Karşımda hayatımda hiç tanımamak adına her şeyi feda edebileceğim adamın anne ve babası duruyordu. Onların da en az benim kadar şaşkın oldukları hallerinden belliydi. Bir an kafamı çevirdiğimde Boran'ın onlara çok sinirli bakışlar gönderdiğini gördüm. Melis ve Melike tedirgin, Burak ise eli ile elimi kavrayarak güç vermek ister gibi yanımda olduğunu belli ediyordu. Sema teyzenin sesi ile kendime gelip ona doğru yöneldim.
"Bahar, kızım nasılsın?"
"Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"Biz de iyiyiz kızım. Senin Amerika'da olduğunu sanıyorduk."
"Evet, Amerika'daydım. Tatil için geldim." dediğimde bir sessizlik oluştu. Sema Teyze'nin daha konuşmak istediğini ancak nasıl devam edeceğini düşünüyor gibi bir hali vardı. O sırada Boran araya girerek;
"Abla, uçağı kaçıracağız gitmemiz gerekiyor." demesi ile Sema teyze toparlanıp bana bakarak
"Ah.. Kusura bakmayın Baharcığım, kendine iyi bak. Size iyi yolculuklar." dedi ve Bülent Amca'ya doğru ilerledi. O sırada Bülent amca ile göz göze geldiğimde buruk bir tebessüm ile bana bakıyordu.
Ona bir baş selamı verdikten sonra diğerlerinin arkasından uçağa doğru yürüdüm.
Melis yanıma gelip; " Canım benim iyi misin?"
"İyiyim Melis. Merak etme daha da iyi olacağım. Bu ve bunun gibi karşılaşmalar daha çok olacak. Asıl Koray ile karşılaşmamız daha kötü olurdu."
"Doğru söylüyorsun canım."
Uçakta yerime oturduğumda düşüncelerin arasında uyumaya çalışıyorum.
3 yıl önce
Üç yıl önce Koray yüzünden bir anda ailemi arkamda bırakarak kaçarak gitmiştim. Koray ile üniversitenin ikinci yılının sonunda ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanışmıştık. Bir süre sonra çok iyi arkadaş olmuş ve sonrasında da birbirimizden hoşlanmaya başlamıştık. İkinci sınıfı bitirdiğimiz yaz, Selçuk amcamın yaptığı iş anlaması nedeniyle ortak oldukları aile ile hep beraber yemeğe çıkmıştık. Restoran' a gittiğimde ilginç bir tesadüf yaşamış ve Koray'ın ailesinin şirketi ile bizim aile şirketimizin ortak olduğunu öğrenmiştim. Koray ile tanıştığımızı öğrenen aileler bir süre sonra daha sık görüşmeye başlamıştı. Üçüncü sınıfın başında ise Koray gelip benim ile konuşmuş ve bana aşık olduğunu söylemişti. Koray gibi aşık olmasam da iyi anlaştığımız ve bana karşı olan nazik tavrıdan dolayı hoşlanmaya başlamıştım. O konuşmadan sonra bende ona hoşlandığımı söylemiştim böylelikle sevgili olmaya karar vermiştik.
Bir sene boyunca Koray ile oldukça güzel günler geçirmiştim. Koray ailesine benim ile beraber olduğunu söylemesi ile bende ailem ile bu durumu paylaşmıştım. Üçüncü sınıfı bitirdiğim sene Koray mezun olmuş ve aile şirketlerinde çalışmaya başlayacaktı. O yaz bana evlenme teklif etmişti ve bir süre düşünmek istediğimi söylediğimde anlayışla karşılamış bana zaman vermişti. Bunu duyan Selçuk amcam sürekli Koray ile yapacağım evliliğin iyi olacağını savunuyordu. Bir süre sonra Koray'ın teklifini kabul ettim. İki hafta içinde de isteme, nişan arka arkaya yapılmıştı. Ankara'ya nişanlı bir kız olarak dönmüştüm. İlk zamanlar Koray günde birkaç defa arayıp beni çok özlediğini ve çok sevdiğini söyleyip çocuk gibi sızlanıyordu. Bu hallerine çok gülüyordum. Hatta bazen dayanamayıp sık sık hafta sonları yanıma geliyor ve beraber güzel zaman geçiriyorduk.
Sınavlardan sonra tatil için İstanbul'a gittiğimde düğün tarihini belirlemiş ve temmuz ayında olmasına karar vermiştik. O gün hemen nerede oturacağımız bile planlanmıştı. Koray şirketlerinde çalışan bir iç mimar olan Hale Hanım ile tanıştırmış ve isteklerimi anlatmamı istemişti. Hale hanım tüm notları alıp evin anahtarını teslim aldıktan sonra hemen çalışmaya başlayacağını söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen
RomanceBahar hayatında en büyük darbeyi ailesinin isteği ile nişanlandığı Koray tarafından almıştı. Güzel gözlerinde hüznün sebebi yaşadıklarıydı. Aradan geçen zaman acısını hafifletmişti. Artık hayatında onu gerçekten sevebilecek ve gerçek aşkı yaşayabile...