Bölüm 5: Cesaret Timsali

13 1 1
                                    

Genç adam olduğu yerde bembeyaz kesildi.Ne yani,bütün o söylediklerini duymuş muydu? Kocaman olmuş gözleriyle arkasına döndü. ''B-ben seni kırmak istemedim.O yüzden kendime kızıyordum.Senle alakalı değil aslına bakarsan.Kimseyi kırmak istemem.'' Daha çok bok ettiğini fark edince dişlerini sıktı.Tüm bunların duyunca Zeynep'in gözlerindeki parlama söndü. ''Ya.'' diye mırıldandı. ''Yanıldım demek.'' Aslında yanılmadığını biliyor gibiydi.Mert onu üzmek istemezdi.Bundan adı kadar emin olmak istiyordu. ''Rüzgar'ın yanında oturup oturmamak sana kalmış.Bana bakma sen.'' Genç kız hafifçe başını sallayıp gitmek üzere arkasına dönmüştü ki kulaklarına dolan ses onu durdurdu. ''Seni istemediğimi düşünmüyor musun değil mi?'' Çünkü seni istiyorum.Genç kız yüzünü ona çevirmeden cevap verdi. ''Aslına bakarsan geldiğim ilk günden beri öyle düşünüyorum.'' Bir cevap beklemeden hızlı adımlarla koridorun sonuna koştu.Mert onun arkasından gitmeye başladı.Genç kız köşeyi dönüp yere çöktü ve sessiz sessiz ağladı.Seni de sikeyim,sıranı da.Beni istemeyişini de.Kulakları bu defa sessizliği duydu.Yavaşça duvardan başını uzattığında onu ağlattığını gördü.O an kendine bir yumruk geçirmek istedi.Fark etmemesi için tekrar eski yerine dönerken koridor boyu parmak uçlarında yürüdü.Aynı gelirken yaptığı gibi.

Günün devamı aynı seyrinde ilerlemişti.Okuldan çıkarken şişmiş gözlerini saklamak istercesine montuyla başını örttü ve Kerem'i beklemeye başladı.Okul boşalırken gözü kalabalığın arasında geziniyordu.Kerem'in parlak gözlüklerini görünce ona doğru yaklaşıp koluna girdi çekiştirmeye başladı. ''Ne yapıyorsun?'' Cevap vermeden yürümeye devam etti.Tabii kolundaki Kerem de onunla beraber. ''Hey,sana soruyorum.'' Bıkkınlıkla kafasını açıp gözlerini kaldırdı. ''Servise gidiyoruz işte,bunun nesini soruyorsun?''. ''Gözlerine ne oldu öyle?'' Kısık bakışlar eşliğinde başını yeniden örttü ve yürümeye devam ettiler.Okulun çıkışına ulaşırken genç kız cebinden düşürdüğü anahtarlığını almak için yere eğildi.Başını kaldırdığında okul kapısında Mert'i fark etti.Ve yanındaki kızı.Daha önce hatırladığı o yüze daha dikkatli baktı.Kahverengi gözlü,küçük burunlu,kumral uzun saçlı ve hafif çilli,orta boylu bir kızdı.İçinde beliriveren kıskançlık içgüdüsüyle dudaklarını büzdü.Bence çok kısa.Ayrıca dişleri şekilsiz görünüyor.Biraz da şaşı sanki.Evet evet.Kesinlikle şaşılık var.Ayrıca yüzündeki makyajı becerememiş.
Sertçe servise ilerleyen arkadaşının kolunu tuttu.Çenesiyle kızı işaret ederek "Bu kim?" diye sordu.
Kerem'in gözleri onun gösterdiği yönü bulunca kaşlarını çattı. "Neden soruyorsun?"
"Merak ettim.Kim o kız?"
"Duygu.Bizim sınıftan biri işte."
"Mert'i nerden tanıyor?"
"Çok soru soruyorsun."
"Sence de şaşı değil mi?" Kerem yüzünü buruşturdu. "Ne?"
"Mert'i nerden tanıyor diye sormuştum."
"Onların sınıfına sık sık gidip gelir.Birbirleriyle yakın arkadaşlar."
Genç kız kısık bakışlarını onların üzerinde gezdirirken Mert kıza bir şey söyledi.Duygu da kahkaha atınca iyice kızdığını hissediyordu.
"Bu kızla kavga etsek hangimiz döver?" Kerem sıkıntıyla ofladı. "Saçma salak sorularına daha fazla cevap vermeyeceğim.Ben servise gidiyorum.Beş dakika içinde gelmezsen servisçiye seni beklememesini söyleyeceğim."
Yüzüne bakmadan uzaklaştı.Genç kız tüm bu söylediklerini duymazlıktan gelirken hala aynı sert bakışlarla onları süzüyordu.Mert'in bakışları onu bulduğunda mimik oynatmadan arkasına döndü ve okuldan çıktı.
Yakalanması zerre umrunda değildi.

