Yüzüme çarpan rüzgar bile yıldıramazdı şimdi beni.Ayaklarımı uzattığım boşluk kaderim miydi yoksa bitmek bilmeyen umutlarımı attığım uçurum mu?İnsan vazgeçer miydi gökyüzünden,ruhuna vuran dalgaların esiri olarak yaşamına devam mı ederdi yoksa?Şu yeşil kara parçasından,büyüleyici denizin turkuazından bıkar mı insan?Son kelimemi yazdıktan sonra turkuaz rengindeki kalemimi zilin çalmasıyla kalem kutuma yerleştirdim ve sınıfın kapısına doğru yol almaya başladım.Ben kumsal,denizin dalgalarına meydan okuyan minicik kum tanesi,mavinin sessizliği,yeşilin en güzel tonu.Sonbahardan kurtulan son yaprak tanesi,dalında kalan son sarı papatya.Hani her insanın bir hikayesi vardır ya,umutlarını kıyıya vurdurtan işte benim hikayemde dalgaların kıyıya ulaştırdığı son kum tanesinin çırpınışı kadar masum ve çaresiz .Belki de bazen en güzeli budur zorluklarla savaşıp hayatı öğrenmek mavinin sessizliğine boyun eğmek.