Anlaşma

1.8K 105 26
                                    

(Bağlantıda paylaşmış olduğum müzik eşliğinde okunması tavsiye edilir)

Bu eller miydi ne zaman tutmak için uzansa şiddetle kendisini reddeden? Bu eller miydi yakınlığına tahammül edemeyip her seferinde uzaklaştıran kendisinden? Şimdi dudaklarına merhem olan bu eller yaralamamış mıydı yüreğini, ne zaman saracak olsa kollarıyla güç bela sıyrılırken?
Bu ellerdi işte. Ne o eller değişmişti ne de üzerinde taşıdığı üniforması...
Şimdi dudakları üzerinde heyecanla bükülen bu parmaklar ılık nefesiyle kendinden geçerken biçareydi. Değişen bir şey olmalıydı biliyordu. Yüreğinde taşıdığı öfkeyi kini belki aşkla sevgiyle takas etmişti bilmeden. Bunu o bilmese de biliyordu Leon. Kendisini gördüğünde kızaran yanaklarından , yakınındayken hızlanan soluğundan, zoraki yutkunmalarından biliyordu. Aşka düşen bir yürek nasıl tanımazdı aşka düşeni?Aynı yolda yürürken karşılaşmamak mümkün müydü? Görüp te tanımamak? İşte öyle mümkün değildi. Ne taşıyorsa yüreğinde nasıl çırpınıyorsa yüreği bir kuş olup,  Hilal de farklı değildi işte.

Aşka düşmenin yabancılığını çeken titrek elleri Leon'un dudaklarından usulca geri çekilirken annesine giyindiği yalanını söyleyip gitmesini söyledi Hilal. Leon şuh bakışlarını hoyratça Hilal'e savururken Hilal yine zoraki yutkunmaların pençesindeydi.

-Çabuk gitmeniz gerek buradan Teğmen! Ben kapıyı açıp dışarda kimsenin olmadığından emin olduktan sonra...

Leon Hilal'in sözlerini bitirmesine fırsat vermeden girdi araya

-Nedir bu korkunuz? Annenizin bizi burada yakalamasından mı yoksa burada benimle başbaşa olmak mı sıkıyor canınızı?

Yine aynı küstah tavrıyla hiç gocunmadan aklına ne geliyorsa onu söylüyor ve bundan zerre endişe duymuyordu Leon. Çapkın bakışları Hilali süzerken kıvrılan bıyık uçları halinden hayli memnun olduğunu haykırıyor gibiydi. Hilalse telaşlı ve bir o kadar ürkekti.

-Ne saçmalıyorsunuz siz? Lütfen dediklerimi dinleyin.

Yine muzip bir tebessümle cevap verdi Leon bu telaş dolu sese. Hilalin söylediklerine aldırmadan birkaç adım atarak yataklardan birine oturdu.

-Burada mı yatıyorsun? Başucunda kitap olduğuna göre muhakkak bu yatak sizin olmalı. Rahatmış.Uzanıp beni düşlemek için fena bir yer değil?

Her gece uykuya dalmadan onu hayal edişini hatırladı Hilal. Biri beynine girmiş orada olup biteni Leon'a anlatıyordu sanki. Kendisi bile kabullenemezken yastığına onu düşünerek başkoyuşunu, Leon'un ağzından bir çırpıda dökülmesi gerçeklerin, acıttı Hilal'i.Heyecanla titreyen sesiyle " Ne...Ne  demek bu?"
diyebildi zar zor.

-Bana edeceğiniz hakaretleri önceden düşünüp not ediyorsunuzdur diye düşündüm hepsi bu.

-Gidin artık!

Leon yavaşça kalktı yataktan yine aynı küçük adımlarla yaklaştı Hilal'e. Leon'un adımları ne kadar ileri gittiyse Hilal'in adımları bir o kadar geri gitti. Sırtı kapıya dayandığında artık ne atacak adımı ne de kaçacak bir yeri kalmıştı. Leon, kapıya kolunu yasladığında Hilal için nefes alması bile güçtü artık. Yavaşça eğildi Hilal'e gözlerini gözlerine sabitledi.

-Gitmemi istiyor musun?

Hilal heyecandan sesi çıkmayacağını anlayınca kafasını doğrular şekilde sallayarak cevap verdi Leon'a.

-Eğer buradan gitmemi istiyorsanız benimle küçük bir anlaşma yapmanız gerekecek.

Hilal anlamaz gözlerle Leon'a baktı.

-Buradan gitmem karşılığında bu akşam saat 7 'de kordonda olacaksınız. Yalnızca bir gün olsun savaşı, benim bir Yunan olduğumu unutacaksınız. Birlikte hoş vakit geçireceğiz küçük hanım, iki dost gibi.

Vatanım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin