Melis'in 'bana masal anlatma' bakışı altındayken telefonum çalmaya başladı. Tanımadığım bir numaraydı arayan.
Telefona cevap verdiğimde duyduğum ses ile elim ayağım birbirine karışmıştı.
"Günaydın Bahar. Nasılsın?"
Bu adamın sesini duymamla kalbimin atış hızına engel olamıyordum.
"Günaydın. İyiyim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"Bende iyiyim. Kusura bakma erken saatte aradım ama inşallah uyandırmamışımdır."
" Yok... ben uyanmıştım zaten."
"Tamam, o zaman. Ben bugün saat kaç gibi seni alayım diye sormak istedim."
"Şey.. ben şu an İzmir'deyim. Öğlen orada olacağım. Havaalanından ofise geçeceğim. Ofisten iki kişi daha gelecek benimle. Sizi yormak istemem siz bize tarif ederseniz oraya geliriz."
"Lütfen olmaz öyle. En iyisi ben saat bir gibi sizin ofisinize geleyim oradan beraber gideriz."
Bizim konuşmamızın arasına arkadan gelen Seçkin'in sesi ortama bomba gibi düşerken birden kendimi yerin altına gömmek istedim.
"Ooo fıstığım kahvaltı müthiş görünüyor. O güzel ellerine sağlık."
Gözlerimi yummuş Cenker'in sessizliği ne şekilde bozacağını bekliyordum. Telefonda konuştuğumu idrak eden Seçkin sessizce özür dileyip masaya oturmuş, Melis ise kocasının kolunu sıkıp, kötü bakışlar gönderiyordu. Sessizliği bozan Cenker soğuk ve ciddi bir ses tonu ile konuşmaya başladı.
"Tamam, o zaman ofisinizde görüşürüz Bahar Hanım. İyi günler."
Daha ben cevap vermeden telefonu yüzüme kapatmıştı. Bir süre elimdeki telefona bakarken Melis'in koluma dokunması ile kendime geldim.
"Hadi Bahar otur sende başla kahvaltıya ben Leyla'yı çağırayım."
Sadece başım ile onay vermiştim. Masaya oturduğumda Seçkin ile göz göze geldik.
"Bahar, kötü bir şey mi oldu? Telefonla konuşurken kötü bir haber mi aldın? Ben mi yanlış bir şey yaptım?"
"Sakin ol canım. Ben iş ile ilgili konuşuyordum. Seninle alakalı bir şey yok. Sadece kafam bir şeye takıldı o kadar. Hadi kahvaltı yapalım sonra beni havaalanına bırakırsın."
"Tamam canım. Akşam kaç uçağı ile geleceksin?"
" İşim kaçta biterse ilk uçakla dönerim. Ben seni uçağa binerken ararım."
"Haberleşiriz o zaman."
Melis ve Leyla'da masaya gelince kahvaltı yapmıştık. Leyla odadan bir şey alacağını Seçkin'de telefon görüşmesi yapacağını söyleyerek bizi yalnız bırakmıştı.
"Bahar, ne oldu?"
"Seçkin'in sesini duyduktan sonra ters ve ciddi bir ses tonu ile görüşürüz dedi ve yüzüme kapattı."
"E ne güzel işte."
"Ne demek o öyle"
"Tatlım, bu adamın sana karşı bir ilgisi var ve senin biriyle beraber olduğunu zannedip sinirlendi demek ki."
"Eğer öyle bir düşünceye kapıldıysa benden uzak durur. O kadar ters ve soğuk konuştu ki o güzel gülümsemesi olmadan benimle konuşsun istemiyorum."
"Dur bakalım, sen hele bir git onun davranışına göre hareket edersin."
"Tamam, öyle yaparım."
Sabah ki neşemden eser kalmamıştı. Oysaki bugün onu göreceğim için o kadar heyecanlı ve mutlu bir şekilde uyanmıştım ki. Bazen mutlu olmaya yaklaştığım her an yarım kalmasından artık umudumu yitirmeye başladığımı hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen
RomanceBahar hayatında en büyük darbeyi ailesinin isteği ile nişanlandığı Koray tarafından almıştı. Güzel gözlerinde hüznün sebebi yaşadıklarıydı. Aradan geçen zaman acısını hafifletmişti. Artık hayatında onu gerçekten sevebilecek ve gerçek aşkı yaşayabile...