1 saat falan uyudum. Saate baktığımda akşam yemeğine yaklaşık 2 saat vardı. Zaman kaybetmeden Elif'i aradım. Ona içimi döktüm. Elif ne kadar ağlama seslerini duymamamı istese de ağlama seslerini duyabiliyordum. Elif'le vedalaşmam gerektiğini biliyordum. Çünkü Elif'in annesi her şeye izin vermezdi. Hele İzmir'e asla izin vermezdi. Bunu bildiğim için ona gelmesi için teklif etmedim. Ya bi dakika da ben ne çabuk kabullenmiştim bu durumu. Yemeğe az kalmıştı zaten. Babamın beni göndermemesi unuduyla aşağıya indim. Bi dakika onlar kavga mı ediyorlardı. Nasıl ya yine mi! Son zamanlarda çok fazla kavga etmeye başlamışlardı ve bunun sonunun kötü olmasından çok korkuyordum. Konuşmalarından duyduğuma göre babam beni göndermek istemiyordu ama annem "ölmek mi istiyorsun" diyince hemen aşağı indim. "Ya anne yeter! Lütfen bıktım artık kavgalarınızdan. Tamam işte gidiyorum daha ne istiyosunuz? Hem ne ölmesi ya? Ne alaka?" Annemin bakışlarıyla sofraya oturmam gerektiğini anladım. Her zaman böyle yapardı çünkü. Babamdan bir açıklama bekliyordum. Yani neden İzmir'e gittiğimi bilmiyordum ve bunu öğrenmek benim hakkımdı. Babamın konuşmasıyla dikkatimi babama verdim. "Bak kızım, senin bilmediğin bazı şeyler yüzünden seni burdan göndermek durumundayız. Açıkçası büyük bir holdingin sahibi olduğumuz için büyükte düşmanlarımız var. Ve biz bazılarına bir miktar borçlandık."
-Baba kim bunlar? "Senin hiç tanımak istemeyeceğin kişiler kızım."
-Baba ben gitmek istemiyorum. Lütfen. "YETER!! -büyük yazcak derecede bağırmıştı-"
Ben babamı hiç böyle görmemiştim. Bana ilk defa bu kadar bağırmıştı. Galiba şu dizilerdeki psikolojiyi yapıyorlardı. Hani gitmeden önce kendinden nefret ettirmek gibisinden. Bunları düşünürken gözlerimin sulandığını farketmemiştim. Masadan büyük bir hışımla kalktım. He bu arada İzmir'e YARIN gidiyormuşum.**
Saat sabahın 5'i ve ben ayaktayım. BEN!. Bütün gece uyumayıp Elif'i düşünmüştüm. Ona ne diyicektim şimdi. En iyisi hiç buluşmamaktı. Eğer buluşursam kendimi tutamayıp bütün gün ağlardım. Saat 7'de uçağım kalkıyordu. Ban-yoya gidip işlerimi hallettikten sonra üstümü giymeye başladım.
**
Uçaktayım. He annemle babam mı? VEDALAŞMADIM. Sadece uyurken yüzlerine baktım o kadar. Neyse ya. Asıl önemli olan şey okuyacağım okul. Aslında binanın fiziksel açıdan pek bir şeyi yok ama içindeki çocuklar efsane bir şey. Bu okulu ben çok duymuştum herkes can atıyordu buraya gidebilmek için. Derken birden gözlerim açıldı. İçim boşalıyordu. Noluyo amk derken uçağın iniş yaptığını yanımdaki teyzeden öğrendim. Pardon abladan. Teyze dedim diye kızmıştı bana. He birde şey ben evet hiç uçağa binmemiştim. Bu ilkti. Yani biliyorum 18 yaşına gelmişsin hiç mi binmedin diyeceksiniz ama utanarak söylüyorum ki EVET!
Tekrardan merhaba🤗🤗 Umarım bu bölüm hoşunuza gitmiştir. Biliyorum saçma bir yerde bitirdim ama olsundu. Haftaya yeni bölüm gelir mutlaka. Sizleri seviyorum😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİKOLATA
Teen FictionSadece 15 yaşındaki bir kızın serviste giderken yazdığı bir hikaye. 14.2.17