Kapı kapanmadan servise yetiştiğinde yerine doğru yöneliyordu ki Kerem'in kıpkırmızı yüzü görüş alanına girdi.Bir kaç kişi yine onunla alay ediyordu.Sinirimi çıkarmak için güzel bir fırsat diye iç geçirdi.Yoğunluğun olduğu yere intikal ederken sarışın çocuğun alaylı cümlesi kulaklarına doldu. "Bence onu kızdırmayın beyler.Yoksa babası hapishaneden çıkıp bizi de öldürebilir." Diğerleri isterik kahkahalar atarken genç kız damarlarına inen siniri hissetti.
Kerem genç kızın oraya geldiğini gördüğünde bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki sonrasında vazgeçti.Ne söylersem söyleyeyim o da herkesle aynı şeyleri düşünecek.Son olarak ince sesli bir kızın "Bugünlük bu kadar dalga yeter,yarın devam ederiz." dediğini duydu.Onun yokluğundan habersiz dalgın bakışların arasında bir ok gibi girdiğinde herkesin susmasına yetti.O artık sert tavrı ve korumacılığıyla biliniyordu. "Kapa çeneni artık." diye sesini yükselttiğinde gözlerini cırlayarak konuşan kızdan aldı.Sıra sarışın çocuktaydı.Gözleri onu bulduğu zaman hafifçe güldü. "Eğer biraz daha konuşmaya devam edersen babasına gerek kalmayacak.Ben seni yerin dibine sokacağım." Sesi tehditkardı.Ve biliyordu,bunu yapabilirdi.Karşısındaki sarışın çocuk yeşil gözlerini kısmaya başladı.
"Geldiğinden beri tehdit savurup duruyorsun.Hayır anlamadım,daha ilk günlerden nasıl kazandın bu özgüveni?" Diğerleri dediğine hak veren homurtular çıkarınca genç kız karşısındakilerin beyinsiz bi sürü olduğuna karar verdi. "Etrafımda hep sizin gibiler olacaksa bulunduğum ortamın en iyisi olmama alışmam gerekecek." Bir kaç ıslık sesi duydu bu kez. "Biz bu ortamda hiç senin kadar sürtüğünü görmedik.En iyisi se.."
Sarışın çocuğun sözünü kesen yanağında hissettiği baskıydı.Yediği tokatın etkisiyle başı yana doğru eğilirken ağzında metalik bir tat hissetti.Korkutucu bir gülüşle başını dikleştirip önüne döndü.
"Seni doğduğuna pişman edeceğim."
Genç kız bu tehditten korkmamıştı.Bahsettiği duyguyu daha önce pek çok kez yaşadığına emindi çünkü.O üzerine gelen bedene karşı bir adım gerilerken sarışın çocuğun gözlerindeki öfkeyi gördü.Bu kez onun eli tokat atmak üzere havaya kalkmıştı.Ve geriye bir adım daha.
Havaya kalkan eli ilerleme yolunda durdu.Tokatı az kalsın başarılı oluyordu.Tabii onu tutan başka bir el daha olmasaydı.

Terk Edilmişler Krallığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin