3/ Boya?

303 29 4
                                    

Anlamsızca etrafıma bakışlar atmaya başladım. Yoksa bu benim zihnimin aptal bir oyunu muydu? Yorgunluktan olabilir miydi? Ya da daha kötüsü ölüyor olabilirdim. Ve şuan hatırlayamadığım hayatım gözümün önünden geçiyor olabilirdi.

Midemin bulandığını hissettim. Gerçeklikle yalanı ayırt edememek beni kötü etkilemişti. Kalbimdeki kurtulduğuma dair o his, adrenalinin vücudumdan çekilmesine neden oluyordu. Ve adrenalinin boşalttığı yeri inanılmayacak bir hızla acı dolduruyordu.

Kolumu kaldıracak gücüm yoktu. Diş izlerini hâlâ hissediyordum. Yeni gelen dalgayla aci bir çığlık attım. Karnım...

Ayakta durmakta zorluk çektiğim için ağaca yaslanarak yere çöktüm. Acı çok fazlaydı. Gözlerim karıncalanmaya başladığı sıralarda omzumda bir el hissettim.

"Hey, iyi misin?"

Ve daha fazla dayanamadım.

**

Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şeyin parlayan lamba olmasıyla geri kapattım. Gözlerimi yakmıştı. Kafamı sağa döndürüp yavaşça tekrar araladım. Karşımdaki kız gözlerini açmış gülümseyerek bana bakıyordu.

"Selam!"

Yüksek ve neşeli sesi yüzümü buruşturmamak için kendimi kasmama sebep oldu. Ve ardından kendi sesimi bile zor duydum.

"Selam."

"Kendini nasıl hissediyorsun bakalım?"

Sesimi bulmak için boğazımı temizledim.

"Daha iyi."

Elim başıma gittiğinde istemsizce gözlerim büyüdü. Saçlarım... Açıktı.
"Ah, bu arada saçların çok güzel olmuş. Nerden geldi aklına beyaz boya ile boyamak? Sana çok yakışmış. "

Suratına anlamsızca baktım. Boy- ne?

"Ben gitmeliyim okula geç kalıyorum. Okul çıkışı tekrar gelirim. Sana saçım için bir kaç boya göstermeliyim."

Boya mı? O neydi? Kafamı iki yana salladım. Daha sonra öğrenebilirdim. Kız cevap vermemi bile beklemeden gitmişti. Karnımdaki ve kolumdaki sargıları hissedebiliyordum. Kurtulmuştum ve kaç günün yorgunluğu gözlerime tekrardan savaş açtı. Ve bende memnuniyetle yenildim.

**
Birinin kolumu hızlıca dürtmesiyle uyandım. Karşımda gördüğüm görüntü gözlerimi devirmeme sebep oldu. Yine ve yine o kızdı. Aklıma gelmişken adını öğrensem iyi olacaktı.

"Selam yine ben! Ben senin yerine hemşireyle konuştum. Taburcu olabileceğini söyledi. Ah, bide unutmadan ani haraketler yapmaman gerekiyormuş, karnının iyileşmesine kötü etki edebilirmiş. Ve boyaları aldım. Tam tamına 5 renk inanabiliyor musun? Sana göstermek için sabı-"

"Kes şunu!"

Başıma giren ağrıyla daha fazla dayanamayıp bağırmıştım. Benim tepkime karşılık kırılmıştı ve gözleri buğulanmıştı. Ah hadi ama çok konuşuyordu.

"Bak sana bağırdığım için üzgünüm ama anla beni. Daha yeni uyandım ve yaralıyım. Bir de sen durmadan konuşunca başım ağrıdı. "

"Anlıyorum, özür dilerim. Seni müdürenin yanına götürmeliyim."

Gerçekten derdim neydi benim? Hayatımda ilk defa bana arkadaşmış gibi davranan, alay etmeyen birini kırmıştım. Kendi kendime göz devirdim ve yanımda sessiz sessiz yürüyen kızı omzumla dürttüm.

"Hey, adın ne?"

"Cassandra. Senin?"

"Era."

Baş MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin